Bir işi bilerek, tasarlayarak yapmak, «kasden yapmak»tır. Hukukta buna «taammüden» denilir. İçtimâî hayatta (eskiler) kasd-ı mahsûsa derlerdi.
Meselâ bir ölüm – öldürülme vakası… Ya taksiren, yàni kazaen, bir hata kusur, dikkatsizlik, tedbirsizlik, acemilik sonucudur bu ölüm veya önceden kurarak, tasarlayarak, kasden (niyetlenerek) taammüden işlenmiş bir cinayettir.
Yapılan, yapılmış işlerde kasıt (niyet, amaç, gaye) olup olmadığı çok önemlidir. Hukukta da içtimâî hayatta da karşılaştığımız hadiselerin kasdî olup olmadığı fevkalâde mühimdir.
Bıçkın (!) gazetecilerimiz, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu’nun yoğun kar yağışı sonrasında perişan olan İstanbul’u umursamadığı imasıyla, bir balık lokantasındaki görüntülerini servis ettiler. Patlayan öfkeyi bir saatlik yemek molasına boca ettiler!.
Ben bunu yemem. Akıllı olan herhangi biri de yemez, yememiştir.
Yapılan fotolinç yanlıştır ve hadiseyi hiç anlamamış olmaktır.
Yanlışlığını ve aktif bir gazeteci olsam o haberi nasıl yapacağımı dünkü yazımda izah etmeye çalıştım. Bugün bıçkın gazetecilerimizin hadiseyi neden “hiç anlamadıklarını” anlatmaya çalışacağım..
Sayın Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’u önemsemediği áşikâr. Başarısız olduğu da su götürmez. Fakat asıl bakılması gereken husus, haberciliğin de en önemli suallerinden olan «neden» meselesidir. (5 N kuralı)
İmamoğlu neden başarız? Biliyorum bazıları hemen “hoppala, başarısız işte, yeteneği yok, aklı kıt” ve sair suretlerde homurdanacaklar bana.
Hayır efendiler!.. Sayın İmamoğlu ne yeteneksiz, ne de aklı zekâsı kıt biri. Öyle olsaydı hepinizi suya götürüp susus getirmek suretiyle İstanbul Belediye Başkanlığı’nı kazanamazdı.
Adam hepinizden zeki. Kasden başarısızlık sergiliyor çünkü. Tipik bir kasd-ı mahsûsadır yaptığı.
Nereden varıyorum bu sonuca?
Daha önceleri de birçok vesile ile anlatmışımdır aslında. İstanbul demek Türkiye demektir. İstanbullu isyan ederse Türkiye isyan eder.
İstanbul’daki bozukluklar, aksaklıklar vatandaş tarafından İstanbul Belediyesi başarısızlığı olarak görülmez. Tıpkı başarının Türkiye’yi kurtaracak bir başarı olarak görüldüğü gibi.
Hatırlasanız ya, sayın CB Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı başarısı sebebiyle (sayın vatandaşlarımızca) başbakanlığa terfi ettirilmemiş miydi?
− E, çıkar artık ağzındaki baklayı…
Çoktan çıkardım da senin haberin yok a benim saftirik kardeşim. Adam kasden başarısızlık sergiliyor. İstanbul istan etsin istiyor. Tekrar, yüz defa tekrar edeyim: İstanbul isyan ederse Türkiye isyan eder!..
Kimse Ekrem başarısız oldu diye çemkirmez. Madem ki bozukluk var her bozukluk iktidarın kötü yönetimi yüzündendir.
Halk bakışı budur. Bunu hálâ idrâk edememiş olanlar siyaset sahnesine dekor bile olamazlar.
O hâlde bir türlü iktidar olamadıkları için “Devlet batsın yeter ki iktidar biz olalım, yeter ki bunlar gitsin” kafasındaki CHP için formül nettir:
Türkiye’yi batır ki bunlar gitsin!
İstanbul’u batırmakla Türkiye’yi batırmış oluyor adamlar. Sen hálâ “Ekrem Balık yemiş” salaklığında haberler yap dur…
“Atı alan Üsküdarı geçmiş” demişler. Ben de, sen sazan gibi zokayı yutarken adamlar işi götürüyor diyorum.
Sazan gibi derken hakaret mi ediyorum? Evet, evet aynen…
Kasd-ı mahsûs olarak, taammmüden hemi de… 27.01.2022
YORUMLAR