Kürdistana Özel Özerklik
Devlet ve Demokrasi sistemlerinin insan onuruna yaraşır bir seviyeye hiçbir zaman yükselemeyeceği mucitlerince ortaya konulmaktadır.
Emperyalistler, bu sistemlere ek olarak, “demokratik özerklik” kavramını da ihdas ederek hakimiyet enstromanlarına yeni bir maymuncuk eklemlemeleri Türkiye için manidar gözükmektedir.
Bu yazımızda ‘’özerk’’ likle ilgili yayımlanmış onlarca araştırmanın renklerinden ziyade, Türkiye açısından istikbale matuf bir anlayışla durum tespitine çalışılacaktır.
Emperyalistler projeyi nasıl yürütüyor!
Barış ve Demokrasi Partisinin, [1] ‘’direnerek özgürlüğe yürüyoruz” sloganlı 2.olağanüstü büyük kongresi Ankara’da yapılmıştı.
Vaki BDP eş başkanı Demirtaş, Kürt sorununun çözümü için iki farklı “özerklik” önerisi getirmişti.
Türkiye’nin “15-20 bölgeli” özerk bölge yönetimine geçmesini öneriyor ve savunuyordu.
Demirtaş, bu modelin kabul görmemesi halinde ikinci önerilerinin sadece “kürdistan bölgesine özgü bir özerklik” olduğunu söyledi.
BDP genel başkan yardımcısı Gülten Kışanak; ”Türkiye bir yol ayrımında, ya barışı, özgürlüğü seçecek ya da savaş yolunda rotasını kaybedecek” dedi.
Ya demokratik özerklik, ya da savaş diyor!
Bu söylem bu günde devam etmektedir. Yanında kim var?
CHP, İYİ parti, Saadet Partisi, bazı STK ve akademisyenler!
Aynı kongrede Kışanak, “Suriye’deki özerk Kürt bölgesine’’ destek çağrısında bulundu.
Kime karşı?
Türk ordusuna karşı!
Yani, bizim çocuklarımıza karşı!
TSK niye orda!
Kanton devlet kurulup, Türkiye’den “büyük kürdistan” için toprak talebinde bulunulmasın diye!
PKK’nın lider [2] kadrosundan Sabri Ok, 30 Mart 2014 seçimlerinin öz yönetim modeline geçme seçimi olduğunu söyleyerek, “Seçimlerde 4 büyükşehir 4 kanton olabilir” açıklamasını yaptı.
“Kürtlerin artık buna kilitlenmesi gerekir” dedi.
Sabri Ok, “Bu olmazsa Kürdistan’da özgürlüğü ve kendi sistemimizi, kendi mücadelemizi, kendimiz gerçekleştireceğiz” dedi.
“Yani artık bir yol ayrımı da demeyeceğim aslında yol netleşmiştir” ifadelerini kullandı.
Egemenliği ve Siyaseti biz tayin ederiz demek istiyor.
Nihayet; 2015-16 yıllarında yaklaşık 25 merkezde, PKK-PYD tarafından hendek savaşları başlatıldı. “Yüzlerce civan, gül yüzlerini ve çelik göğüslerini siper ederek şehit düştü”!
Şehitlerimiz, Gazilerimiz ve Türk milleti teröre destek veren marjinalleşmiş siyasetçileri vatanla, bayrakla, inançla ve şerefle asla bağdaştırmayacaktır.
PKK’lı Ok; Urfa, Diyarbakır, Mardin ve Van’ı BDP’ nin kazanması halinde, Güneydoğu’da “dört büyük şehir dört kanton olabilir” şeklinde konuştu.
Sabri Ok, “Bu olmazsa yayımladığımız deklarasyonla Kürdistan’da, özgürlüğü ve kendi sistemimizi gerçekleştireceğiz” dedi.
Ok, “Yani artık bir yol ayrımı da demeyeceğim,
aslında yol netleşmiştir” dedi.
İyi parti lideri ne dedi.
CHP, HDP, İYİ parti ve Saadet Partisi Demirtaşa özgürlük kampanyasında birleşti!
Sayın Akşener’in, Türkiye’deki hukuksuzluğu ve rekabet eşitsizliğini yaptığı çağrı ile Yasin Börü ve 53 kişinin ölümüne sebebiyet veren Demirtaş’ın ceza evinden çıkarılmasına endekslemesi “teröre ve teröriste” tenezzül deyilmidir!
Hukuk bir taraftan işlerken sine-i millet hiç mi öneme haiz değildir!
İYİ Parti ile HDP arasındaki “kahvaltı” diyaloğunda Demirtaş, Akşener’e kahvaltıya gitmek istediğini söylemiş, Akşener de “Kan davalısı da olsa içeri alınır” yanıtını vermişti.
Bu yanıtı Demirtaş “olumlu” buldu, “Sorunların ele alınmasından zarar gelmez” dedi.
Şiracı, bozacıyı ağırlıyor.
Kendisinin Ankara da kardeşinin dağda; vatan evlatlarını Kürt Türk demeden öldürten Demirtaş kardeşlerin siyasi hazinelerinden pay alma uğruna, [5] “demirtaşın kampanyasını bizlerle eşit koşullarda yapmasını isterdim” açıklaması, milletimizin göğsünde ağır bir kayadır.
Kılıçdaroğlu özerklik sözü verdi!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir skandala daha imza attı! [3]
“Özerkliği derhal getireceğiz” diyen Kılıçdaroğlu, “Biz YPG’ yi terör örgütü olarak değil, halkını koruyan bir örgüt olarak görüyoruz” dedi.
O halde soralım?
YPG, halkını kime karşı ve ne şekilde koruyor?
Türk vatanında, Türk asker ve polisine kurşun sıkarak!
Kimlerle siyasi ortak?
Kimliğini kaybetmiş CHP, ayrılıkçı HDP, teröre tenezzül etmiş İYİ parti ve pusulasını kaybetmiş Saadet Partisi ile…
Bu, Türkiye’yi içeriden kuşatma projesidir!
Biden’ın “Türkiye’deki iktidarın düşürülmesi için muhalefete destek vereceğiz” sinyali, Kılıçdaroğlunu Başkan Biden’i herkesten önce arayıp kutlamak ve demokrasi dilenmek aymazlığına düşürmüştür.
CHP’de Atatürk’ün yerini Biden’mi alıyor!
PKK ve YPG ABD’nin ortadoğudaki kara ordusudur.
İstikbalimize kasteden “sözde” müttefikimiz ABD ile, “siyasi kıblesini kaybetmiş CHP” işbirliğinin nerede duracağını kestirmek mümkün değildir.
Suriye sınırında, mayın temizleme işi ihalesine dava açtıran Deniz Baykal’ın, kaset komplosu ile başkanlıktan indirilmesi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun göreve getirilmesi, “eski CHP” ile yabancı misyonlar yüklenmiş “yeni CHP’nin” farkını ortaya koymaktadır.
Öteden beri kürdistan projesi hep vardı. Bu proje “Özerkliğin” içine montajlanarak yeniden paketlendi.
Türkiye ve çevresinde yaşayan Kürt halkları, şimdiye dek bir siyasal birlik oluşturamayınca, HDP üzerinden “Demokratik Özerklik” köpürtülüp, ABD’nin askeri ve siyasi desteği, “AT özerklik” şartında birleştirilerek, Ülkemizde de malum siyasal partiler, STK ve Akademisyenler tarafından desteklenmektedir.
Direksiyon Hakimiyetini kaybetmiş Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, ittifaklarına eklenen halkaları ile oluşturdukları zincir, ülkeyi bölemeden muhakkak kopacaktır.
HDP’ yi taşımaktan yorulan “vatansever CHP’liler,” marjinalleşmiş partilerinin daha da marjinalleşmesine müsaade etmeyecektir.
Keza, iyi parti ve saadet partisi içinde “boğulmak üzere olan” yurt severleri, nefes almak için dışarı çıkmak mecburiyetinde kalacaklardır.
Önümüzdeki seçimlerde HDP’ nin, “özerklik” şartından başka ileriye süreceği siyasi argümanı kalmamıştır.
Türk Kürt düşmanlığı, kadim Anadolu halkı tarafından reddedilerek rafa kaldırılmıştır.
Diş güçlerin ısrarcı kaşımalarına, içeriden destek verilmeye devam edilirse, önümüzdeki yıllarda daha başka ve daha büyük “etnik ve etimolojik” mücadeleler bizleri beklemektedir.
Sonuç olarak,
Yürütülen siyaset; etnisite temelli ise, “siyasal anlamdaki özerkliğin“, ayrılıkçılığa giden güçlü bir devletleşme aracı niteliği taşıyacağı açıktır.
Egemenliğe ait gelin elbisesinin nazik, narin ve leke kaldırmaz bir giysi olduğu tarihi fotoğraflardan anlaşılmaktadır.
Zihin tarlamıza ekeceğimiz düşünce tohumları filizlendiğinde, çocuklarımızın besleneceği ve zehirleneceği ürünleri iyi ayıklayarak ileriye matuf varlığımıza yeni “vesayet gölgeleri” düşürmekten kaçınmamız yolunda aklımıza istikamet vermemiz gerekmektedir.
Saygılarımla;
Kaynakça;
1-https://www.milliyet.com.tr/siyaset/demirtas-turkiye-15-20-ozerk-bolgeye-ayrilmali-1611665
2-https://odatv4.com/turkiyede-4-ozerk-bolge- https://www.
3-sabah.com.tr/video/turkiye/kilicdaroglu-ozerklik-sozu-verdi kuracagiz-2803141200.html
4-https://www.youtube.com/watch?v=XZHbTAArnWo
5-CNN Türk 10 Eyl 2020
YORUMLAR