Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Kıbrıs Türk Devleti

1964’te harekât yaptık. Bir uçak kaybettik Cengiz Topel şehid oldu.

1974 Kıbrıs harekâtını yine Kıbrıs’taki Türklere yapılan palikarya işkencelerini durdurmak için yaptık, bir gemi kaybettik, yüzlerce şehid verdik ama işi yarıda bıraktık!

Çözüm yerine çözümsüzlük kuvvetlendi adada…

Kıbrıs oldum olası Türkiye kıta sahanlığında ve bizim toprağımızdı.

Kıbrıs, II. Selim zamanında, Lala Mustafa Paşa komutasındaki ordu ve Piyale Paşa komutasındaki donanma tarafından, fethedildi, Osmanlı idaresine girdi. Kıbrıs’ın fethiyle Doğu Akdeniz’e tamamen hâkim olduk.

93 Harbi, 1914 Birinci Dünya Savaşı ve nihayet Lozan ile adada tamamen İngiliz hâkimiyeti oldu. İngilizler de sinsi bir şekilde Rumlara devretti adayı. Rumlar ise, iki parçalı bir ada değil, Yunanistan’a iltihak (Enosis) istiyordu.

Türkiye 64 ve 74 harekâtlarını bu yüzden yaptı. Yaptık ama netice aldık mı? Bizce alamadık. Çünkü hálâ Kıbrıs kaynayan bir kazan gibi.

Kıbrıs’ta artık yapılacak tek iş kalmıştır. O da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adında ve Türkiye’den başka tanıyanı olmayan devletin doğrudan Türkiye’ye bağlanmasının yolunu açacak olan hamledir.

Yani o yön belirleyen «Kuzey» tâbirinin ortadan kalkması, binaen’aleyh ileride Kuzey’deki Türkiye’ye katılacak bir bağımsız devlet olmak üzere Kıbrıs Türk Devleti’nin hayata geçirilmesidir.

Sayın Devlet Bahçeli bunu olanca çıplaklığı ile ifade etti. Cumhurbaşkanı dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın Kıbrıs Devletinde bir külliye yaptırma hamlesinin de bu gayeye matuf olduğunu en dangalakların dahi anlayabileceği şekilde anlattı sağolsun.

Evet o müstakbel Cumhurbaşkanlığı külliyesi bir bina inşaatı olmayacak, bir devletin inşasının sembolü olacaktır.

Evet devletleri kuran binalar değildir ancak bazı binaların, ABD’nin meşhur Beyaz Saray’ı gibi önemli bir yeri vardır beşeriyet hafızasında.

Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı Beştepe Külliyesi de böyledir. Bazıları «saray» deyip duruyor, buradan fitne çıkarmaya çalışıyorlar. Yahu tamam, velev ki saray olsun. O  saray o külliye bir büyük devlet nişanesidir ve asla bir lüksün ve israfın ifadesi değildir, olmamak gerekir.

Zaten aslında dünya kuruldu kurulalı büyük devletlerin mutlaka bir sarayı olmuştur. Osmanlı sultanları son derece mütevazı bir yer sofrasında yemek yerler fakat yabancı devlet sefirlerini ise sarayın ihtişamı içinde kabul ederlerdi. Erdoğan da garip guraba ile yerde yemek yer fakat yabancılar karşısında devletin itibar ve ihtişamını muhafaza eder.

Siz bu abuklukları bırakın da söyleyin bakalım. Kıbrıs hakkında fikirleriniz nedir? Acab Kılıçdaroğlu yarın birgün çıkar da “Kıbrıs’a karışmayın, başımızı derde sokmayın” falan derse?

O zaman da böyle ötecek misiniz onu söyleyin. Der mi der. Bugüne kadar hangi millî meseleye adam gibi yaklaştılar ki?

Türkiye Kıbrıs konusunda çok geç kaldı. Fakat zararın neresinden dönülse kârdır. Kıbrıs Devletimiz hayırlı olsun. 27.07.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER