Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Oh ne alâ ne alâ…

İnsànların çoğu Allah’ın afv ve merhametine dair bir àyet yahut hadîs-i şerîf işittiklerinde adeta mayışırlar.

Tamamdır, Cennet hazır onları bekliyordur. Oysa bir hadîs-i şerîf’lerinde Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular:

“Mü’min günahlarını üzerine devriliverecek altında ezileceği bir dağ gibi görür, (korkar), münafık ise (hemen uçuverecek) burnuna konan bir sinek gibi (görür de aldırmaz) (Buhari, De’àvât)

Hepimizi mayıştıran (tembelleştirip gevşeten, rehavete sürükleyen) bu halimize sebep olanlar da yine din adamları, vaazlarında (böyle) konuyu etraflıca anlatamayan imam efendilerdir…

Meselâ, “Peygamber efendimiz (salat’u selâm olsun ona), bir hadîs-i şerîf’lerinde «Cennet’in bedeli lâ ilâhe illallahdır» buyurdu” deyip geçmek olmaz. Zira bir kâfir “lâ ilâhe illallah” dese Cennet’e giremez.

Hem zaten müjde yalnız ihlásla (tam bir samimiyetle, hulus-i kalb ile) söyleyen imanı hançeresinden aşağıya inebilmiş mü’minler içindir. Hadîs kitaplarında: “Ancak ihlâsla, «lâ ilâhe illallah» diyen Cennete girer” şekli de var aynı hadîs-i şerîf’in.

Yine şu hadîs-i şerîf’i de imamlar doğru dürüst anlatamıyorlar:

“İbni Ömer (ra) rivayet ediyor. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: “Allah, Kıyamet Günü mü’min kulunu şefkatle kendisine yaklaştırır, onu insanlardan gizleyip şöyle buyurur: ”Filan günahını biliyor musun? Filan günahını da biliyor musun?” Kul, “Biliyorum, yâ Rabbi” der. O kişi artık helâk olduğunu düşünürken Allah şöyle buyurur: “Bunları dünyada iken senin için örttüm. Bu gün de örtüp mağfiret edeceğim.”

Pekâlâ düşünmek gerekmez mi? Allah Resûlü (s.a.v) neden “mü’min kulunu” demiş de “Müslümanı” dememiş? TC imamları neden hadîs-i şerîf’i böyle anlatmazlar? Zira onlar da siyasetçiler gibi popülizm yaparlar.

Ne günlere kaldık ey gazi hünkâr…

* * *

Günlük köşe yazılarıma (fıkrama) başlamadan evvel, mutadım olarak internetten haberleri şöyle bir gözden geçiriyorum. Eskiden yazarlar bu işi, “sabah taze simit alır gibi” bayiye yeni gelmiş günlük gazetelerden (taraflı olmasın diye) birer nüsha alarak yaparlardı.

Bugünkü havadisler arasında en dikkat çekici olanı Amerika’nın pandemi yüzünden çok sıkıntıda olduğu, hastanelerinin yoğun bakımlarında yer kalmadığı idi…

Ne oldu koskoca süper güce? Yoksa süperliği de tüm işleri gibi palavra mıymış? Elbette. Eğer USA (ABD) dünyanın zenginliklerini sömürüp “Ay’a, Mars’a gidiyoruz” diye hava atmak yerine insàn merkezli námûslu bir devlet olaydı önce şifahaneler açar, bu aciz hale düşmezdi..

Kastamonu büyük bir sel felâketi yaşadı, hâkezâ Sinop. Bu illerimizin felâket (âfet ) sonrası halleri, insànımızın zavallı hali var yine haberlerde.

Devlet elbette yardımlarına koştu. Yüksek bir ahlâk ve seciyeye sahip vatandaşlar da yardımda adeta yarışıyorlar. Allah devletimize zeval vermesin, Allah yardım elini uzatanlardan razı olsun.

Ve bir duâ daha:

Ya Rab, bizler “lâ ilâhe illallah” demiş, bunu ihlásla söylemiş kullarınız. Bizler imanın tüm şartlarını yerine getirdik, neye iman etmemizi emretmiş isen inandık “amenna ve saddakna” (inanıyoruz, doğdudur) dedik.

Lâkin ya Rab, bizler çok günah da işledik. Lütfunla günahlarımızı afvet. Kereminle bağışla. Bize taşıyamayacağımız yükü yükleme.

Ey yüceler yücesi yegane kudret sahibi Allah’ım, yurdumuz üstüne çöken felâketleri tez zamanda kaldır…Senin de bizim de düşmanlarımız olanlara fırsat verme.

Şüphesiz ki Sen azimüşşan herşeyin en doğrusunu bilirsin biz bilemeyiz. Duâlarımız “duânız olmayaydı ne işe yarardınız” (Furkan Sûresi: 77) buyurduğun içindir. 15.08.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER