Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Dr. İmbat Muğlu

NUSRA CEPHESİ

15 Mart 2011’de, Arap Baharı’ndan esinlenen Suriyeliler daha iyi şartlar altında yaşamak için demokrasi yanlısı gösterilere başladı. Beşar Esad rejiminin gösterilere karşı cevabı ise çok acımasız ve kanlı oldu. Olaylar bir yanda Suriye’nin dört bir yanına yayılırken, Rejim zulmü ve baskısı da yoğunlaştı. Bunun üzerine harekete geçen halk, Esad rejimine karşı silahlanarak kendi içlerinde sivil örgütler kurmaya başladılar. Beşar Esad’ın  “dış destekli terör” diye tanımladığı muhalif silahlı sivil halkın direnişini bastırmak için şiddeti arttırdı. Ve ülkeyi bir daha dönüşü olmayan iç savaş bataklığına sapladı. Esed’in talimatı ile halkına zulüm eden Suriye Ordusu’nda görev yapan birçok subay bu zulme dur demek için, rejim ordusundan ayrılarak Özgür Suriye Ordusu gruplarını oluşturdular. Ülkedeki iç savaşta muhalefetin meşru askeri kanadı olarak konumlanan ÖSO halktan da çok ciddi destekler alarak, bir dönem ülkedeki tüm cephelerde etkin hale geldi. Suriye iç savaşın her geçen gün artması ile Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) dışında birçok selefi ve farklı ideolojideki silahlı gruplar ortaya çıktı. Bunların bir kısmı uluslararası aktörlerin desteklediği oluşumlar olurken, bir kısım oluşum ise bulunduğu bölgelerde muhalif kitleleri korumak için bir araya gelen silahlı örgütlerdi. Bu örgütlerin en güçlü ve en tehlikelilerinden biri dünya çapında faaliyet gösteren El Kaide’nin Suriye yapılanması olarak bilinen El Nusra oldu. 2011 yılı itibarıyla cihadi grupların başını çeken El-Kaide Suriye’de kendine ait yeni hâkimiyet alanları oluşturup hem askeri hem de finansal kapasitesini artırmak için faaliyetlere başlamıştır. ABD’nin Irak’ta yaptığı işgal sonrası yeniden toparlanmaya başlayan Irak İslam Devleti  (IİD) örgütü kendi saflarında bulunan Suriye asıllı militanlarını Suriye’deki iç karışıklığı fırsat bilerek ülkede etkinliğini artırmak için Ebu Bekir el-Bağdadi talimatı ile buraya gönderdi. Bu militanların arasında Suriyeli Ebu Muhammed Culani’de vardır. a22 Ocak 2012 tarihinde Ebu Muhammed Culani Nusra Cephesi’nin kuruluşunu ilan etmiştir. Nusra Cephesi kurulur kurulmaz Esed rejimine karşı daha önceden alt yapısını yaptığı saldırıları gerçekleştirdi. Örgüt Suriye sahasında kendine yer edinmek ve destek almak için halkı rejimin zulmünden korumak için böyle bir oluşum yaptığını deklare etti. Belirlediği bu misyona uygun bir isim seçerek ismini “Cebhetu’l-Nusra li ehli’ş-Şam min Mucahidi’ş-Şam fi Saha’til-Cihad” (Şam Halkını Korumak için Nusret [Yardım] Cephesi) olarak duyurmuştur. 2012 yılının başından 2013 yılının ortalarına kadar Suriye sahasında çok etkin rol alarak rejim karşıtı muhalifleri arasında çok önemli bir yer edindi. Bu dönemde IİD ile güç mücadelesi başladı. Nusra Cephesi lideri Ebu Muhammed Culani ile Ebu Bekir Bağdadi’nin arası, Bağdadi’nin 2013 yılında Nusra ile birleşerek ( Devletü’l-İslamiyye fi’l-Irak ve’ş-Şam) Irak-Şam İslam Devleti kurduğunu açıklaması ve Culani’nin ise birleşmeyi reddetmesi sonucu açıldı. Bundan sonra El-Kaide’nin Suriye ve Irak liderleri olan Bağdadi ve Culani arasındaki güç mücadelesi başlamıştır. DEAŞ kısa sürede Suriye birçok yerleşkeyi bünyesine kattı. DEAŞ aynı zamanda Nusra Cephesi’ne ait birçok merkezi, silah depolarını ve maddi kaynakları ele geçirmiştir. Nusra Cephesi kendini DEAŞ’a karşı savunmak için koruma zırhı olarak El-Kaide tercih etmiş ve bağlılığını ilan etmiştir. Nusra Cephesi’ni, ABD 15 Aralık 2012, Fransa 30 Mayıs 2013, Birleşik Krallık 19 Temmuz 2013, Türkiye ise 2014 yılının Mayıs ayında terör örgütleri listesine dâhil etmiştir. Nusra Cephesi, El Kaide’ya biatından dolayı BM tarafından terör örgütü listesine alınmıştı. ABD ve Rusya’nın öncülüğünde Şubat 2016 yapılan Suriye görüşmelerinde, ülkede “şiddetin durdurulması” ve kuşatma altındaki bölgelere insani yardımların ulaştırılması konularında anlaşmaya varılmış fakat alınan kararın terör örgütleri DAEŞ, El Nusra ve BM Güvenlik Konseyi’nin terör örgütü olarak tanımladığı gruplar için geçerli olmayacağı belirtilmişti. Rusya ve ABD öncülüğündeki koalisyon İdlib ve Halep’te güçlü olan Nusra Cephesi’ni hedef almaya devam etmişti. Muhalifler Nusra Cephesi’nin El-Kaide’ye bağlılığından dolayı rahatsızlıklarını ve bir an önce El-Kaide’ye biatten vazgeçilmesi gerekliliği dile getirilmiştir. Beşşar Esed’in Halep’e ve İdlib’e yönelik saldırılarını yoğunlaştırması sonrası Nusra Cephesi ile ortaklık kuran muhalif grupların El Kaide ile bağlantısını kesmesi için baskılar daha da artmıştı. El-Nusra Cephesi 28 Temmuz 2016’da El-Kaide’den ayrıldıklarını duyurarak isim değişikliğine gitti ve grubun adı “Şam’ın Fethi Cephesi” olarak değiştirildi. Fakat bu yeni isim de muhalif grupları kendileriyle birleşme konusunda ikna etmemiştir. Ayrıca Birleşmiş Milletler tarafından yapılan açıklamada, grubun adını değiştirmesine karşın “terör listesinde kalacağı” duyurulmuştu.28 Ocak 2017 tarihinde Liva’ul Hak, Nureddin Zengi Hareketi, Şam’ın Fethi Cephesi adı altında Nusra Cephesi ve diğer pek çok küçük grup kendilerini feshederek Heyet-i Tahriru’ş-Şam’ı (Şam’ın Özgürleştirilmesi Heyeti, HTŞ) oluşturmuştur. Yeni oluşumun lideri Ebu Cabir olurken, askeri lideri ise El- Nusra Cephesi lideri Ebu Muhammed Culani olmuştur.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER