Kurt kışı geçirir ama…

-Kurt kışı geçirir ama…Bugünkü yazıma meşhur bir Türk atasözü ile başlamak istiyorum…“Kurt kışı ge...

Nis 14, 2020 - 10:18
Kurt kışı geçirir ama…

-Kurt kışı geçirir ama…
Bugünkü yazıma meşhur bir Türk atasözü ile başlamak istiyorum…
“Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı asla unutmaz…”
Dünyanın korku içinde yaşadığı Coronavirüs (Covid-19) gerçeği bugünlerde bu ünlü Türk atasözünü
tüm insanlığa hatırlatıyor sanki.
İnsanlık ,daha önceki yıllarda ve asırlarda çok defa salgın hastalık yaşadı ve mücadele etti.
Ne var ki hiçbir zaman Çin’in Vuhan şehrinden dünyaya yayılan Covid-19 virüsü kadar zorlanmadı ve
korkmadı.
Kelimenin tam anlamıyla tüm dünya ülkeleri alarm durumunda.
Ülke liderleri , başta kendilerini koruyabilmek daha fazla kayıp vermemek için evden çıkmamaları
yönünde uyarılar yapıyor hatta bazı şehirler ve ülkeler sokağa çıkma yasağı uygular hale geldi.
Covid-19 ile ilgili bu benim üçüncü yazım ve bu yazımda da yineliyorum…
Kesinlikle Coronavirüs doğal bir virüs değil, yapay bir virüs… Bu kesin!
Neden mi?
Dünyada insan sağlığı ile ilgili ilaç geliştirebilen ülke ve firma sayısı çok fazla değil.
Amerika ,Fransa, Almanya, Norveç, Japonya ve İngiltere gibi belli başlı ülkeler 1800’lü yıllarda
araştırma ve geliştirme çalışmalarına başlıyor ve zamanla hız veriyorlar.
Fransa’nın ünlü Louis Pasteur Vakfı ve enstitüsü gibi değişik ülkelerde ilaç ve deney yapan şirketler
var.
Bundan yıllar önce Çin; Fransa, Almanya ,İngiltere ve Amerika gibi gelişmiş ülkelere “Gelin ilaç
konusunda birlikte çalışalım” çağrıda bulundu.
Bu çağrı üzerine başta Fransa ve Almanya Çin’in 18 milyon nüfuslu Vuhan şehrine deneyler için ve
ilaç geliştirmek için ortak laboratuarlar kurdular. Bu çağrıya Fransız Pasteur Enstitüsü’de cevap
vererek Vuhan kentinde Çin ile ortak deney laboratuarları kurdu. Burada dünyanın daha önce bildiği
SARS ve MERS gibi virüslerle ilgili ortak deneyler yapılmaya başlandı. Olumlu neticelerde alındı.
Çin’in en çok ticaretinin döndüğü şehirlerden olan Vuhan’da , bu uluslar arası laboratuarlar
geliştirdikleri aşı ve ilaçları bölgedeki insanlar üzerinde deneyler yapmaya başladılar…
Coranovirüs ise her ne kadar yeni bir virüs gibi algılansa da 40 kusür yıldır var olan ve sürekli
mutasyona uğrayan yada uğratılan(!) bir virüs olarak sürekli denemeler yapıldı.
Covid-1, Covid-2 devamında değişik yıllarda Covit 18 ve en son geçtiğimiz yıl içinde tüm
dünyanın korkulu rüyası haline gelen Covid-19 adı da bu denemeler sonunda ortaya çıkıyordu.

Ben dahil çok kişi sandı ki, 2019 Aralık’da ortaya çıktığı için bu virüse Covit-19 adı verildiği
yönündeydi… Halbuki Covid-19’dan önce geriye dönük 40 kusür yıldır 18 ayrı deneme ve çalışma
yapılmıştı.
Demem o ki; Bu virüs yeni bir virüs değildi ve geriye dönük 18 ayrı deneme ve çalışmadan sonra
Covid-19 ‘a (Yeni tip) adı verilerek dünyaya duyurulmuştu.
Fransızların ünlü İlaç araştırma enstitüsü Pasteur(Pastör ) Vakfıda Vuhan kentinde, ilaç konusunda
gelişmiş ülkeler gibi Çinlilerle ortak deneyler yapıyor ve hatta sürekli mutasyana uğrayan bu virüsle
ilgili tam 1,5 milyon Vuhanlıya aşılar yaptığı iddiası sosyal medyada elden ele dolaşıyordu.
Hatta Almanya’da Robert Koch Enstitüsü ve bilim kurullarının 2008 yılında Covit-19 ile ilgili deneyler
yaptığı bu virüsün ilacı ve aşısını bularak aynı yıl uluslar arası patent enstitüsüne ilaç için
başvurduğu dahi ortaya atılıyor bilim insanlarını ikiye ayırarak tartışmaya sebep oluyordu.
Dahası , Alman Robert Koch Enstitüsü’nün 2012 yılında SARS salgınından sonra bir rapor hazırladığı
ve bu raporu aynı yıl içinde Almanya Federal Meclisi’ne verdiği bu raporun içeriğinde bugün
dünyayı korkutan virüsün etkisini ve sonuçlarını daha o yıllarda rapor ettiği ve Alman yetkililerine
sunduğu iddiaları bile dünyanın gelişmiş ülkelerinde büyük tartışmaya neden oluyordu.
Vuhan şehrinde Çin ile birlikte Fransa, Almanya , Amerika ve İngiltere’nin deneme ve araştırma
laboratuarları var! Bu gelişmiş ülkeler geliştirdikleri ilaç ve aşıları neden kendi ülkelerinde
denemezlerde , taaaa binlerce kilometre uzaklıktaki 18 milyonluk Vuhan şehrinde denerler bunu
anlamak çok da zor olmasa gerek!
Hatta en son Fransa’daki bilim insanlarının ortaya attığı ( Bulduğumuz aşı ve ilaçları Afrika’da
deneyelim!) fikri , Afrika kökenli aydınları ve ünlü futbolcuları ayağa kaldırdı.
Buradan anlaşılacağı üzere; Dünya ekonomisine yön veren gelişmiş üç-beş ülke dün araştırmalarını
Çin’in Vuhan şehrine yoğunlaştırırken bugünkü araştırmalarını da batıya göre geri kalmış Afrika’ya
gözünü diktiğini gösteriyordu.
Şimdi her halde virüsün neden Vuhan’da ortaya çıktığını ve neden bu şehirden yayıldığını daha iyi
anlamışızdır!
Şimdi herkes gibi benimde kafam da bazı sorular yok değil;
Mesela;
-Gerçekten önceden var olan bir virüsü yenmek için araştırma yapan enstitülerin ünlü bilim insanları
ilaç bulmak adına samimi bir şekilde çalışıyor deneylere devam ediyor. (Bu olasılık güçlü)
-Önceden var olan bu virüsü sürekli mutasyona uğratarak ve sürekli deneyler yapılarak Vuhan’da
(1.5 milyon insan üzerinde) ilaç bulma çabasıyla çalışırken virüs kontroldan çıktı ve yayılmaya
başladı! (Bu olasılıkta ortada güçlü)
-Yada sosyal medyada yayılan komple teorileri doğrultusunda yine bu üç-beş ülkedeki operasyon
merkezleri ekonomik rant ve dünyayı sömürmek için bilinçli bir şekilde bu virüsün aşısını veya ilacını
önceden bulup yaymaya başladı! (Bu olasılık zayıf gibi dursa da buda mümkün)

Dünyayı yöneten güçlü tüm liderlerin kafası karışık. Daha doğrusu insanlığın kafası karışık.
Yazımızın başında ne demiştik “Kurt kışı geçirecek inşallah ama yediği ayazı asla unutmayacak”
Sizce tüm insanlık bu yediği ayazı unutur mu?
GÜNÜN SÖZÜ
“Kalbinizle yaptığınız her şey, size geri dönecektir…”
(Hz.Mevlana)