Merdiven Altı Gazeteciliğin Yükselişi ve Demokrasiye Tehdidi
Son yıllarda gözle görülür bir şekilde artan bir trendle karşı karşıyayız: merdiven altı gazetecilik. Devletin yeni basın kanunlarını çıkarması, kontrol mekanizmalarını güçlendirmesi beklenirken, maalesef bu alandaki denetimler yeterli düzeyde değil. Özellikle seçim dönemlerinde, toplumun kritik dönemlerinde, yalan haberlerle manipülasyon yapma çabaları artıyor. Bu durum, demokratik süreçlere ve toplumun bilinçli bir şekilde yönlendirilmesine büyük bir tehdit oluşturuyor.
Gazetecilik, demokrasinin dördüncü gücü olarak kabul edilir. Ancak bu güç, doğru ellerde ve etik değerlere bağlı kalarak kullanılmalıdır. Yapılan karalama haberleriyle siyasetçilerden para koparmaya çalışan, gerçekleri çarpıtan ve toplumu yanıltan “sahte” gazetecilik, asıl amacını tamamen kaybetmiştir.
Gazetecilik, haber alma özgürlüğünün temel bir unsuru olarak kabul edilir. Ancak bu özgürlük, etik değerlere dayanan, doğru bilgiyi aktarmaya odaklanan gerçek gazeteciler tarafından sağlanabilir. Toplumun gerçekleri öğrenme hakkı vardır ve bu hakkı korumak, gazetecilerin öncelikli görevidir.
Ancak bu sürecin bir diğer önemli parçası da, bu tür uygulamalara destek veren siyasetçilerdir. Samsunla ilgisi olmayan, sadece kendi çıkarları ve menfaatleri doğrultusunda hareket eden bu siyasetçiler, seçim dönemlerinde merdiven altı gazeteciliğe göz yumarak, demokratik süreçlere ve toplumun sağlıklı bilgi almasına zarar vermektedirler. Üstelik, bu kişilerin herhangi bir gazeteci derneğine üye olmadıklarını da göz önünde bulundurmak önemlidir.
Demokrasinin sağlıklı işleyişi için basının özgür ve sorumlu bir şekilde faaliyet göstermesi gerekmektedir. Ancak merdiven altı gazeteciliğin artışı, demokratik değerlere ve toplumun bilinçli bir şekilde yönlendirilmesine yönelik ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle, yetkililerin bu konuya daha fazla önem vermesi ve gerekli denetim mekanizmalarını güçlendirmesi gerekmektedir. Aksi halde, demokratik değerlerin erozyona uğraması kaçınılmaz olacaktır