Ülkemizde her ne kadar gündem çok hızlı değişse de…
Hatta
Her şey birbirine girmiş çok karmaşıklaşmış gibi görünse de…
Tüm bunlardan uzaklaşıp…
Sakin bir kafayla birazcık düşünerek ülkemizde olup biteni pekala anlamak mümkün.
Bu girişi neden yaptım?
Şunun için…
Ülkemizde genelde siyaset denilince akla gelen ilk şey, asla ideolojik bir tartışma değil…
Hatta uygulanan ekonomik ve siyasi politikalara fikir düzeyinde karşı çıkmak da çok fazla görülmüyor…
Zaten siyasilerin söyleminde farklı ekonomik modellerle ilgili herhangi bir tartışma falan da yok.
Bizde siyaset denilince de zaten ilk akla gelen genelde, grup toplantılarında birbirleriyle söz yarıştırmaktan ibaret…
Böyle olunca haliyle, uygulanan ekonominin ve siyasetin ayrıntılı bir açıklaması yapılmak gerekiyor ki halk eğriyi ve doğruyu görebilsin.
Bunu herhangi bir siyasi parti tarafı olarak değil, olan bitene Türk ulusu penceresinden bakarak söylüyorum.
Ya da şöyle diyelim…
Ülkemizi yaklaşık 21 yıldır yöneten partinin ekonomide, siyasette, eğitimde, sağlıkta, dış politikada, kültürde, sanatta uyguladığı politika sadece günübirlik kararlardan mı oluşuyor?
Yoksa
Tamamen bilinçli olarak istenilen hedefe varmak için mi kurgulanıyor?
İşte bunu anlarsak ne yapılmak, bunun sonucunda nereye varılmak istendiğini çok kolay bir şekilde görebilirsiniz.
O zaman bir tespit yaparak başlayalım…
Hani bazıları; siyasal İslamcı bir parti memleketi yönettiği için alınan ekonomik ve siyasi kararların İslami düzene götüreceği yanılsamasına düşmüş olabilir ama inanın bununla hiçbir ilgisi yok…
Mevcut iktidar partisinin yaklaşık 21 yıldır hemen her konuda uyguladığı politika neo liberalizmdir.
Peki, nedir bu neo liberalizm?
Anlamı şu: Ulus devletin adım adım yok edilerek…
Devletin ekonomiden…
Tarımdan…
Eğitimden…
Sağlıktan…
Neredeyse adalet ve güvenlik dışındaki hemen her alandan adım adım çekilerek, meydanın hemen her alanda küresel sermayeye bırakılması demektir…
O uygulandığında artık vergi vererek her türden hizmete hak kazanan yurttaş değil…
Her ne kadar verdiğiniz vergilerde herhangi bir azalma olmasa da hemen her türden hizmeti satın almak durumunda olan müşterisinizdir.
Zaten bunun böyle olduğunu son yaşadığımız depremde bile yaşamadık mı?
Hemen herkese bir devlet hizmeti olarak ücretsiz sunulması gereken çadır ve diğer yardımların parayla satıldığına bile tanık olunmadı mı?
Ama neo liberalizmin etkisi sadece bu kadarla sınırlı değil.
Küresel sermaye bir ülkeye egemen olunca…
O ülkede merkezi birlikteliği, yani ulus devleti ve bununla birlikte ulus bilincini de adım adım yok ederek, yerine sözde demokrasi adına etnik ve dini kimlikçikleri çıkarır…
Hani zaman zaman Türk adı kaldırılıyor falan deniyor ya aslında kaldırılan Türk, bir ad değil…
Ulus kimliğimizin en yalın ifadesidir…
Zaten kaldırılmasının amacı da merkezi olarak birleşik ulusu yani ortak kimliğimizi kendisi için tehlikeli olmayacak şekilde küçük parçalara ayırmak, yani etnik ve dinsel kimliklere, tarikat ve cemaatlere ayırarak parçalamaktır.
Tabi böyle olunca toplumda ulus bilinciyle birlikte vatan sevgisi gibi kavramlar da anlamını yitirmektedir.
Biraz dikkat ettiğinizde de ülkemizde bu değişimin çok hızlı bir şekilde yaşandığını zaten görebileceksiniz.
Şöyle bir bakın…
Tüm toplumu ilgilendiren herhangi bir konuda; siz hiç büyük sendika ve dernek yöneticilerinin açıklamasının yayınlandığına tanık oldunuz mu?
Ya da şöyle söyleyelim; medyada hemen her gün pek çok kez yer alan tarikat ve cemaat liderlerinin adını çoğumuz ezberledik…
Ya büyük sendikaların liderlerinin adını bir yere bakmadan söyleyebilecek kaç kişi çıkar, hiç düşündünüz mü?
Çünkü küresel sermaye, ulus bilinciyle birlikte sınıf bilincini ve örgütlerini de adım adım yok ederek tüm toplumu cemaatleştirir.
Sonuçta o ülke ekonomik ve siyasi olarak küresel sermayenin sömürgesi durumuna gelir…
Bu yüzden her kim ve hangi parti, kurum olursa olsun ulus kimliği yadsıyarak etnik ve dini kimlikler üzerinden demokrasi tanımlaması yapıyorsa…
O parti veya kurum, örgüt, dernek, sendika her ne ise bilinmeli ki kendilerine hangi unvan, isim takarlarsa taksınlar…
Küresel sermayenin içimizdeki uzantılarıdır.
Peki, biz bu sürece mahküm muyuz?
Aslında değiliz…
Çözüm yolu da çok zor değil.
Nasıl mı?
Bugüne kadar izlenen politikaların tam tersini yaparak…
Aslında hemen her şeyde olduğu gibi bu işte de her zaman iki seçenek bulunmaktadır
Doğru ve yanlış olarak…
Ya toplumda ulus bilincini tekrar uyandırarak tüm toplumu birleştirip…
Ekonomiyi, eğitimi, sağlığı, tarımı tekrar ulusal hale getirip bağımsız olacaksınız…
Ya da sözde demokrasi adına…
Etnik ve dini kimlikçilik yaparak toplumu parçalayıp, ekonomiyi hemen her alanda aynen bugün olduğu gibi küresel sermayeye bırakarak onların hizmetçisi…
Ortası yok!
27-03-2023
Nusret KEBAPÇI
YORUMLAR