KADINLAR GÜÇLENSİN, TÜRKİYE BÜYÜSÜN !

Kadın işgücü geçmişten günümüze hep var olmuştur. İlk zamanlarda tarımda ücretsiz aile işçisi olarak karşımıza çıkan kadın; daha sonra sanayi devrimiyle birlikte iş hayatında, zor şartlarda çalışan işçi olarak karşımıza çıkmaktadır.

TÜİK verilerine göre Türkiye’de 2019 yılında, erkek nüfusu 41 milyon 721 bin 136 kişi olurken kadın nüfusu 41 milyon 433 bin 861 kişi olarak belirtilmektedir. Diğer bir ifadeyle nüfusun %50,17’sini erkekler, %49,83’ini ise kadınlar oluşturmaktadır. Hane halkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; 2020 yılında, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenlerin oranı %42.4 olup bu oran erkeklerde %58,9, kadınlarda ise %26,3 olarak belirlenmiştir.  2019 verilerine göre Eğitim durumuna göre işgücüne katılım oranı incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görülmektedir. Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılım oranı %7,4, lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılım oranı %45,2, lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı %8,5, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı %7,8 iken yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı ise %31,0 şeklindedir. Şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki erkek oranı 2018 yılında %83,7 iken kadınların oranı %16,3  olarak belirtilmiştir.

Yapılan araştırmalara göre kadınlar iş hayatında, “finanstan anlamaz, duygusal davranır, ekip yönetemez” gibi olumsuz ön yargılarla karşı karşıya kalmaktadır. Ancak araştırma verileri, kadınların iş yönetimi, aynı anda birden fazla işi yapabilme, sonuç odaklılık konularında erkeklerden daha yetkin olduğunu ortaya koymaktadır.

Eğitimde de kız çocuklarının erkeklerle aynı oranda ve doğru bir şekilde yönlendirilmesi gerekmektedir. Erkek çocuklarımıza yaptığımız gibi kız çocuklarımıza da erken yaşlarda Fen, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik alanlarının disiplinler arası öğrenim yaklaşımını benimsetmemiz ve erkekler kadar kız çocuklarını da bilim alanlarına teşvik etmemiz gerekmektedir. Kadınların ekonomik ve sosyal yaşama etkin ve erkeklerle eşit oranda katıldığı ülkelerin tümü, günümüzde “gelişmiş ülkeler” kategorisinde yer almaktadır. Kadınların sosyo-ekonomik konumlarının güçlendirilmesi, toplumsal yaşamda kadın erkek eşitliğinin sağlanması, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma hedefine ulaşılabilmesi için kadınların istihdamının artırılması gerekmektedir. Kadınlarımızın güçlü olması, ülkemizin de güçlü olması demektir. Günümüzde istihdam ve işsizlik, sonuçları açısından toplumların en önemli sorun alanlarından birini oluşturmaktadır. Toplumsal refah ve kalkınma açısından bu sorunun çözümü önemli bir husustur. Türk Büro-Sen Kadın Kolları olarak bu konunun  bütün siyasi parti politikaları ve parti programlarında yer almasını ve iktidara geldiklerinde de uygulamalarını ve üzerinde titizlikle çalmalarını beklemekteyiz.

İstihdam sorunundan etkilenen kadın işgücünün çalışma hayatına dâhil edilmesi, toplumsal kalkınmada önemli bir etkendir. Bu sebeple cinsiyet temeline dayalı her türlü ayrımcılığın önüne geçilmesi ve kadın istihdamının artırılması, toplumsal gelişim ve refah açısından büyük önem arz etmektedir.

Bu anlamda KADINLAR GÜÇLENSİN, TÜRKİYE YÜKSELSİN diyoruz.

              Fatma Nurdan KÖKSALDI
    Türk Büro-Sen Kadın Kolları Başkanı