Kadın ve hakları

Câhil ile âlim birdir (eşittir). Her ikisi de insandır çünkü. Tıpkı bunun gibi kadınlarla erkekler de eşittir. Her iki cins de çocuk doğurabilir. Dünya ordularında kadın erkek sayısı eşittir. Olimpiyatlarda ve spor yarışmalarında kadınlarla erkekler karışık oynarlar. Futbol oyunları kadın erkek karışık oynanır.

Genelde kadınlarla erkeklerin boyları fizikî güçleri kapasiteleri eşittir. Tarih boyunca İskender, Sezar, Attila, Çingiz, Napoleon gibi erkek cihangirlere paralel, aynı sayıda kadın cihangir de görülmüştür.

Erkek büyük kâşifler kadar kadın kâşif vardır. Zor, güç, zahmetli işleri erkekler kadar kadınlar da aynı performansta yapabilir. Kadınlar çocuklarına nasıl süt veriyorsa, erkekler de çocuklarını emzirebilir.

Kadınlarla erkeklerin düşünce tarzı, zihniyeti, psikolojisi aynıdır. Nobel ödülü alan kadınlarla erkeklerin sayısı eşittir. Daha böyle yüzlerce gerekçe gösterilebilir.

O hâlde teklif ediyorum: Ordunun yarısı kadın olsun. Ağır işli demir çelik fabrikalarındaki işçi sayısının yarısı kadın olsun. Futbol takımlarında pozitif ayrımcılık gereği, altı kadın, beş erkek oyuncu olsun.

Erkek ve kadın polis sayısı eşit olsun. Mademki, eşitlik var, malûm hanelerde devletin yasal vesikalarıyla ve yasal izniyle KDV’li “hizmet eden” erkek seks işçisi de çalıştırılsın.

Yukarıda yazdığım satırlar edebî sanatların hangi türüne girer?

Bendeniz kadın erkek eşitliğine inanmam… Çünkü: Fakirin gözünde hanımlar erkeklerden üstündür. Erkeklerin üstün olduğu taraflar yok mudur? Elbette vardır. Lakin kadınların erkeklerden üstün olduğu hususlar çoktur ve ağır basar.

Feminizmi bozuk bir ideoloji olarak kabul ederim. Âilenin reisi erkektir. Bazı işleri, hizmetleri erkekler yapmalıdır. Meselâ, askerlik, ordu, vatan savunması hizmetleri. Eşitlik diye nutuklar atıyorsunuz. Niçin kadınlar için mecburi askerlik hizmeti getirmiyorsunuz?

1923’te kuruluşundan bu yana Cumhuriyetimizi ne boyalarla boyadılar. İlk Cumhuriyet bir İslâm Cumhuriyetiydi. Sonra Dönmelik boyasıyla boyadılar. Şimdi de Türkiye Amazonlar Cumhuriyetini kurmak istiyorlar.

Türkiye Cumhuriyeti Amazonlaşınca çöker. Çünkü kadınlar savaş işlerinde vatan müdafaasında erkekler kadar marifetli ve becerikli değildir.

İslâm kadınları denilince hatırıma âniden, Yakup Kadri’nin 1915’te kaleme aldığı «Çarşafa ve Peçeye Dair» şâheser makalesi geldi. Çok yazdım yineliyorum, herkes (hasseten sıkı Kemalistler) bu yazıyı ayda bir kere okusun.

Kadınlık haysiyetine, şerefine, izzetine gölge düşürmeyen bütün hanımefendilere, hanım kızlara; bütün annelere, bacılara, büyük annelere, saygıdeğer zevcelere en derin hürmetlerimi ve tazimlerimi arz ediyorum.

Bazı kadınlar var ki, onlar maalesef hanımefendi olamıyorlar, hanım olamıyorlar, sayın bayan bile olamıyorlar, maalesef ancak karı olabiliyorlar. Bunlar için saygı duyamıyor, “Allah ıslah etsin” diyorum.

İnsanların en bilgilisi, en İrfanlısı, en bilgesi olan Resûlullah Efendimiz (salât ve selam olsun ona): “Cennet annelerin ayakları altındadır” buyurmuştur. Bu taltif onlar için ne büyük şereftir, gurura kapılmamak şartıyla bununla iftihar edebilirler.

Kemalistlerin yalancı “kadını yüceltme” şovlarına kanmamalıyız. Onların gayesi kadın üzerinden İslâm’a düşmanlıktır. Onlar kadını yalnızca bir seks metaı olarak görürler. Ulu önder onlara seçme seçilme hakkını vermiş. Pekâlâ Merve Kavakçı hanımefendiyi neden meclise sokmadınız?

"Bu kadına haddini bildirin” diye bağıran müteveffa Ecevit’e “ulu önderimize muhâlefet ediyorsun” demek yerine neden hep birlikte “Dışarı, dışarı” naraları ile Merve hanımefendiyi korkutup linç ettiniz? Dahası 1934’te verilen bu hakkı neden açık oy, gizli tasnif ile berhava ettiniz? Üstelik erkeklerden de.

Kadın çiçekti, gökyüzünde yıldızdı da neden ulu önderiniz onun geleneksel kıyafetini bile yasakladı? Neden sırtında mermi taşımış o mübarek kadınlarımıza azınlıkların kadınları kadar olsun hak tanımadınız, istedikleri inandıkları gibi giyinme şansından mahrum ettiniz?

Kadınlar İslâm ikliminde mutlu ve fıtratları için uygun işlerde hekim olarak, ebe olarak, muallim olarak ve dahi nice işlerde çalışabiliyorlardı.

Japonlar kadınlar için özel tren vagonları, özel metro vagonları, kadınlara mahsus otobüsler koyuyor da siz neden «haremlik-selâmlık» diyerek Türk kadınlarına nezaketi terk ile kabalığı reva görüyorsunuz?

Neden onları yakın zamana kadar Üniversitelerin kapılarında, ikna odalarında ağlatıp mutsuz ettiniz? Söyleyin yalancılar, anlatın sahtekârlar. Anlatın anlatın heyecanlı oluyor. 07.12.2021