Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Ne yediğine bakayım, kim olduğunu…

Bundan yıllar önce (2004) üstad Mehmet Şevket Eygi yemekler konusunda “Millî Fast Food” başlıklı bir yazı yazmıştı.

O yazının evvelinde de Çamlıca Sosyal Tesisleri’nde merhumun yaptırdığı zengin içeriği olan simitlerden yiyorduk. Sonra “simit sarayları” çoğaldı, İstanbullular ucuza karınlarını doyuruyor, sohbet ediyorlardı.

Üstad yazısında çok şeyler anlatmıştı. Hülasa edeyim:

“Müslümanlar beş yüz küsur İmam-Hatip mektebi, binlerce Kur’ân kursu açarken elli kadar da, meslek lisesi ve bunlar meyanında yemek, börek, tatlı okulları açmış olsalardı ne iyi olurdu.

Şu anda dünyanın her yerinde Türk lokantaları, kebapçıları var, lâkin bu konuda henüz Çin,Kore, Zen-Budizmi lokantalarıyla boy ölçüşemeyiz. Daha, çok çalışmamız lazım. Bu dediğim işler, kırsal kesim, şifahî toplum, bedevî zihniyet, gecekondu, marjinal kültür ile yapılamaz. Şehir medeniyeti gerekir.

Yurdun her yerinde pıtrak gibi açılacak millî fast food dükkânlarında fiyatların ucuz olması gerekir. Kaşar peynirli simit, yanında büyük bardakla çay, bir milyon lirayı [şimdiki bir lira] geçmemeli. Diğerleri de, iki, üç, dört milyon lira ile karın doyurulan yerler olmalı. Millî fast food dükkânı açacak, müşterileri tokatlayacak, kısa zamanda köşeyi dönecek. Yağma yok!

Meşrubat ve tatlı hususunda da, bir seferberlik başlatılmalıdır. Şu koskoca İstanbul’da her yaz amazon nehri kadar kola, boyalı gazoz içiliyor da, niçin üzüm şırası içilmiyor? Üzüm şırası ve diğer millî şerbetlerimiz, usulüne, kaidesine göre yapılır ve içlerine zararlı maddeler konulmazsa sağlığa son derece yararlıdır. Yaz aylarında limon konsantresinden değil, limondan yapılmış gerçek limonata, gerçek yoğurttan yapılmış gerçek ayran; vişne, portakal, turunç, elma, şeftali, kızılcık şerbetleri, demir hindi (temr-i hindi) gibi şerbetlerimiz içilmeli, kola ve boyalı meşrubat ikinci plana atılmalıdır.”

Üstadın bu güzel görüş ve temennileri tam olarak hayata geçmediyse de çok şükür artık evlerimizde meselâ Ramazan ayında iftar sofralarında kola ve sair zararlı, ne idiğü belirsiz içecekler değil, (on Müslüman âileden en az beşinde) Reyhan şerbeti, Demir Hindi ev yoğurdundan yapılma mis gibi ayranlar, vişne şerbeti gibi faydalı içecekler içildiğini biliyorum.

Bundan yirmibeş otuz sene önce lahmacun gözden düşmüştü, pek yenmiyor, tutulmuyordu. Çok şükür o da göze girdi, rağbet kazandı. Her yerde ağız tadıyla yenecek, dört başı mamur hakikî lahmacun yapılmıyor ancak yine de lezzetli ve hakiki lahmacun yapan esnaflarımız var, Allah onlardan razı olsun sayılarını arttırsın.

Yabanca Fast Food firmaları medyada ağırlık koyarak canım lahmacunu karalamak için türlü domuzluklar yaptılar. Neymiş lahmacun yiyen arabesk insanlarmış, gettolarda seviliyormuş, ünlü restoranlar ve sair büyük lokantalar için lahmacun türür şeyler çok banalmış.

Hadi oradan şerefsizler. Lahmacun ve Konya’lıların meşhur etli ekmeği kadar lezzetli olmayı bırak sizin hamburgerlerinizin içinde ne olduğu bile mechül. Üstelik ekmek hamurlarınız da karın ağrısı yapıyor.

Muhterem okurlarım. Bana neler yediğinizi içtiğinizi söyleyin aklınızın notunu vereyim, size kim olduğunuzu söyleyim.

İnsanoğlu yedikleri ve içtikleri ile de medenidir. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) cahiliye araplarına hem yeme içmeyi, hem de yediklerini içtiklerini helâl ve muşru yoldan üretmeyi öğretti.

Araplar elleriyle yiyormuş. Sen de ye. Eliyle yemek sünnettir. Lâkin farz değildir. Eğer bu şekilde rahat edemiyorsan çatal veya kaşık kullan. Fakat kullanmayanlara da çamur atma.

Arapların meşhur “Al Baik” markalı (Mc Donalds benzeri) bir tavuk zinciri vardı. Araplara burun büken sosyetik kaptan arkadaşlarım orada kaldığımız süre boyunca Al Baik’ten vazgeçemediler ve üstelik hepsi elleriyle yemeye başladılar tavukları.

Kimse yerli ve millî yiyeceklerin bin türlü çeşnisi olan mübarek ve hakikaten çok lezzetli yumurtalı, etli pidelerimizin ve canım simitlerimizin üzerine bir lezzetten bahsetmesin. Bahsedenler ya damak zevkinden mahrum ya da kafadan kontak adamlardır. 15.06.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER