Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Halit Korkmaz

Önce İnsan Olmak Lâzım

Önce İnsan Olmak Lâzım

Belediye Başkanı olduğu il sınırları içerisinde yaşayan yabancı uyruklu göçmenlerin su faturası ve katı atık vergilerine 10 kat zam yapacağına dair açıklamalarda bulunup “görevi kötüye kullanan, nefret ve ayrımcılık” yapacağını açıkça deklere eden CHP’li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan  utanç verici yeni bir skandala daha imza attı.

Önce insan sonra Hristiyan olmalı.

Önce insan sonra Müslüman olunmalı.

Önce İnsan sonra Belediye Başkanı olunmalıdır.

Katıldığı bir yayında anılarını anlatmaya başlayan Tanju Özcan içindeki gayri insani zehri şu şekilde akıttı.

-“Bir açılış yapıyoruz.”

-“Tesettürlü bir hanımefendi geldi yanıma.”

-Tanju bey bir konu var konuşabilir miyiz? dedi.

-Hemen Ankara’ya dönmem gerekiyor.

-“Özel değilse burada anlatabilir misiniz?” dedim.

-“O kadar çok millet var ki”, “söylerim sıkıntı yok” dedi.

-“Benim bebeğim olmuyor da bana yardımcı olabilir    misiniz?” dedi.

-“Hanımefendi ben size bu konuda nasıl yardımcı olabilirim?” dedim.

(Ekranda imalı imalı gülüyor.)

-“Meğer kadıncağız tüp bebek tedavisi görmek istiyormuş.”

-“Ama direk konuya böyle girince baktım çevredekiler gülüyor”.

-“Bebeğim olmuyor bana yardımcı olabilir misiniz diye girince” …(Tanju Özcan ekranda kırıtıyor, ekşi ekşi gülüyor).

Sen neyi ima ediyorsun be hey gafil.

“Başı kapalı bir bayan” ibaresi ile söze girmekten ne kastediyorsun?

“Söylerim sıkıntı yok” ibaresini faş ederek başı kapalı kadınların kalabalıklar önünde utanmadan arlanmadan konuştuklarını ve düşük ahlaklı olduklarını mı anlatmaya gayret ediyorsun?

Türk toplumunda başı kapalı olanlar böyledir mi demek istiyorsun?

Utanmaz arlanmaz!

Değneksiz köy buldun sallıyorsun.

Bir Belediye Başkanı vatandaşına erkeklik ve bel altı iması yapar mı?

Nasıl bir izan, nasıl bir inanç, ne biçim bir mental yapı taşıyorsun.

Geriye dön, içinde vicdan denen bir hazine var.

Orada ihtiyacın olduğu kadar eğleş!

O zaman insan olmayı başaracaksın.

Başardıktan sora belediye başkanlığı yap.

Sana  “devlet” olduğun için gelindi.

Bre müptezel!

Belediye başkanı Şehr’ül-Emin’dir.

Şehrin en emin, en güvenilir insanı ve makamıdır.

Biz Türk’ler devlete “baba” deriz.

O kadın seni koca yerine değil baba yerine koyarak yanına geldi.

Sen bu şamarı o kadına değil Bolu halkına attın!

Bütün Türkiye’ye attın.

Ruslar devlet için “anamızdır” der.

Hindistanlılar “içimizde dolaşan kandır” diyerek devleti tarif ederler.

Başka bir tarifte de “kanunlarına kelebeklerin takılıp kartalların delip geçtiği plastik bir sistemdir” şeklinde tarif edilir devlet.

Bir kısım sosyolog “önü alınamaz bir canavardır” der devlet için.

Bolu Belediye Başkanı sen devleti yok ettin.

Sen mensubu olduğun partiyi yok ettin.

Ahlâkın bittiği yerde hukuk başlar.

Devlet yapay bir aygıttır.

Devlet kendisini var eden bireylerin sağlığını; sırlarını, güvenliğini ve dertlerini sağlayamazsa toplumsal hafıza, sözleşme ve birlik geçersiz hale gelir ve devlet ortadan kalkar.

Egemenlik toplum içinde eşit ve adaletli bir şekilde uygulanırsa toplumsal sözleşme insanlara hayat veren bir devlete dönüşür ve adaletle tesis edilen egemenlik devlete yapay bir ruh olarak canlılık verir.

Şimdi devlet hem kendini hem de “başı kapalı hanımefendiyi” ikamet ettiği şehrin seçilmiş Belediye Başkanından uğradıkları bu menfur hakarete havi durum karşısında  gereğini ve yakışanını hukuk önünde ortaya koyacaktır.

 

Saygılarımla.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER