SOĞUK KIŞ GÜNLERİNDE VATANDAŞLAR KİMSESİZ DEĞİL
Büyükşehir Belediyesi, depremden etkilenen vatandaşlar için kapılarını açtığı kendi bünyesindeki yurtlar, Tarsus Gençlik Kampı’ndaki bungalovlar ile kampta kurulan çadırlar, Berdan Konuk Evi ve şehir genelindeki otellerde depremzedeleri misafir etmeye devam ediyor. Depremin yaşandığı bölgelerden Mersin’e gelmeye başlayan depremzedeleri MEŞOT’ta oluşturulan ‘Karşılama Alanı’nda karşılayan Büyükşehir, vatandaşları bir yuva sıcaklığında misafir ediyor.
MERSİN/ (FOTOĞRAFLI-GÖRÜNTÜLÜ)
Mersin Büyükşehir Belediyesi, depremden etkilenen vatandaşlar için kapılarını açtığı kendi bünyesindeki yurtlar, Tarsus Gençlik Kampı’ndaki bungalovlar, Berdan Konuk Evi ile şehir genelindeki otellerde depremzedeleri misafir etmeye devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi, deprem bölgelerinden Mersin’e otobüsle gelen depremzedeleri de MEŞOT’ta oluşturduğu ‘Karşılama Alanı’nda bekliyor. İlk olarak sıcak çorba ikramında bulunan ekipler, talep eden depremzeleri konaklamaları için uygun yerlere götürüyor. Büyükşehir, depremzedelerin konaklama ihtiyaçlarını karşılamak üzere yeni yerler için de çalışmalarını sürdürüyor.
Soğuk kış günlerinde vatandaşlar kimsesiz bırakılmadı
10 ili derinden etkileyen depremin ardından pek çok farklı kentten Mersin’e vatandaşlar gelmeye başladı. Büyükşehir, evleri yıkılan veya hasardan dolayı evlerine giremeyen depremzedelerin barınma, ve gıda gibi önemli ihtiyaçlarını sıcak bir ortamda gideriyor. Yüksek Öğrenim Erkek Öğrenci Yurdu, Gülnar Öğrenci Yurdu, Tarsus Gençlik Kampı’nda bungalovlar ile kapta kurulan çadırlarda ve Berdan Konuk Evi’nde tüm depremzedelere kapılarını açan Büyükşehir, Merci Öğrenci Danışmanlık Merkezi psikologları ve PDR uzmanlarının verdiği psikolojik destekle de depremin izlerini ve kaygılarını azaltmayı amaçlıyor.
Büyükşehir Belediyesi, yaşanan deprem felaketinden etkilenip farklı illerden kente gelen vatandaşlara ihtiyaç halinde ulaşım konusunda da yardımcı oluyor. Vatandaşlar, Teksin uygulamasından ve ALO 185 hattından hizmete erişim sağlayabiliyor.
Tarsus Koordinasyon Şube Müdürü Soner Yetkin, “6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinden sonra Başkanımız Sayın Vahap Seçer’in öncülüğünde tüm ekiplerimizle beraber sahadaydık. Dünden itibaren çok yoğun bir şekilde Tarsus’a gelen depremzedeleri ağırlamak üzere Konuk Evimizde, Tarsus Gençlik Kampı’nda bungalov evlerimizde ve oluşturduğumuz çadırlarda hizmet etmekteyiz. Depremzedelerimize sabah kahvaltı, öğle ve akşam yemeği sağlıyoruz. Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığımızca tüm eksikler tamamlanıyor. Daha çok Hatay ağırlıklı olarak Maraş ve Antep’ten de gelenler var” dedi.
Ahmet amca ailesine ulaştı
Hatay’ın Defne ilçesinden Mersin’e getirilen 69 yaşındaki Ahmet Çiçek de bu felaketi yaşayan vatandaşlardan biri. Hatay’ın Defne ilçesi Büyükçat Mahallesi’nde depremin yaşandığı gün evinde yalnız olan ve enkazdan dışarı çıkarılan Ahmet amca, ambulanslarla Mersin’e geldi ve Mersin Büyükşehir Belediyesi Erkek Öğrenci Yurdu’na yerleştirildi. İlk geldiği andan itibaren aklı Hatay’daki çocukları ve torunlarında olan Ahmet amca, telefonu da enkaz altında kaldığından ilk etapta kimseyle iletişim kuramadı. Büyükşehir Belediyesi personeli aracılığıyla Ahmet amcanın ailesine ulaşıldı. Yaşadığı mutluluk üzerine Ahmet amca gözyaşlarını tutamadı. İlk olarak Suudi Arabistan’daki yakınına ulaşılan Ahmet amca, daha sonra Hatay’daki gelini ve torunları ile telefonda konuşup, seslerini duydu.
Ahmet amcanın haftada 3 gün girmesi gereken diyaliz tedavisine de başlandı. Hatay’dan ambulanslarla getirildiğini söyleyen Ahmet Çiçek, “Ben Hatay’dan ambulanslarla geldim. Şimdi buradayım, çok rahatım. Mersin Erkek Öğrenci Yurdu’ndayım. Bana bakıyorlar, yemek veriyorlar, çok memnunum. Allah razı olsun hepinizden. Diyaliz için Antakya’da oturuyordum. Felaketi orada gördüm. Felaketi gördükten sonra hastanelere gittim diyaliz hastalığım için. O hastaneler hep berbat olmuş. Ondan sonra ambulansla Mersin’e geldim. Şimdi Mersin’de diyalizimi görüyorum” dedi. Ailesi ile konuştuğu dakikaların mutluğunu da paylaşan Ahmet amca, “Sağ olun, Allah razı olsun sizden. Beklemiyordum, umudumu kesmiştim. Herkes iyiymiş Allah’a şükür, öyle diyor. Çok mutlu oldum, çok sevindim. ‘İyiyiz’ dediler. İnşallah kendileri de buraya yetişirler. Torunlarımı da görürüm inşallah. Benim en düşündüğüm şey torunlarım. Herkese selam ediyorum. İnsanlık ölmemiş Allah’a bin şükür. İnsanlık daha var. Bir ilaçlarım gelirse benim hiçbir şeyim yok. Eski duruma geldim sayılar. Elbise getirdiler dostlar, arkadaşlar, ayakkabı getirdiler. Çok ilgileniyorlar” diye konuştu.
“Adıyaman yok oldu”
Adıyaman’dan Mersin’e zorlu şartlarda geldiğini ve yaşadığı korku dolu anları anlatan depremzede Berivan Dinç de, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin Erkek Öğrenci Yurdu’nda konaklıyor. Adıyaman’dan Mersin’e zorlu şartlarda geldiğini ve yaşadığı korku dolu anları anlatan Dinç, “Adıyaman Merkez’de iki katlı evde oturuyorduk. İki katlı evden bile çıkmakta çok zorlandık. Üst üste depremler yaşadık. Geldiğimiz yerde herkes aç. Yiyecek yardımı gönderilmiyor, kurtarma ekipleri yok. Soğuktan donan, açlıktan ölen bebekler görüyoruz, hastalar görüyoruz, insanlar ölüyor, yok oluyor. Orada hiç bir bina sağlam değil. Gidip çocuklarımızın eşyalarını bile alamadık. Nasıl çıkmışsa öyle. Bebek bezi, mama, süt, ekmek yok. Hiç bir şey yok. Adıyaman yok. Adıyaman’ın sesini duyun. Enkaz altında yaşayanlar bugün yaşamıyor. Sadece kurtarılmadıkları için yaşamıyorlar, kurtarılabilirlerdi. Kimi arasak ailenin yarısı yok. Bazen geliyor bütün bir aile yok olmuş. Yani yarın ne olacağını bilmiyoruz. Biz kaçtık ama orada kalanlar var. Hava çok soğuk, battaniye bile yok. Araçlarda yakıt yok. Donmaktan zor kurtulduk diyebiliriz” dedi.
Mersin’e bir arabada 9 kişi geldiklerini söyleyen Dinç, “Yollar zaten hep çökmüştü. Bekleye bekleye geldik. 16 saate buraya varabildik. Birkaç tanıdık yönlendirdi buraya yerleştik. Yaşadığımız için şanslı mıyız, şanssız mıyız onu da bilmiyoruz. Adıyaman yok oldu. Köylerinden haber alınamıyor. Buraya geçişteki köprülerin hepsi hasarlıydı. Çok zor bir şekilde bu tarafa geçtik korka korka. Ne yapacağımızı da bilmiyoruz. Çocuğum basit bir şeyden enfeksiyon kaptı, dezenfekte edemedik. İlaç kesinlikle yok. Bulabildiğimiz şeyler iki gün en fazla idare edebildi bizi. Aç olduğumuz için kaçtık ve bebeklerimin, çocukların hayatından şüphe ettik. Dayanacaklar mı bilemedik. Bu yüzden kaçtık” ifadelerine yer verdi.
“Depreme evde yakalandık”
Tarsus Gençlik Kampı’nda konaklayan depremzedelerden İlyas Pektaş ise “Maraş 12 Şubat Mahallesi’nde oturuyordum. Depreme evde yakalandık, çocukların yanına gittik. O gün çok zor durumda kaldık. 2 günü orada geçirmek zorunda kaldık. Artık yeme içme, temizlik, barınma ihtiyaçlarımızı karşılayamadığımız için mecburen Mersin’e gelmek zorunda kaldık. Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne başvurduk. Burada bize sağ olsun yardımcı oldular, yerleştirdiler” dedi.