Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Milletin çektikleri yetmiyor mu?

Bir ara Çin’de Mao zamanında Kültür Devrimi ismi verilen korkunç dehşetler yaşanmıştı. Adalete, insafa, vicdana, insanlığa, bilgeliğe aykırı cinayetler işlenmiş, tarihte benzeri görülmemiş devlet terörü fırtınaları estirilmişti.

Maalesef bizde de 1924’ten sonra böyle devrimler yapılmıştır.

Büyük vatansever Trabzon milletvekili Ali Şükrü Bey, Hilâfet’in ilgasına karşı çıktığı için, Topal Osman’a öldürtülmüş, arkasından, konuşmaması için Topal Osman da temizlenmişti.

Çoğunluğu oluşturan ve bu memleketin dominant unsuru olan Sünnî Müslümanlara yapilân zulümleri, 1919 ile 1922 yılları arasında İstanbul’u işgal etmiş olan düşman devletler bile yapmamıştı.

Yukarıdaki paragraflar üstad merhum Mehmed Şevket Eygi’nin Vahdet gazetesine verdiği yazılardan birinden alındı. Yàni bu gerçeği dile getirdiği için merhum Kadir Mısıroğlu’na kimse küfretmesin.

Gerçek tarihi bilen, Moiz Kohen yahudisinin fabriket ettiği “Kahrolsun Şeriat” kemalizmini benimsemeyen namuslu her insàn, biraz araştırıp okuyan her akıllı kişi aynı düşünür. Öyle zulumler yapıldı ki Yunan işgal etseydi ya bu kadarını yapardı ya da bu kadarını bile yapmazdı.

İslâm’a ve dindar Müslümanlara savaş ilân edilmişti.

Din, inanç, ibadet, dinine göre yaşayabilmek hakları ayaklar altına alınmıştı.

Zalim egemen azınlıklar, Müslümanların temel haklarını ve hürriyetlerini çiğnemişti.

İstiklâl Mahkemeleri, vaktiyle Fransa’daki Terreur günlerini aratmayacak şekilde idam kararları veriyordu.

Ülkenin her yerinde halk ayaklanmaya başlamıştı ve bunların hepsi kanlı bir şekilde bastırılmıştı.

On bine yakın cami, mescid, tekke, medrese, taş mektep, imaret binası ya yıkılmış, ya satılmış, yahut amacı dışında kiraya verilmiş veya terk edilmişti.

Tarihî İslâm kabristanları düzleniyordu.

Ecdadımızın yaptırdığı binaların kapılarının üstündeki kitabeler bile kazınıyordu. Böyle bir terör devri İslâm tarihinde görülmemişti.

Ezan-ı Muhammedî okumak bile yasaklanmıştı. Yapilânlar korkunç bir kültür terörüydü.

Millî kimliğimize ve kültürümüze savaş açılmıştı.

Edebiyatımız ve lisânımız bile bu terörden nasibini almıştı.

Bugün PKK terörünü dolaylı şekilde alkışlayan ve destekleyenler, o eski terör günlerini Türkiye’nin Altın Çağı olarak gösteriyor.

Allah sevgili vatanımıza, çilekeş milletimize o (Yunan işgalinden beter) günleri tekrar yaşatmasın. 16.11.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER