Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Nomenklatura

Nomenklatura, dominant (baskın) sınıf anlamına gelen Rusça bir kelime,

Sovyetler Birliği ve diğer Doğu Bloku ülkelerinde bürokraside çeşitli kilit idari görevleri ellerinde tutan elitlerdi. Bu kişilerın çoğu komünist parti üyesiydiler fakat George Orwell’in “Hayvan Çiftliği” ismiyle meşhur romanındaki gibi “daha eşittiler” yàni birçok ayrıcalıklara sahip kaymak tabakayı temsil ediyorlardı.

Tabi bu anlattıklarımız gerçek nomenklatura. Bir de komünist olmayan hatta tam kapitalist ülkelerin “herkes eşittir ama domuzlar daha eşittir” kanunu çıkarmış mecazen nomenklaturaları vardır. 

Yaşadıkları ülkelerin kaymak tabakası olmuş, idareyi perde arkasındaki derin güç olarak ele geçirmişlerdir. Meselâ bizde yakın tarihten günümüze dönmelerin başını çektiği ve bir de kendilerine benzettikleri, müşterek işler çevirdikleri diğer güçlüler böylesi bir nomenklaturadır.

Nomenklatura sinsidir. Medya onların kontrolündedir. Türkiye’de en büyük düşmanlığı Müslümanlara yapmışlardır. Cumhuriyet tarihi boyunca nice Müslüman ziyâlının kanına girmiş, Müslümanlara göz açtırmamak için binbir dalavere çevirmişlerdir.

Farmasonlar, ateistler, nomenklaturanın en sevdiği zümrelerdir.

Müslümanları korkutur, tehdit ederler. Bunda muvaffak olamazlarsa iftira atarlar. Öyle ki kurtulsanız bile izi kalır.

Ellerindeki imkânları kaybetmemek için iktidarla dost geçinir fakat Türkiye hayrına iş yapmaya kalkanları kara listeye alır kısa zamanda punduna getirip hayatını karartırlar.

Müslüman iktidarlar onlar için karabasan gibidir. Fakat asla renk vermez, karda yürür iz bırakmazlar. Zaten onlar için çareler ve çözümler bellidir. En olmadı, aralarına adamlarını sokup “bakara makara” yapıp gözden düşürürler.

Veya adım adım bu makara takımı yükseltilir ve tepelerde iken “ayrılıyorum, siz namuslu değilsiniz” der istifa ederler.

Sûret-i haktan görünürler hattâ sorsanız hakikaten de öyle olduklarını sanırlar. Oysa her ne halt yapıyorlarsa nomenklaturanın direktifleriyle yapmaktadırlar.

Leskofçalı Gālib, “Hazer et sûret-i haktan görünen bâtıldan” demiş. Gerçekten de korkmak lazım amma önce kimlerdir bu sûret-i haktan görünüp de Şam şeytanı olan zevat önce ona bakmalı. Bazı ipuçlarını vereyim: 

Türkiye halkı kasıtlı olarak Türk–Kürt, Sünnî–Alevî, Sağcı–Solcu, Şeriatçı–Lâik, İlerici–Gerici kamplarına ve kutuplarına ayrılmış, insànımız birbirlerine düşman edilmiştir. Öyle ki, derin ve gizli devletin egemen azınlığı (nomenklatura) ülkeyi daha rahat idare etsin, sömürsün.

Anadoluda (Yozgat yöresinden yayılmış) “hangi taşı kaldırsan altından Çapanoğlu çıkar” diye bir laf vardır. Türkiyeliler iyi bilmelidir ki, zavallı Çapanoğlu bu nomenklatura yanında çömezlik bile yapamazdı.

Bilirim uzun ettik sözü yine. Kusura bakmayın. İstedik ki siz de dâva edinin, siz de elinizi taşın altına koyun. Şu güzelim ülkemizin her sıkıntısının arkasında bu hain zümreler (nomenklatura) var.

“El ile gelen düğün bayram” der çok kullanılmayan fakat çok hikmetli olan bir atasözümüz.. Bir sıkıntıyı tek kişi kaldıramaz amma herkes o sıkıntıyı kaldırmaya gayret ederse kolaylıkla kaldırılır anlamındadır.

Nomenklatura Rusça bir tâbir fakat onlar hemen bütün kaymak tabakayı yok etmişler. Artık kaymağı halk birlikte yiyiyor. Putin’in maaşı bizim mebusların aldığı aylığın onda birinden azmış.

Meramımızı adam gibi anlatamıyoruz. İktidar olduk lâkin Demoklesin Kılıcı hálâ tepemizde!. Nomenklaturayı dünya yok etse biz edemeyiz.. Zira korkuyoruz. Kimse kusura bakmasın. 05.09.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER