Nöbetçi Eczaneler
KAMUDA VE ÖZEL SEKTÖRDE YÖNETİMDE İNCE ÇİZGİLER
İyi bir öğrenciyi , iyi öğretmenler ve iyi bir aile yetiştirir. Bu ince çizgi geleceğin yöneticileri olmak üzere nefes alan her insan için geçerlidir.
Bana göre öğretmeni sevmek dersi sevmek demektir. Öğrencinin başarısı öğretmenin başarısıdır. Sadece diploma alması yetmez, kişilik olarak da yetiştirmek gerekir.
Önce insan olmayı, vicdanını sorgulaması gerektiği ilk başta öğretilmeli ki ; bir yerlere geldiğin de adaletli olsun.
Bir insanın vicdani duygusu yoksa ; ondan adam olmaz.
Hızır Paşa’nın ,Pirsultana Abdala , Prim sen bana adam olamazsın demiştin; bak ben “vali oldum demiş”.
Pirsultanın cevabı: Hızır ben sana vali olamazsın demedim, sen ” adam olamazsın dedim ” der.
Bir makam sahibi olmak yetmez ,zaten bir gün bırakıp gideceksin . Fakat nasıl bir insan olduğun önemli. Liyakatsız insanların bir makama gelmesi o millete zulümdür.. Liderlik yoksa ,dışa dönüklük yoksa ,inisiyatif alamıyorsanız sizden yönetici olamaz. Yöneticinin insanlığa katkısı olmalıdır.
Yönetici astlar arasında teraziyi doğru tartmalıdır.
Ast kişiler arasında çekememezlik ,iftira atma ,kıskançlık gibi konular yaygındır. Biri ast yöneticisine gider, diğer arkadaşının hakkında olumsuz bilgi verebilir….
Karşı cinsler arasında da kıskançlık ,fesatlık mutlaka vardır. Bu daha da tehlikelidir. Yöneticiler bu kadın bu erkek diye bir anda duygusal davranıp gaflete düşmemeli…!
“Çamur at izi kalsın” hafife alınacak bir şey değildir. Ya Ayşe yaramazlık yapıp Ahmet günahkar gösteriliyor olabilir. ” İnce iplikle halı dokumak lazım ki ,teraziyi doğru tartmak gerekir.
Her sektörde yaramaz ve yalaka çoktur. Yönetici çift taraflı dinlemeden hareket eder yargısız infaz ederse o kişiden yönetici olmaz.
Bu bugünün işi değil; Hz Yusuf bile kardeşleri tarafından kuyuya atıldı. Nedeni kıskançlık değil miydi.?
Devlette veya özel sektörde makam sahibi olup , iyi bir insan olmak senin insanı görevin , iyi biri olman senin karakterini yansıtır. Sadece iyi niyetli olmak, yönetmek için yetmez. Kanunları ve kuralları iyi bileceksin. Yalakalık la değil ,yeri geldiğinde elinizi masaya da vurmalısınız .
“Resen” ne demektir bunu kesinlikle bilmeliler ve yerine göre uygulamalar. Yoksa garip insanı ağlatır ,zalim insanı güldürürsün.
Herkes haddini bilmeli
Hergun işyerlerinde başta olmak üzere; sosyal mecralarda aynı zamanlarda bizzat çalışan insanlardan mobing vb. sözler duyuyoruz. Mobing deyip hafife almamak lazım. İnsan sağlığına psikolojik ve bedensel zararlı etkileri vardır. Neden çalışanlar bu tür mobinge maruz kalıyorlar.
Egosu tavan yapan sözde yöneticiler genelde kendi eksikliklerini örtmek için yaparlar, hatta çalışanı işinden bile edebilirler.
Topu sadece yöneticiye atmak haksızlık olur. Çalışanlar arasında da guruplaşmak , kendileri gibi olmayanları yalnızlaştırmakta mobingdir . En tehlikeli olanı da budur. Balık baştan kokar misali…
Gerçek lider yöneticiler mobing vb. baskılar yapmazlar . Çözüm odaklı bir savcı bir hakim gibi oldukları gibi aynı zamanda bir abi gibidirler.
İnsanoğlu mükemmel değildir. Fakat mükemmel olmaya çalışmalıyız. ” İnsan olarak kusur doksan da yaparız”. İyi lider yöneticiler çalışanların kusurlarını örtmeye çalışır. Onların sorunlarına çözüm arar. Bunu yaparken de karşısındakini “mahcup etmeden” yapar.
Hatasız dertsiz bir insan gösterebilir misiniz. Hepimizin ayrı ayrı çeşitli sorunları var.
BU SORUNLAR BEDEN DİLİMİZDE VE RUHSAL YAPIMIZDA ORTAYA ÇIKABİLİR.
Bazen çok iyi olabiliriz. Bazen de elimizde olmadan çemberin dışına da çıkabiliriz.
Biz robot değil insanız… Kusurlarımız olur, fazla irdelemek olmaz.
İyi Gözlemleyin;
Kimya hocası öğrencileri ile deney yapar iken , “hoca deney esnasında “bir bardakta ki karışıma parmağını batırır gibi yapıp, parmağını diline koyar, karışım bana birşey yapmadı der.
Aynısını öğrencilerinin yapmasını ister. Öğrencileri ; parmağını bardakta ki karışımın içine sokar ve parmağı diline dokundurdukları gibi acı hissederler,
Hoca , öğrencilere döner; iyi gözlem yapmıyorsunuz. Ben parmağımı değdirir gibi yaptım,fakat “karışımın içine dokunmadım” der.
Olay ve olguları çift taraflı dinmek lazım.
Bazen fazla enerjik olmakta insanda sorun olabilir.
Kültür meselesi sorun olabilir, farklı üslup “uslubu noksan kişiler ” tarafından sorun olarak görülebilir. Yani kendi gibi olmayanlar her zaman kötüdür..
Ozanların dediği gibi; “Toprak damar damar ,insan kısım kısım”.
Her davranışı kendi kafamıza göre : öyle ya da böyle yorumlanır ise hata yapılır..
O zaman en büyük eksiğimiz empati yoksunu olmak ve kendi egonuzu tatmin etmektir .
Çalışanlara eğitimler verilir ,motivasyon sağlanırsa işyerlerinde daha iyi verim elde edilebilir.
Mevlana’nın bizlere ders niteliğinde güzel sözleri vardır;
Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
Şefkat ve merhamet de güneş gibi ol.
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
Hoşgörülükte deniz gibi ol.
Mevlana hazretleri ne güzel özetlemiş yukarıda.
Yerine göre empati ve sempati duymalıyız. . Değerli arkadaşlar kaybetmek kolaydır. Biz kazanmasını bilmeliyiz. İnsanoğlu hata yapar. Hatalar bir insanın kötü beceriksiz olduğu anlamına da gelmez. Biz her konuda mükemmel miyiz diye kendimize de sormalıyız .
Küçük hesaplar peşinde koşup küçük insan olmayalım.
İşyerleri çalışma yeri olduğu gibi ; aynı zamanda sosyalleşme’nin de olduğu yerlerdir. Sosyalleşme’ye fırsat verilmelidir. Küçük beyinler fesat olur kıskanç olur. Bu beyinler çevresine zarar verir.
Bizim güzel düşünen iyi yürekli insanlara ihtiyacımız var. Onlara fırsat vermeliyiz…
EN ÖNEMLİSİ: ÖNYARGILARI KIRMAK ki, DOĞRU , ADALETLİ OLALIM. YARGILAMADAN KARAR VEREN İNSANLAR HATA YAPMASI KAÇINILMAZDIR..
HUSEYİN KARAHAN
YORUMLAR