Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

ORTADOĞU’DA KORKUNÇ SENARYO!.. Irak ve Suriye’nin Kuzeyi: Birleşik Kürdistan, Sonra da Arz-ı Mev’ud: BÜYÜK İSRAİL

İsrail sadece Filistin/Gazze ile kalmayacak. Arkası var!.. İsrail’in en büyük hayali Arz-ı Mev’ud (Vaat Edilmiş Topraklar). Nil’den Fırat’a Büyük İsrail Devleti kuruluncaya kadar İsrail’in yayılmacı savaşı devam edecek. Irak parçalandı: Kuzey Irak! Suriye parçalandı: Kuzey Suriye! Ve Birleşik Kürdistan! Daha sırada Suriye’den, Irak’tan, Türkiye’den, Mısır’dan kopartacakları toprak parçaları var. Lübnan ve Ürdün toprakları ise tamamen İsrail’in Vaat Edilmiş Toprakları arasında yer aldığı için İsrail tarafından işgal edilecek. Ve sonunda Arz-ı Mev’ud: BÜYÜK İSRAİL…

İsrail sadece Filistin/Gazze ile

Haber-Yorum: Muhsin AKIL

Dünya, İsrail’in Filistin/Gazze’ye yönelik hava, kara, deniz operasyonlarına kilitlenirken ortaya çıkan zulüm, vahşet ve soykırım üzerine yapılan protestolar ve kınamalar bugüne kadar herhangi bir sonuç getirmedi. Çünkü İsrail’e her türlü silah, mühimmat ve maddi desteği veren ABD’nin tutum ve tavrı maalesef değişmedi. ABD ikili oynamaya devam ediyordu. Irak’ın ve Suriye’nin Kuzey’inde seçimler: 10 ve 11 Haziran seçimleri!.. Bu bir tesadüf mü?! ABD’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk ve ABD Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas’ın Ortadoğu’daki asıl görevleri?! Terör örgütü PKK’yı nasıl sözde meşru hale getirdiler?! Sonunda R. Thomas, PKK/YPG terör örgütü isminin SDG olarak değiştirildiğini itiraf etti.

ABD’nin siyasi, ekonomik, silah/mühimmat, istihbarat, lojistik vs. her türlü desteğini esirgemediği PKK/PYD/SDG’nin aylardır seçim hazırlığı yaptığı Suriye’nin Kuzey’inde 11 Haziran’da Afrin-Şahba, Cezire, Tabka, Deyrizor, Rakka, Münbiç gibi 6 büyükşehir, 40’a yakın şehir ve 105 beldede seçime gidecek olması Türkiye başta olmak üzere bölge ülkelerini son derece rahatsız etmiştir. Suriye’nin Kuzey’indeki sözkonusu yerel/belediye seçimi yapılacak olmasının Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik siyasi bir saldırı olarak düşünecek olursak böylesi vahim/korkunç bir durum karşısında Suriye/Şam rejimi ve Rusya’nın sessiz kalmasına bir anlam veremiyoruz! Böylesi bir seçim uluslararası hukuka aykırı olduğu gibi aynı zamanda mevcut Suriye/Şam Anayasası’na da aykırıdır. Durum bu iken Türkiye dışında bölge ülkelerinin sükuneti sorgulanması gerekmektedir.

Terörden arındırılmış olan Suriye’nin Kuzey’inde Cerablus, Azez, Afrin, Bab ve Tel Abyad bölge halkları PKK/YPG/SDG’nin işgal ettiği topraklar üzerinde 11 Haziran’da yapılacak olan yerel seçimleri proteste ederek Suriye’nin parçalanmasına ve ayrılıkçı oyunlara karşı olduklarını ifade ederek Suriye’nin özgürlüğünden yana tavır sergilemeleri ve Suriye halkının Arap, Kürt, Türk bir olarak ‘Birleşik Suriye’den yana olduklarını açıklamaları bölgede yaşayan diğer irili-ufaklı grupları da harekete geçirmiştir. Suriye’nin Kuzey’inde 11 Haziran’da yapılacak olan yerel/belediye seçimlerine karşı olan daha birçok grup ve aşiret var. Onlar da 11 Haziran yerel/belediye seçimini proteste ediyorlar. Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) seçimlerin meşru olmadığını açıklayarak boykot edeceklerini duyurmaları ile birlikte ENKS’e bağlı Suriye Kürdistan Demokrat Partisi’nin “Bu seçimlerin milletimizin içerisindeki durumla hiçbir ilgisi yoktur. Ve milletimize zarar veriyor. Milletimizin meselesi bir partinin seçimi değil” diyerek seçimlere katılmayacaklarını açıklamaları, bölgede 11 Haziran yerel/belediye seçimlerine yönelik tepkilerin daha da artacağını göstermektedir.

Öte yandan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi tarafından (IKBY) Irak’ın Kuzey’inde 10 Haziran’da seçim yapılacağının ilan edilmesi tesadüf olabilir mi?! Hem Suriye’nin hem de Irak’ın Kuzey’in de bir gün aralıkla yapılacak olan seçimlerin tesadüf olması mümkün olabilir mi?! Ayrıca, Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP), 10 Haziran’da yapılacak olan seçimleri Anayasa’ya aykırı bularak katılmayacağını açıklaması ve boykot kararı alması ne anlama geliyordu?! IKBY ve KDP arasında yaşanan siyasi gerilimin asıl sebepleri ne olabilirdi?! Daha açıkçası ABD’nin desteği ile eş zamanlı olarak Suriye ve Irak’ın Kuzey’inde seçime gidilmesinin perde arkasında bilmediğimiz kirli oyunların icraata konduğunun aleni bir göstergesi olsa gerek. Bu işin içinde ABD ve İsrail’in mutlak parmağı var! Çünkü gerek Irak’ın Kuzeyi ve gerekse Suriye’nin Kuzeyi ABD ve İsrail’i çok yakından ilgilendirmekteydi. Bu tür planlar, her iki ülkeden (Suriye ve Irak) kopartılacak toprak parçası ile (ileride birleştirilerek) ikinci bir İsrail’in kurulması sağlanacak! Aynı şekilde İsrail şayet Filistin/Gazze’de muvaffak olursa tüm Filistin topraklarını ele geçirerek Filistin işgalini tamamlamış olacak. Üç aşamalı planın son aşamasında, Suriye ve Irak’tan kopartılan toprak parçaları üzerinde kurulacak olan ikinci İsrail ile şu andaki İsrail ile birleştirilerek BÜYÜK İSRAİL hayali gerçekleşmiş olacak. 

ABD’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk, bölgede (Suriye ve Irak’ın Kuzey’inde) PKK/YPG/SDG’yi örgütleyen, dizan eden, akıl veren kişidir. 11 Haziran yerel seçimlerinin planlayıcısı ve uygulayıcısı da ABD adına Brett McGurk’tur. Bölgede Türkiye’ye karşı PKK/YPG/SDG’yi kışkırtanı bu kişidir. Suriye parçalandıktan sonra ortaya çıkan terör örgütlerini organize eden Brett McGurk’un bir de partneri vardır. O da ABD Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas’tır. Bu kişi de terör örgütünün ismini aklayıp-paklayan kişidir. PKK/YPG ismini Suriye’nin Kuzey’inde SDG (Suriye Demokrat Güçleri) olarak değiştirten kişiden bahsediyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, PYD/YPG ve SDG’nin PKK gibi birer terör örgütü olduklarını “PKK nasıl terör örgütüyse YPG/PYD de aynıdır. SDG de PKK’nın Suriye kanadıdır. PKK/PYD/SDG bir terör örgütüdür” diye uluslararası camiada az dillendirmemiştir. SDG’nin PKK’nın Suriye kolu olarak bir terör örgütü olduğunu bir devlet her defasında ifade ediyordu. Türkiye, SDG’nin de aynen PKK/YPG gibi bir terör örgütü olduğunu her türlü yoldan ispat etmeye çalışması boşuna değildi! ABD’nin Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas Türkiye’nin bu iddialarının doğru olduğunu kendi ağzıyla itiraf etmek zorunda kalmıştı. Ve sonunda Türkiye haklı çıkmıştı.

ABD’nin tavsiyesiyle terör örgütü PKK/YPG’nin SDG olarak ismini değiştirdiğini itiraf eden Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas’ın çarpıcı itirafları aynen şöyle: “ En çok tartışılan ve anlaşılmayan şey, Suriye Demokratik Güçleri olarak adlandırılan Suriye’deki muhatabımızın geçirdiği değişimdi. Şimdi ilginç olan, onlar isimleriyle ilgili geldiler, çünkü ben onlarla zaman zaman da direkt temasa geçmiştim ve bu kişilerle ilişkilerin oluşma safhasında yer aldım. Onlar kendilerine resmi olarak YPG diyorlardı ki Türkler bunun PKK ile aynı olduğunu söylüyor ve ‘Benim terörist bir düşmanımla muhatap oluyorsunuz, bunu müttefik olarak nasıl yapabilirsiniz? Diyordu. Biz de bunun üzerine onlara isimlerini değiştirmeleri gerektiğini söyledik. Mesela, YPG dışında kendiniz nasıl adlandırmak isterseniz? Bir gün sonra adlarının Suriye Demokratik Güçleri’ olduğunu ilan ettiler. Adlarının ortasına ‘demokratik’ iadesini koymalarının zekice bir hamle olduğunu düşündüm. Bu, onlara bir miktar itibar sağladı. Brett McGurk gibi bir partnerim olduğu için şanslıydım. Çünkü (SDG unsurları) benim veremeyeceğim şeyleri istiyorlardı. Tam anlamıyla Kuzey Suriye’de demokrafik olarak baskın güçler olduklarını kabul ettiğimiz anlamına gelmiyordu. Suriye’nin geleceğinin konuşulduğu Cenevre ve Astana gibi yerlerde masada olmak istiyorlardı. PKK ismi altında hiçbir zaman masada olamazlardı. Bu yüzden onları askerileştirdik ve Brett McGurk, onları bu şekilde görüşmelerin içinde tuttu ve bizim iyi bir ortağımız olmaları için onlara gerekli meşruiyeti sağladı.”

PKK/PYD/SDG, ABD’nin desteğini arkasına alarak Suriye’nin Kuzey’inde daha şimdiden ‘özerk yönetim’ ilan etmek istediği gün gibi aşikar. Böylesi bir seçimle terörün üzerini demokrasi figürüyle örtmek isteyen ABD bu seçim için zamanı değil deyip karşı çıkar gibi görünse de aslında seçimlerin bir an önce (11 Haziran’da) yapılmasını istiyor. ABD, YPG/PKK/SDG’nin Suriye’nin Kuzey’inde 11 Haziran’da yapacağı yerel seçimlerin adil, serbest ve şeffaf olmayacağı konusunda tereddüt ettiğini açıklarken sağlıklı bir şekilde yapılabileceğine işaret ederek asıl niyetini gizlemekte! Neymiş, seçimlerin yapılabilmesi için sağlıklı koşullar oluşmamış! Güya böyle açıklamakla bölgede ülkelerin, örgütlerin, etnik ve dini grupların, aşiretlerin nabzını/tansiyonunu kontrol ediyor! Oysaki bu seçimlerin yapılmasını isteyen ta kendisiydi. Hem de İsrail ile birlikte.

Bölgedeki farklı etnik ve dini grupların/aşiretlerin birçoğu bu seçime karşı olmasına rağmen ABD ve PKK/YPG/SDK unsurlarının bölge halkıyla yapılan ikili görüşmelerde göstermelik/yüzeysel ve göz boyamadır. Hatta BMGK’nun Suriye’nin toprak bütünlüğünü çözmeye yönelik 2254 sayılı kararının bu seçimle çöpe atıldığına şahit oluyoruz! Bu seçim, illegal ‘PKK/PYD/SDG’ terör örgütlerinin legalleşmesini ve onların bölgeye hakimiyetlerini demokrasi/seçim kılıfı içinde normalleşmesini sağlayan sinsi ve kurnazca bir adımdır.

Türkiye, Suriye’nin Kuzey’inde PKK/YPG/SDG’nin yapacağı bölgesel belediye seçimlerine asla ve asla müsaade etmez. Türkiye, bu seçimin perde arkasını çok iyi biliyor. ABD’nin PKK/YPG/SDG’ye sunmuş olduğu otonom bölge olduğunu bildiği kadar arkasından bir devlet kurulmak isteneceğini ve Suriye ve Irak’tan kopartılacak toprak parçaları üzerinde ikinci bir İsrail devletine dönüşeceğini de çok iyi biliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Sanmayın ki İsrail, Gazze’de duracak. Bu azgın devlet, eğer durdurulmazsa ‘vaad edilmiş topraklar’ hezeyanıyla gözlerini er ya da geç Anadolu’ya dikecek.” uyarısında bulunması boşuna değildir. ABD desteği ile Suriye’nin Kuzey’inde böylesi bir yerel/belediye seçimine izin vermek Türkiye’nin milli güvenliğini tehlikeye sokmaktadır. O yüzden Türkiye ne yapıp-edip bu seçimi durduracaktır. Nasıl ki bir zamanlar Kuzey Irak’taki Türkiye için tehdit oluşturan bir seçimin önüne geçebildiyse mutlaka ve mutlaka ve bedeli ne olursa olsun bu seçimlerin yapılmaması için elinden gelen her yolu deneyecektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bölücü terör örgütünün Suriye uzantısı, bir ‘teröristan’ kurma hedefiyle bölge halkı üzerindeki baskısını, tehditlerini ve gayretlerini yoğunlaştırdı. Örgüte boyun eğmeyen ve haraç vermeyen insanların öz topraklarından sürülmesinden, çocuk asker kullanımına kadar her yola başvuruyorlar. Meselenin DEAŞ ile mücadele olmadığı, doğrudan ülkemizi ve bölgemizi hedef alan sinsi bir planın adım adım uygulandığı anlaşılıyor. Terör örgütünün halk oylaması bahanesiyle ülkemizin ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik mütecaviz eylemlerini yakından takip ediyoruz. Daha önce de bu konudaki politikamızı çok net ortaya koyduk. Türkiye, güney sınırlarının hemen ötesinde Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde bölücü örgütün bir ‘teröristan’ kurmasına asla izin vermeyecektir. Oldubittiler karşısında daha evvel yapılması gerekiyorsa, ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık, aynı durumla karşılaşmamız halinde harekete geçmekten yine çekinmeyiz.” dedi.

Bütün bu anlattıklarımızdan sonra ortaya çıkan asıl ACI GERÇEK hepimizi üzmektedir. PKK terör örgütünün ABD tarafından niçin Türkiye’nin başına bela edildiği artık gün gibi ortaya çıktı. Amaç Türkiye’nin parçalanması… ABD, PKK terör örgütünü 40 yıl boyunca Türkiye’nin başına bela etmiş olsa da Türkiye’yi bölmeyi başaramadı. Fakat Irak ve Suriye’yi bölmeyi başardı. ABD-Irak Savaşı, Irak’ın işgali ve parçalanması, sonrasında aynı senaryonun Suriye üzerinde oynanması ve Suriye’nin de parçalanması… Şimdi parçaları (Irak’ın Kuzey’i ve Suriye’nin Kuzey’ini) birleştirmeye çalışıyor. 11 Haziran seçimlerinin derinliğinde de bu gerçek var. Aynı anda bir gün öncesi de (10 Hizarın) Irak’ın Kuzey’inde seçimlerin yapılacak olması…

Şimdi bütün bu parçaları şu anda İsrail’in Filistin/Gazze üzerindeki korkunç ve vahşi saldırıları ile karşılaştırın!.. İsrail’in amacı Gazze’yi Filistinlilerden silip-süpürmek, olmadı tüm Filistinlileri öldürmek. İsrail’in şu anda yaptığı budur. İsrail ve Filistin/Hamas Savaşı ile Suriye ve Irak’ın Kuzey’indeki gelişmeler tesadüf olabilir mi dersiniz. Bütün bu gelişmeler ve olaylar aslında ABD ve İsrail’in Ortadoğu’da eş zamanlı ve eşgüdümlü korkunç planlarının gerçeğe dönüşümünün parçalarıdır. Gerek İsrail tarafından Gazze Şeridi’nin işgali, gerekse Suriye ve Irak’ın Kuzey’indeki gelişmeler Büyük İsrail hayalini gerçeğe dönüştürmeye yönelik hamlelerdir.

Suriye’nin ve Irak’ın Kuzey’indeki Kürtler maalesef bu acı GERÇEĞİ bir türlü göremiyorlar! ABD ve İsrail tarafından toz-pembe hayallerle kullanıldıklarını farkedemiyorlar. Çünkü onlara en büyük desteği veren ABD ve İsrail’dir. Maalesef ABD ve İsrail’in kendilerine vermiş olduğu bu olağanüstü desteğin altında yatan acı gerçeğin BÜYÜK İSRAİL hayali olduğunu göremeyecek kadar gaflet ve dalalet içindeki Kürtler acaba ne zaman bu sarhoşluktan ayıkacaklar, ne zaman bu gafletten uyanacaklar ve bu dalaletten kurtulacaklar?!

ABD ve İsrail, 100 yıldır Ortadoğu’da tatbik etmiş oldukları planın sonlarına geldiler! Filistin toprakları tam 75 yıldır İsrail tarafından parça parça zulümle, kanla, vahşetle ve soykırımla ele geçirildi! Şimdi bir tek Gazze Şeridi kalmıştı. O yüzden İsrail Filistin/Gazze halkı üzerinde korkunç bir zulüm sergilemekte. Tam 8 aydır 50 bine yakın Filistinlinin şehit edilmesi, yüzbine yakın Filistinlinin yaralanması ve yüzbinlerce yerleşim yerinin yerle-bir olması karşısında dünya hiçbir şey yapamadı. Onbinlerce masum Filistinli çocuk, kadın ve erkeğin vahşice öldürülmesi karşısında İsrail’i durdurabilmek için hiçbir şey yapılamaması ne kadar utanç verici bir durum. Uluslararası güçler ve kuruluşlar zaten kınamaktan, protesto etmekten ve seyretmekten başka hiçbir şey yapamadılar. Hiçbir güç İsrail’i durduramadı.

Oysaki Filistin/Gazze sonrası da vardı!.. İsrail durmayacaktı kan akıtmaya, can almaya, vahşetini sergilemeye ve soykırım yapmaya devam edecekti. İsrail Filistin/Gazze sonrası Lübnan’ı ve Ürdün’ü de yutacak. Mısır’dan da toprak parçası kopartacak. Hatta Türkiye’den de toprak kopartmaya çalışacak. Fakat bütün dünya İsrail’in bu çılgınlığına seyirci kalırken, İsrail’in bu korkunç vahşeti, zulmü ve soykırımı karşısında hiçbir şey yapamazken İsrail tarihinde görmediği en büyük darbeyi Türkiye’den yiyecek. Türkiye şu anda çok sabırlı! Türkiye taşların yerine oturmasını bekliyor! İsrail’in en dip karanlık yüzünün ortaya çıkmasını bekliyor! İsrail’in Filistin halkı üzerindeki zulmünü ve vahşetinin asıl gerekçelerinin ifşa olmasını bekliyor! İşte o gün geldiğinde İsrail’in gücü Türkiye’ye yetmeyecek. Çünkü İsrail Türkiye’yi tanımıyor! Aynı şekilde ABD de Türkiye’yi tanımıyor! Zaten yıllarca da Türkiye’yi tanıyamadılar. Ve o gün gelecek (ABD’ye rağmen) İsrail’i ancak Türkiye DURDURACAK!..