Netayic-ül Vukuat…

Mustafa Nuri Paşa’ya ait ve Prof. Neşet Çağatay’ın hazırladığı tarih kitabını yıllar önce almıştım, hálâ kütüphanemde durur. Ne zaman tarihten bahsedilse aklıma «Netayic-ül Vukuat» düşer.

Osmanlı tâbir ve terkiplerini seviyorum. Mûsikîsi var, kıymet-i harbiyesi, zengin bir Türkçesi var. Netayic-ül Vukuat (kısır Türkçe ile “olayların sonucu”) terkibi de bunlardan biridir.

Yazıma neden başlık yaptığıma gelince, bugün köşemde son günlerde cereyan eden kimisi çok tuhaf bazı hadiseleri ve bunların neticelerini ele almak istediğim içindir.

Meselâ… Tezkere geçti, CHP sınıfta kaldı. Ve artık hiç kimse “CHP terörün yanında değildir” diyemeyecek.

CHP alenen ve resmen HDP tarafından tebrik bile edildi, binaen’aleyh birliktelik mesajı ilân edildi. Yàni… Yàni artık “ha HDP ha CHP” diyebilirsiniz rahatlıkla. Ve kimsecikler de buna itiraz edemez.

Türkiye’ye (ülkelerinin talimatıyla) «Osman Kavala Talimatı» vermeye yeltenen 10 büyükelçinin (yine ülkelerinin isteğiyle) geri adım atmaları da bu günlere ait bir Netayic-ül Vukuat tarih klasiği oldu.

Avrupa Enerji krizi yaşıyor. Elektrik ve Doğal gaz kiritik eşiği aşmış. AB ülkeleri toplanıp kararlar alıyor, “nükleer enerjinin önünü yine açalım, yemişim nükleer atık ve çevre kirlenmesini” demeye getiriyorlar.

Neticede bu kriz pek yakında Türkiye’yi de fena halde vuracaktır. Ama ne gam. Biz yumurta kıçına gelmeden gıdaklamayan cinsteniz öyle değil mi? Tàbi bir de şu var, biz oldum olası krizlerin ülkesiyiz, yàni bize komaz böyle şeyler. Hálâ bakınız şu çağda bir sürü şey için kuyruklarda bekliyoruz. Niçin internet üzerinden yapılamıyor her türlü işlem?

İnternet demişken. Bir Kore kadar olamadık. Elâlem internet hizmetini bedava veriyor bizde ise hergün daha bir pahalanıyor. Bu ve benzeri meseleler de Netayic-ül Vukuat’ ın «rezaletler» bölümünde yer alacaktır.

Tá ne zaman söylemiştik. Muhaberat (iletişim, haberleşme) özel sektöre verilemez diye. Dinleyen kim? Mahrem diye bir şey vardır. Her şeyi satamazsınız. Satmayacaksınız. Bak millete dayayıp duruyorlar zamları. Devletin olmalıydı Telekom ve halka bedava internet hizmeti vermeliydi.

Kontrolü de sizde olurdu, fiyatı gibi. Halk mutlu, devlet emin olurdu. Şimdi cumhurbaşkanı dahil rahatça iletişim kurabilen yok. Herkesi dinliyor, her şeyi ağalarına bildiriyorlar!

Elektrik de satılmamalıydı. Enerji devletin elinde olmalıdır. Özel sektör bu sahada da hayli istismar yapıyor. ABD’de bedavaya yakın fiyatı var elektiriğin Avrupa krizde. Bizde ise, abuk ve uçuk bir fiyatı var ve yine her gün pahalılaşanlar arasında hattâ baş sırada…

Vatandaş şikayetlerine de işlerine geldiği gibi bakıyorlar. Gariban biriyse, fazla elektrik kullanmıyor, yüksek fatura tutarına çıkamıyorsa boşver, salla gitsin…

Hizmet de parana göredir özel sektörde. O yüzdendir, özel mülkiyeti tamamen kaldıran komünizmin hálâ cazibesini sürdürebilmesi. Gariban komünist olur zaten, varlıklı kapitalisttir ve bu adaletsiz sistem işine gelir.

Neyse biz yine Netayic-ül Vukuat’a devam edelim.

Otobüs durağına dalıyor freni patlamış kamyon. Adam gibi fenni muáyene yapılmıyor. Ben otomobilim için mutlaka zamanında gidip muayenesini yaptırıyor dünyanın parasını ödüyorum, o kamyoncu da bu parayı ödememek için gitmiyor…

Askere gidiyormuş delikanlının biri. Arkadaş çevresi bir otoyol üzerindeki tuneli kapamışlar gûya arkadaşlarına güle güle diyorlarmış. Bu akıl seviyesindekiler asker olursa ne olur? Tüfek eşşeklere verilmiş olur… Netayic-ül Vukuat’ı da, koskoca anlı şanlı ordumuz giderek pespaye bir ordu olur. Savaşamaz, savaşırsa da bu eşşeklerle kesin mağlup edilir.

İstanbul artık iyice yaşanmaz oldu. Otobüsler bakımları yapılmadığı için sıkça arıza veriyor. Halk hiçbir sektörde iyi hizmet alınamıyor. Mahalli idareler seçimlerinde CHP’yi seçtiler neticesi bu oldu. Oh oldu diyeceksin ama diyemiyorsun, seni de yaktılar zira. Yaşla kuru bir arada yandı.

Netayic-ül Vukuat: Türkiye işin zor!.. 27.10.2021