Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Kastamonu Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Orhan Sancaktaroglu:

Okular şiddetin değil, eğitimin

Okular şiddetin değil, eğitimin yuvasıdır.
Eğitimci hedefse geleceğimiz karanlıktır
Bugün maalesef şu anda önünde bulunduğumuz Hacıbey Ortaokulunda meydana gelen kendini bilmez bir veli tarafından Selman GÖKKAYA öğretmenimize yönelen şiddet hadisesini telin etmek ve konuyla ilgili basın açıklaması yapmak üzere toplanmış bulunuyoruz.
Bilime, bilgine, âlime, öğretmene saygıyı esas alan bir medeniyetin bakiyesi olan Türkiye’de, geleceğimizi emanet ettiğimiz eğitimcilere yönelik saldırılar, tedbir alınmadığı için, artarak devam etmektedir. Yürüttükleri mesleğin manevi karşılığı olan saygının çok görüldüğü; sözlü taciz, saldırı, darp, silahla yaralama gibi olayların sıradanlaştığı ve maalesef kanıksandığı bir dönemi yaşıyoruz.
Bugün gelinen noktada, öğretmene saygı sorunu, mesleğimizin en temel meselelerimizden biri haline gelmiştir. Sınıfların akıllı tahtayla, öğrencilerin tablet bilgisayarla buluşturulduğu ülkemizde, geleceğimiz olan çocuklara bilgi, beceri ve değer kazandıran öğretmenlere reva görülen muamele düşündürücü olduğu kadar vahimdir de. Bir harf öğretene kırk yıl köle olunacak bir medeniyetten geldiğimiz nokta ve dozu gittikçe artan şiddet, artık sadece kınamakla kalınacak, geçmiş olsun deyip geçilecek bir durumda değildir.
Öğretmeni şiddete uğrayan bir toplum öğrencisine hangi değeri verebilir, neyi öğretebilir!
Yıllardır olduğu gibi, bu yıl da eğitim çalışanları, Türkiye’nin dört bir yanında şiddet olaylarına maruz kalmaktadır. Son olarak şu anda önünde bulunduğumuz ve ilimize yeni kazandırılarak henüz iki hafta önce eğitim öğretime açılan Hacıbey Ortaokulunda Türkçe Öğretmenimiz Selman GÖKKAYA, görevi başındayken kendini bilmez bir veli tarafından elim bir saldırıya uğramış ve maalesef başından yaralanmıştır. Bundan yaklaşık 2 yıl önce Kastamonumuzda bir lisemizde Aziz BİRBİR hocamıza yönelen bıçaklı saldırı sonrası yaptığımız basın açıklamasında da aynı konulara değinmiş ve önlemler ivedilikle alınmalı demiştik. Zaman maalesef bizi haklı çıkardı. Şiddete maruz kalan öğretmenimizin düştüğü mevzuat kaynaklı sıkıntılar bir tarafa Yetersiz ceza-i müeyyideler sonucunda serbest bırakılan şahıs kısa bir süre sonra şehrimizde bir esnafımızı katletmiştir. Sesimizin duyulması için daha ne beklenmektedir. Öğretmenler ölünce mi gereği yapılacaktır! Sözlerimizin ve uyarılarımızın dikkate alınmaması gittikçe şiddeti yaygın ve kolay hale getirmektedir. Bu durum bizleri derinden üzmekte ve geleceğe yönelik endişelerimizi daha da artırmaktadır.
Hayatlarını, geleceğimizin daha iyi olmasına vakfeden eğitimcilere yönelik şiddet olaylarının önü alınmazsa, gereken tedbirler ivedilikle hayata geçirilmezse, öğretmene iade-i itibarda bulunulmazsa, şiddet hastalığı bütün toplumu saracak, bu cennet vatan cinnet ülkesine dönüşecek, çocuklarımıza bırakabileceğimiz yarınlarımız sadece karanlıktan ibaret olacaktır.
Mevzuat kaynaklı sebeplerin yanında, okullarda güvenlik görevlisinin bulunmaması, alınan tedbirlerin yetersiz kalması, caydırıcılıktan uzak ceza ve yaptırımlar, şiddeti önlenemez ve daha yaygın hale getirmektedir. Bununla birlikte öğretmenlerin belirsiz kişilerin mesnetsiz şikâyetleriyle soruşturmalara tabi tutulması, yılgın hale getirilen eğitimcileri zor durumda bırakmaktadır. Caydırıcı önlemlerin alınmaması da olayların aralıksız devam etmesine, mesleğin ve camiamızın itibar kaybına uğramasına neden olmaktadır.
Şiddet hadiseleri öğretmenlerin ruh dünyasında tamiri mümkün olmayan yaralar açmakta; mesleğe ilişkin güvenlerini kaybederek, mesleki verimliliklerinin düşmesine neden olarak eğitimin niteliğine de doğrudan etki etmektedir. Bu durum, herkesin sorumluluk üstlenmesini, bu kötü gidişin durdurulması için harekete geçmesini gerektirmektedir. Madem ki meslek kanunumuz vardır. Acilen ve hemen meslek kanunu içerisine eğitimciye şiddeti engelleyecek kanuni bir düzenleme yapılmalıdır. Henüz Eğitim öğretim yılının başında meydana gelen bu hadise göstermektedir ki eğitimcilerin haklı talebi budur. Çünkü yasal zemine oturmayan her söz, her davranış havada kalacaktır.
Akıllı tahtalarla sınıfları donatmak, daha kolay öğrenen, zihinsel gelişimi daha hızlandıran bir etkiye sahip olabilir. Ancak öğretmenine saygılı ve şiddetten uzak, daha ahlaklı nesiller yetiştirmek sadece öğretmenin değil başta aile ve velilerin, yöneticilerin ve diğer bütün ilgili kurumların öncelikli hedefi olmalıdır. Çünkü ailede başlamayan nezaket, saygı ve sevgi öğrencide vücut bulmayacaktır. Şiddet toplumun tamamı tarafından nerden ve kimden gelindiğine bakılmaksızın topyekün bir karşı çıkışla önüne geçilebilecek, devlet tarafından gerçekçi önlemler alındığında kökü kazınabilecek bir hastalıktır.
Toplumsal sorun haline gelen şiddet hadiselerine ortak tavır geliştirmek ve çözüm bulmak, sorunun üstesinden gelinmesi için sorumluluk almak elzemdir. Şu gerçeğin altını bir defa daha çiziyoruz: Eğitimcileri şiddetin hedefinde olan bir toplumun geleceği karanlıktır. Ciddi bir sorun olan şiddete çözüm bulunması için, başta hükûmet ve Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bütün paydaşları elini taşın altına koymaya davet ediyoruz.
Eğitim-BİR-SEN olarak, üyemiz ve önceki dönem şube yönetim kurulu üyemiz Selman GÖKKAYA hocamıza ve saldırıya uğrayan bütün eğitim çalışanlarına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, şiddete başvuranları kınıyor, yetkilileri gereken tedbirleri ivedilikle almaya ve şiddete karşı daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. 
Basın açıklamasına katılan haziruna ve kamuoyuna saygılarımızı sunuyor, özellikle buraya kadar gelip sesimize ve sözümüze el veren bütün eğitim çalışanları ve paydaşlarımıza gönülden teşekkür ediyorum.