Türkiye, Suriye ve Irak’ın kuzeyine operasyon kararı aldığı zaman ABD ve Rusya’dan ne kadar itiraz gelse de kararlılığını devam ettirerek Pençe-Kılıç Hava Harekatı’nı başarıyla gerçekleştirdi. 19 Kasım 2022 tarihinde Suriye ve Irak’ın kuzeyine yönelik gerçekleşen Pençe-Kılıç Hava Harekatı sonrasında Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, güney sınırlarımızın güvenliğinin sağlandığını ifade ederek bundan sonra Tel Rıfat, Münbiç ve Ayen Arab bölgelerindeki terör odakları için de gereğinin yapılacağını açıklamıştı.
Milli Savunma Bakanlığı, Pençe Kılıç Hava Harekatı ilgili “PKK/KCK/YPG ve diğer terörist unsurları etkisiz hale getirerek; Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğini sağlamak, terörü kaynağında yok etmek maksadıyla; Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde bulunan ve teröristler tarafından ülkemize saldırılarda üs olarak kullanılan bölgelere Pençe-Kılıç Hava Harekatı icra edilmiştir.” açıklamasını yapmıştır.
19 Kasım 2202’de, Türkiye’nin Suriye ve Irak’ın kuzeyine yapmış olduğu hava harekatından birkaç gün sonra Kazakistan’ın başkenti Astana’da 22-23 Kasım’da gerçekleşen 19. Astana görüşmesinde Türkiye, İran ve Rusya ortak bir bildiri yayınlayarak Suriye’nin güvenliği, egemenliği, toprak bütünlüğü ve komşu ülkelerin ulusal güvenliklerini tehdit eden her türlü saldırıya karşı durulacağını açıkladılar.
Türkiye’nin yapmış olduğu hava harekatından terör örgütü PKK/CK/PYD/YPG ve SDG olağanüstü rahatsız olmuştu. SDG komutanı Mazlum Kobani, Türkiye’nin yapmış olduğu operasyonun tüm bölgeyi tehdit ettiğini ifade ederken Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Yürütme Konseyi Eşbaşkanı İlham Ahmed, Türkiye’yi uluslararası topluma şikayet ederek harekata son vermesi çağrısında bulundu.
Aynı şekilde 19 Kasım 2022 gecesi Türkiye’nin Suriye ve Irak’ın kuzeyine yapmış olduğu hava harekatından terör örgütü PKK/CK/PYD/YPG ve SDG her türlü (silah/mühimmat, /ekipman/ finans, askeri donanım, araç-gereç: zırhlı araçlar ve ağır silahlar vs, lojistik ve askeri eğitim) desteği veren ABD ve bazı Avrupa ülkeleri bir o kadar rahatsız olmuşlardı. Tabi ki aralarında Türkiye’yi haklı bulan ve yapılan operasyonun uluslararası hukuk normlarına uygun olduğunu ve Türkiye’nin Birleşmiş Millet Anlaşması’nın 51’inci maddesi gereğince meşru müdafaa hakkını kullandığını ifade eden ülkeler ve kuruluşlar da çıktı.
Türkiye’nin Suriye ve Irak’ın kuzeyine Pençe-Kılıç Hava Harekatı’nı başlattığı 19 Kasım 2022 gecesi, Milli Savunma Bakanlığı “PKK/KCK/YPG ve diğer terörist unsurları etkisiz hale getirerek; Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğini sağlamak, terörü kaynağında yok etmek maksadıyla; Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde bulunan ve teröristler tarafından ülkemize saldırılarda üs olarak kullanılan bölgelere Pençe-Kılıç Hava Harekatı icra edilmiştir.” açıklaması her şeyi izah etmeye yetiyordu.
İsveç, yıllar sonra NATO üyeliği sebebiyle Türkiye’ye söz vererek terör örgütlerine karşı tavır aldı. İsveç parlamentosunda Türkiye’nin harekatı tartışılırken Yeşiller Partisi Eş Başkanı Marta Stenevi, Türkiye’nin terör saldırılarına maruz kalan bir ülke olduğunu ve terör saldırılarına karşı kendini savunma hakkını olduğunu söyledi. Ayrıca terör örgütü odakların İsveç’i sığınağı olmaktan çıkartılması gerektiğini belirtti.
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price, Türkiye’nin harekatına koordine edilmemiş bir eylem olduğunu ve ortak hedef olan IŞİD ile mücadelenin kesintiye uğrayacağı için tansiyonun düşürülmesi konusunda çağrıda bulundu. Ned Price’nin bu sözlerinden Türkiye, Irak’ın egemenliğine müdahale ediyor anlamı çıkıyor. Ned Price, ABD’nin “Irak’ın egemenliğini ihlal eden ve eşgüdüm içinde yapılmayan her tür askeri faaliyete karşı çıkmaya devam edeceğini” belirterek dolaylı yönden Türkiye’ye olan tavrını sergilemiş oldu.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü John Kirby, Türkiye’nin yapacağı operasyona karşı çıkarak ‘ortağımız’ dediği PKK’nın Suriye kanadı PYD/YPG/DSG’nin, IŞİD’de karşı vereceği mücadeleyi kısıtlayabileceği endişesini dile getirdi.
Almanya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Chistopher ‘Orantılı hareket etme ve uluslararası hukuka saygı gösterme’ hususunda Türkiye’yi dolaylı olarak uyardı.
Bir de içimizdeki terör örgütlerine destek veren siyasilere ne diyeceğiz?! Türkiye’nin Irak ve Suriye’nin kuzeyine yapmış olduğu eşzamanlı harekattan rahatsız olan HDP’li vekil Meral Danış terör örgütüne selam göndererek direniş çağrısında bulunması terör örgütü PKK/KCK/PYD/YPG ve SDG’ye aleni bir şekilde destek verdiğinin göstergesi değil midir?!
HDP’nin Avrupa Temsilciliği’nin İngilizce paylaşımında Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yapmış olduğu operasyondan rahatsızlığını dile getirerek (ABD’ye ve bazı Avrupa ülkelerine adeta yalvarırcasına) saldırıların acilen durdurulmasını istemeleri korkularını, bu saldırıların Erdoğan’ın seçim kampanyası olduğunu iddia etmesi de düşmanlıklarını ortaya koyuyordu.
Ve şimdi sıra Kara Harekatı’nda! Terör örgütü PKK/KCK/PYD/YPG ve SDG’nin korkulu rüyası ise Türkiye’nin yapacağı Kara Harekatı!.. Aynı şekilde ABD ve terör örgütüne destek veren bazı Avrupa ülkeleri de Türkiye’nin olası bir Kara Harekatı’na kalkışmasından endişe etmektedirler. Bu konuda bir tek Rusya temkinli ve itinalı bir açıklama yaptı. Rusya Devlet Başkanı Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksander Lavrentyev “Türkiye’den kara operasyonunun yapılmayacağına dair güvence almadık. Ancak yine de bu operasyonları yapmaktan kaçınma ihtimallerinin olduğu görülüyor. Biz yapmamaları için ikna etmeye çalışıyoruz” diyerek Türkiye’ye şiddeti artıcı kapsamlı kara harekatından kaçınılması önerisinde bulunması Rusya adına dengeli ve politik bir açıklama olarak değerlendirebiliriz.
Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan “Uçaklar, SİHA’lar, toplarla yaptığımız operasyonlar sadece başlangıçtır… Bizim için en uygun olan zamanda karadan da teröristlerin tepesine bineceğiz… Tel Rıfat, Münbiç ve Ayn el-Arap’tan başlayacağız… Beton tünellerin mezarları haline geleceği gün yakındır. Irak ve Suriye yönetimleri Türkiye’nin harekât yaptığı yerlerden rahatsızlık duymasınlar. Bu harekâtlar Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü de güvence altına alacaktır.” diyerek Kara Harekatı’nın yapılacağını aleni bir şekilde açıklamıştır.
YORUMLAR