KADINLAR GÜNÜ FALAN

Önce (1910) bu günü peydahlamışlar, 80 sene sonra da madem öyle bir de «erkekler günü» olsun deyip iki cinsi de böylesi ayrıcalıklı günlerden mahrum bırakmamışlar? Ne diyelim? Bana sormayın. Ben asker ağzıyla “hastirin lan” derim. Ulan zavallılar, cinsiyetler için ayrı ayrı günler ihdas etmenin ne âlemi var? Haydi siz bir mánâ yüklediniz de icad ettiniz, bizim ne ihtiyacımız var böyle abuk günlere? Batıda «Dünya Kaka Günü» olsa onu da alacak mısınız? Ezikliğimizi atalım artık. Batı ne halt yiyorsa biz de onu yemek zorunda mıyız? Bizde âilede erkek evin reisidir lâkin bu riyaset ona zerre miskal ceberrutluk (zorbalık) izni vermez. Bilakis İslâm kadınların erkekler için bir emanet olduğunu buna hıyanetin ise ağır bir suç olduğunu vurgular. Erkeğin kadın üzerinde hakkı, kadının da erkeği üzerinde hakları vardır. Yàni cinsiyetler arasında bir hak-hukuk adaleti vardır. İslâm bizde hükümferma olduğu günlerde böyle abuk işlere ne erkeklerin ne kadınların ihtiyacı yoktu. İşin en acısı ne biiliyor musunuz? Biz ne Batı gibi olabildik ne de Batı’ya ilham vermiş asil hüviyetimizi koruyabildik… Eziklik bizi mahvetti, perişan etti. Uzağa gitmeyin, açın Peyami Safa’yı okuyun, açın Ahmet Cevdet Paşa’yı okuyun. Osmanlıda kadının nasıl izzet sahibi bir mevkide olduğunu, toplumun kadınların iffet ve namusu kadar izzetine de titrediğini okuyun. Bizim Dünya Kadınlar gününe falan ihtiyacımız yok. Batı’nın bizden alacağı ise hayli çok. Bizde KADINLAR pasta çörek yapar, hanım arkadaşlarını dâvet ederler. Bizde KADINLARIN GÜNÜ odur, başkasına ihtiyacımız yok... 10.03.2025