Türkiye siyaseti muhâlefet partilerince tıkanmıştır.
Muhalefeti ise CHP ve Gelmeyecek Partisi’nden peşpeşe gelen «mezhebim şudur» açıklamaları tıkadı.
Gerek bay Kemal Kılıçdaroğlu’nun «Âlevîyim» açıklaması gerekse bay Ahmet Davutoğlu’nun «Sünnîyim» açıklaması olsun bunun isbatıdır.
Geçen gün de yazdım.
Bayram değil seyran değil nereden çıktı bu mezhep izharı?
Bu ülkede bırakın bu önde simaları, herhangi bir kimsenin herhangi bir kimseye mezhep sorduğunu duydunuz mu? Bendeniz hatırlamıyorum. Basını araştırdım, hiçbir şahıs ya da partiden de soran olmamış…
Siyaseti tıkayan, gündemi bu entipüften işe teksif ettiren akıl bunların aklı olamaz diye düşünüyorum.
Bunların güdük aklı bu tür şeylere yetmez!.
Muhterem okurlarım kızacak belki ama et tekrar’u ahsen, velev kâne yüzseksen denilmiş. Binâen’aleyh mecburen bir kez daha ifade etmek durumundayım:
Atlantik ötesi verdi bu aklı… Zira 14 Mayıs’ı açıkara önde giden Ak Parti’nin kazanacağı neredeyse kesinleşmişti.
İlle de Ak Parti (Erdoğan) gitsin diyen Atlantik ötesinin yapması gereken tek şey kalıyordu seçim sath-ı mailindeki Türkiye’de siyasetin önünü tıkamak.
Küçük bir dereyi ordan burdan getirdiğiniz taşları set yaparak tıkarsanız su başka bir mecradan akışına devam eder.
Umdukları da CHP’ye yeni bir mecrada hayat vermekti. Oysa ölmüş, sırtı morarmış bir CHP bu saatten sonra hangi mecraya sokulursa sokulsun canlanamaz.
14 Mayıs seçimlerini Ak Parti kazanacak yine. Lâkin bütün bu hokkabazlıklar belki birkaç puan düşürecektir oyları.
Atlantik ötesinin istediği de budur. Ak Parti oyları yüzde ellinin altında çıksın seçimin galibi ikinci tura kalsın. Sonra CHP’ye bir kez daha sun’î tenefüs yaptırıp hayata dördürebiliriz diyorlar.
Fakat her şeye rağmen CHP dirilmez ise bu kez de Ak Parti iktidarını klasik darbe yöntemleriyle devirmek kargaşa çıkarmak isteyecekler.
Tamam bir daha bu ülkede kolay kolay darbe falan olmaz ama zor zor olabilir muhturim okurlarım…
Ne demek istiyorum «zor zor olabilir» derken.
Herşeyden önce dünya tarihini de Türkiye tarihini de iyi okuyanlar bilir, olmaz olamaz diye bir şey yok…
Her yönüyle «kurtarıcı lider» ünvanını fazlasıyla hak etmiş Cennetmekân sultan II. Abdülhamid Han hazretlerini (rh.aleyh) bile hal etmediler mi?
Kim derdi ki bu mübarek, bu milletini ve devletini 33 sene daha izzetiyle tutabilmiş, düşmanlarının bile öve öve bitiremedikleri insana «müstebit» (zâlim diktatör) denilecek?
Üstelik bunu Bediüzzaman Said Nursi gibi, Mehmed Akif Ersoy gibi mübarek simalar söyleyecek? Allah taksiratlarını afvetsin.
Sultan II. Abdülhamid gibi bir dehayı beğenmemek, diktatör ilân etmek ne büyük bir vebál ve günahtır. Lâkin Atlantik ötesi o günlerde de sıkı çalışıyordu bugünlerde de… Zaafı olan, kıçının üzerinde yatıp duran bizleriz. Biz Müslümanlar yàni.
“Dünya aklının yüzde 95’i onda, yüzde beşi bende” diyen (Müslüman olarak ölme ihtimali de olan) Otto Von Bismarc’ın da, o Cennetmekân sultanın da ruhları şâd olsun.
Biz kendi derdimize bakalım, Sultan Abdülaziz’lerin, Abdülhamid’i sanîlerin ahlarını nasıl ödeyeceğiz? 25.04.2023
YORUMLAR