Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Kısasta hayat vardır

Türkiye giderek tam bir «manyaklar ülkesi» oluyor. Bu basit bir cümle biliyorum ama şerh edilecek olursa içinden neler çıkar neler…

Meselâ şu son “Samuray kılıcıyla cinayet” manyaklığı…

Bizim evin arka cephesinde kurulan ve aşırı kalabalık İstanbul’a bir milyon nüfus daha ekleyen Ataşehir’de oldu cinayet.

Gökdelenleri ve TOKİ evleri dahi onbeş kattan aşağı olmayan bu nevzuhur mahallede zaten kimin eli kimin cebinde belli değil. Kimsenin karşı kapı komşusunun ne halt yediğinden bile haberi yok.

İşte bu kötü mahallede akşam vakti oturduğu sitenin önündeki yola çıkan C. G. B. isimli sapık herif uzun süre elindeki samuray kılıcıyla ortalıkta dolaşıyor (!) ve nihayet Ankara’dan İstanbul’a iş için gelen mimar Başak Cengiz isimli kızımıza elindeki kılıçla saldırıp hunharca öldürüyor!.

Herif uzunca süre elinde kılıçla dolaşıyor ama müdahale eden bir polis veya polise bir bildirim yok. Neden sonra yàni iş işten geçtikten sonra birilerinin görmesi üzerine elinde kılıçla koşarak kaçıyor. Güvenlik kamerası kayıtlarına göre yarım saat kadar sonra siteye dönen manyak caninin elinde yine samuray kılıcı olduğu görülmüş!.

Herif cinayeti canı sıkıldığı ve o mimar kızı savunmasız gördüğü için işlediğini itiraf etmiş. Tàbi bu arada kızcağıza kılıcı defalarca soktuğunu da söylemiş…

Ziyâ Paşa ne güzel demiş:

Âdem olanın hayr olur âdemlere kasdı,
İnsanlığa insanda budur işte delâlet.

Yàni insàn olanın amacı insànlara faydalı olmak olur, olmalıdır; insànda, insàn olmanın delili, göstergesi de budur, böyle olmalıdır diyor.

Pekâlâ ya tersi? Hayvan olmaya, cani olmaya delâlet eden?

Bunu benim İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde yaşayanlara anlatmam abes olur.  İster yaya ister otomobilleriyle dışarı çıksınlar yüzlerce manyakla ya birebir, ya da dolaylı olarak muhatab oluyorlar.

Hasseten metropollerin trafiğinde cinayet işlememek için en akıllı insàn dahi kendini zor tutuyor. Bile-isteye haince işler yapanlar, maganda züppeler ve daha sürü sepet manyak dolu yollarda.

Hani diyorlar ya “Türkiye küçük Amerika oldu” diye. El hak doğru, fakat eksik. Yalnızca küçük Amerika olmadık biz. Küçük Batı olduk deseler daha doğru olacak.

Batı’nın döktüğü çöplerle beslendik çünkü. İşin asıl ayıbı ise bu çöpleri medeniyet, muasırlık (çağdaşlık) sanmak.

Hattâ yalnızca işin asıl ayıbı değil «asıl beyinsizliği» demeliydik değil mi?

Beyinsizler hálâ aynı rü’yâdalar bu da Türkiye’nin hal-i pür melâlinin delili.

Dünya üzerinde bizden başka böylesi abuk hülyalarla ziyan edilmiş başka bir millet de ülke de yok!.

İP başkanı Meral abla çıkmış kadına şiddetten bahsediyor. Kadın savunmasız olduğu için hedefteymiş falan. Aklınca kadınlardan oy devşirecek.

Oysa Türkiye’yi yönetmeye talip olmuş birinin çareden bahsetmesi gerekmez miydi? Tamam kadına veya erkeğe ne farkeder ki, sonuçta bir cinayet işlenmiş ve eğer cinayet işlenebilmişse öldürülen erkek de olsa kadın da olsa kendini savunamamış demektir.

Yàni muhterem okurlarım bu kaçamak laflara gerek yok. Çareden bahsetsinler çareden. Aslında onlar da biz de biliyoruz ki bu kadar kolay cinayet işlenmesinin yegane sebebi karşılığında alınacak olan cezanın hafifliğinden başkası değil.

Kur’ân bize “Ey salim akıl saahibleri, kısasda sizin için (umumî) bir hayaat vardır. Tá ki (katilden) sakınasınız.” buyuruyor. Yàni gaye memât değil hayat ise, kısas şart: Öldüren (yargı kararıyla) öldürülür. İş bu kadar basit ve sonucu ise bu basitliğe muhabil müthiş, fevkalâde, olağanüstü.

İdam geri getirilsin Meral abla. Kadınları düşünüyorsan bunu da otur bir düşün olur mu? 18.11.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER