Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Karar Yüksekliği (DH)

Askerî uçuşum kadar sivil havacılığa da yıllarımı verdim (13’er sene) “Havacılık bilgi, karar ve disiplin mesleğidir.” Tecrübe ile sâbit.  Yetenek elbet gerekli, fakat o zaten işin başında tespit edilmeden kimseye pilotluk lisansı verilmez.

Yetenekli, bilgili ve zeki bir pilot fakat kurallara uymuyor! Yalnız uçuyorsa (askerî uçuşlarda olur) kendi can emniyetini, sivil havacılıkta mürettebat ve yolcu sayısına göre, en az üç-dört, kimi zaman yüzlerce yolcunun hayatını tehlikeye atıyor demektir.

Dün, Muson İklimi’ni anlatırken yaşadığım hatırayı paylaşmıştım. O hadisede meselâ, yetenekli hattâ tecrübeli bir sorumlu kaptanımız vardı. Fakat kule uyarısını dikkate almadığı için, (yolcumuz yoktu) hayatımızla kumar oynamıştı…

Ülkeleri yönetenler de böyledir. İktidar ya da millete kaptanlık da bilgi, yetenek, tecrübe yanında çok büyük bir sorumluluk ister. Hattâ, gemi, uçak dolusu değil, milyonlarca insànın selâmeti söz konusudur.

Uçak kaptanları, kötü hava şartlarında «karar irtifası» (ing. Decision High, DH) geldiğinde iniş yahut pas geçiş için (tekerlek koymadan yeni iniş denemesi) son karar verme noktasına geliyorsa, iktidarlar da kimi zaman böylesi hızlı karar aşamalarına gelebiliyor.

Meselâ Ukrayna Krizi’nde, Türkiye garantör ülke olsun diyorlar. ABD veya AB Türkiye hakkında nasıl bir kurnazlık düşünüyor acaba? Selâmetimizi isteyeceklerini düşünmek safdillik olacağına göre çapanoğlu aramak lazım bu garantörlük ve benzeri taşların altında

Kendini süper güç sayan ABD neden bizzat müdahil olamıyor da Türkiye’yi ateşe sürüyor diye bakmak lazım. Hani denilir ya, senin etin ne budun ne? Türkiye neden Rusya’yı karşısına alsın?

* * *

Bir başka misâl: Resmî ideloji tahribatı bir asırdır belimizi kambur, bünyemizi felç etti. Türkiyelileri kamplara ayırıp terakkisine, selâmetine mani oldu. Vesâyetçiler Anayasa’ya bir ucube madde koyarak bozuk düzenin devamını garanti altına da aldılar:

“Değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez!” Nedenmiş o? Háşa sümme háşa, sonra bir daha háşa, Kur’ân àyetleri mi sizin ilme ve irfana kılıç çeken dayatmalarınız?

Bu idam gömleğidir!. Boğuyor, Müslüman, seciyesi yüksek, vatan için can vermeye hazır necip milletimizi mahkûm gibi suçluluk kompleksine sokuyor!..

Bunu idrâk edemiyor muyuz? Neden korkuyoruz hálâ?

Diyanet İşleri Başkanı Atatürk’e rahmet okumasa idam mı edeceklerdi? Mecbur muyuz; bizi bin yıllık öz Türkçe, Kur’ân harfli yazımızdan cüda eden, Kur’ân’a “Arabın yaveleri” demiş birine (Allah’ın gücüne gideceğini bile bile) rahmet okumaya? Daha önce de çok yazdım ama okuyan kim, Çanakkale ruhuna sahip devlet adamları nerede?

Bir devlet için anayasa şart değil, İngiltere gibi Anayasası olmayan devletler de var. Amma ve lâkin, ille de yapılacaksa yepyeni, agresif dinsizlere hiçbir dayatma imkânı vermeyen, dinsizliğe kapı aralamayan, millî duruşu dünyaya ilân edecek ve bizi sahiden selâmete ulaştıracak bir anayasa yapılsın.

Artık «Karar İrtifası»na (DH) geldik. Çakılmak istemiyorsak hızla karar vermeliyiz. Cesur olmalıyız. Dosdoğru olursak Allah mahçup etmez.

Evliyâdan Diyarbekir’li Said Paşa Hazretleri (kd.srh), “Korkma düşmandan ki âteş olsa yandırmaz seni / Müstakiym ol Hazreti Allah utandırmaz seni” derken bunu anlatmak istiyordu. (7 Ocak 2022 tarihli yazımda şiirin tamamı var.) 21.03.2022

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER