Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Ortadoğu’da Stratejik, Asimetrik ve Psikolojik Kaos’un Bölgesel Yansımaları ve 3. DÜNYA SAVAŞI !..

7 Ekim 2023’te İsrail-Hamas/Filistin Savaşı’nın kısa bir zamanda bölgeye yayılmasının derinliğinde yatan gerçekleri anlayabilmek için Ortadoğu’da gerçekleşmekte olan olayları stratejik, asimetrik ve psikolojik mercek altına alıp ortaya çıkan bölgesel kaosun yansımaları üzerinde durmak gerekiyor. Ancak o zaman böylesi vahim bir durumun ileriye yönelik nasıl bir tehlike oluşturabileceğini anlayabiliriz ve gelişmekte olan olayları derinlemesine irdeleyerek çıkması muhtemel sonuçları öncesinden görebiliriz!

7 Ekim 2023’te İsrail-Hamas/Filistin

Haber-Yorum: Muhsin AKIL

7 Ekim 2023’te İsrail-Hamas/Filistin Savaşı’nın kısa bir zamanda bölgeye yayılmasının derinliğinde yatan gerçekleri anlayabilmek için Ortadoğu’da gerçekleşmekte olan olayları stratejik, asimetrik ve psikolojik mercek altına alıp ortaya çıkan bölgesel kaosun yansımaları üzerinde durmak gerekiyor. Ancak o zaman böylesi vahim bir durumun ileriye yönelik nasıl bir tehlike oluşturabileceğini anlayabiliriz ve gelişmekte olan olayları derinlemesine irdeleyerek çıkması muhtemel sonuçları öncesinden görebiliriz! Çıkan sonuçlar üzerinde mikro analizler yaptığımızda 3. Dünya Savaşı’na giden uzun ve ince bir yolun şifrelerini de yakalayabiliriz. İşte ortaya çıkan bu şifreler çözüldüğü zaman Ortadoğu bu cehennemden kurtarılabilir. Bu şifreleri bulabilecek ve çözebilecek tek ülke var o da Türkiye’dir!..

Yıllar önce (Anayurt gazetesinde)  3. Dünya Savaşı’nın 2023 yılında başlayacağını yazmıştım. Son 15 yıl içinde farklı internet sitelerde, kendi internet sitelerimizde ve bugünlerde de Başkent Postası’nda 2023 yılına defalarca dikkat çekerek çok farklı içeriklerle kapsamlı/detaylı yazılar yazarak 2023 yılı ve 3. Dünya Savaşı’ndan bahsetmiştim. Ve hatta yazılarımda 3. Dünya Savaşı’nın merkez üssünün Ortadoğu olacağını da defalarca vurgulamıştım. Nihayetinde İsrail-Filistin (Gazze) Savaşı ile 3. Dünya Savaşı’nın fitili ateşlenmiş oldu. Savaş diğer ülkelere de sıçramaya başladı.

Savaşın yayılmasını isteyen ülkelerin başında ABD, İsrail ve İngiltere gelmekte. Gerekçe olarak İran, Rusya, Çin ve hatta dolaylı da olsa Türkiye gösteriliyor. ABD’nin Rusya’yı ve Çin’i kuşatmak amaçlı dünyanın birçok yerine yüzlerce askeri üssü var. Son yıllarda Ortadoğu’da yeni askeri üsler açarak tehdit olarak algıladığı İran, Rusya, Çin’i kuşatmaya devam ediyor. Öte yandan Türkiye ne kadar NATO ülkesi olarak müttefik görünse de ABD için aleni olmasa da gizli bir tehdit oluşturuyor. ABD, Türkiye üzerinde  zaten akla-hayale gelmedik oyunlar oynamaya devam ediyor!..

7 Ekim 2023 yılında patlak veren İsrail-Filistin Savaşı’nda Gazze’deki katliamlar adeta soykırıma dönüştü. İsrail bombardımanlarıyla Gazze adeta yerle-bir oldu. Yapılan son istatistiklere göre İsrail, geçen 116 gün içinde 2 bin 269 katliam yapmış ve Gazze üzerine 66 bin ton bomba yağdırmış. Bu saldırılarda 30 bin civarında Filistinli sivil öldürüldü ve 2 milyon üzerinde Filistinli Gazze’den/yerinden-yurdundan oldu. 70 bine yakın da yaralı… Gazze’de 12 bine yakın çocuk, 8 bine yakın da kadın katledildi. Tamamen yıkılan binalar arasında 70 bin ev/konut, 14 hükümet binası, 161 Cami, 99 okul ve üniversite bulunuyor. Hasarlı binalar arasında 290 bin konut/ev bulunurken 295 okul-üniversite, 253 Cami ve 3 Kilise ve hizmet dışı kalan 30 Hastane ve 53 Sağlık merkezi var. Gazze bugün tanınmayacak bir vaziyette.

Böylesi bir zulme, vahşete ve soykırıma elbette ki seyirci kalınamazdı. Dünyanın birçok yerinde İsrail protesto edildi ve kınandı. İsrail’i hiçbir güç durduramıyordu. Çünkü arkasında ABD, İngiltere ve bazı AB ülkeleri vardı. Hatta ve hatta ABD ve müttefikleri tarafından İsrail’e her türlü (silah/mühimmat, para, istihbarat ve askeri) destek verildi. Bu duruma karşı çıkan ülkelere de baskı, tehdit yapılarak aba altından sopa gösteriliyordu! Fakat İran destekli bazı milis güçler ve Yemen’deki Husiler İsrail’in Filistin üzerindeki zulmüne, vahşetine ve soykırımına DUR diyebilmek için ABD, İngiltere’ye karşı savaş açarak kendilerini tehlikeye atmaktan çekinmediler.

Filistin’de İsrail zulmü, vahşeti ve soykırımına karşı Suriye, Irak ve Yemen’de İran destekli milisler, ABD ve İsrail hedeflerine yönelik füze, roket ve insansız hava araçlarıyla saldırılar gerçekleştirmeye başladılar. İran destekli milis güçlerin bölgede, Husilerin Kızıldeniz’de ticari gemilere dron, füze, roket vs. silahlarla saldırıya geçmeleri ABD ve İngiltere’yi olağanüstü öfkelendirmişti.

Bilhassa Yemen’de İran destekli Husiler, İsrail tarafından zulme uğrayan Filistin’e destek vermek amacıyla 31 Ekim 2023 tarihinden itibaren Kızıldeniz ve Umman Denizi’nde ticari gemilere yönelik füze, roket ve dronlarla saldırı düzenlediler. Bunun üzerine uluslararası birçok gemicilik şirketi Kızıldeniz’de seferlerini durdurma kararı almıştı. Bu olay ABD için bardağı taşıran son damla olmuştu. Çünkü Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı dünya gemicilik ticareti için stratejik bir konuma ve öneme sahipti.

Bilindiği gibi küresel ticaretin yüzde 12’si Akdeniz’ ve Süveyş Kanalı üzerinden yapılmaktadır. Süveyş Kanalı, Avrupa ve Asya’yı denizden bağlayan en kestirme yol olarak biliniyor. Husilerin sözkonusu bu deniz trafiğini yapmış oldukları saldırılar ile gemi ulaşımını sekteye uğratması ABD, İngiltere ve İsrail’i öfkelendirmişti. Kızıldeniz’de küresel deniz ticaretinin tehlikeye girmesi üzerine ABD öncülüğünde İngiltere ve İsrail’in de desteği ile çok uluslu deniz görev gücü oluşturularak Husilere karşı ortak harekat planı uygulamaya konuldu.

ABD öncülüğünde alınan bu karar üzerine Husilere yönelik hava saldırıları başlatıldı. ABD ve İngiltere’nin Husilere yönelik başlatmış oldukları hava saldırıları üzerine Husilerden bölgedeki tansiyonu düşürecek barıştan yana olduklarını ifade eden bir açıklama gelmişti. Husiler ne kadar barıştan yana olduklarını açıklasalar da ABD’den bir cevap gelmemişti. Ve Husilere yönelik saldırılar devam etti…

Kızıldeniz’de Husiler gerilimi devam ederken Ürdün’ün Suriye sınırı bölgesindeki ABD üssündeki askeri güçlere tek yanlı insansız hava aracı ile gerçekleştirilen saldırı üzerine 3 ABD askeri ölmüş 34 kişi de yaralanmıştı. Bu olay üzerine ABD misilleme de bulunacağını sert sözlerle ifade etti. Yapılacak olan misilleme de yer ve zaman konusunda bilgi verilmedi.

ABD Başkanı J. Biden, saldırıyı Irak ve Suriye’de faaliyet gösteren İran destekli grupların gerçekleştirdiğini söyleyerek bu olayın karşılığının verileceğini ifade etti. ABD Savunma Bakanı Austin ise daha açık bir ifade ile “ABD güçlerine yönelik saldırılardan İran destekli milisler sorumlu ve biz de kendi seçtiğimiz zaman ve yerde karşılık vereceğiz.” diyerek bu olayın sert bir karşılığı olacağını belirtti. Bazı ABD’li senatörler ise İran’ın doğrudan hedef alınması gerektiğini ifade etmişlerdi.

İsrail’in Filistin’de gerçekleştirmiş olduğu vahşet ve soykırım üzerine  binlerce Filistinlinin ölümü, onbinlercesinin yaralanması ve Gazze’nin yerle-bir edilmesi karşısında sessiz kalan ve hiçbir tepki vermeyen ABD,  İsrail’e her türlü desteği vermeye devam etti. Suriye-Ürdün sınırındaki ABD askeri üssüne düzenlenen saldırıda 3 ABD askeri ölmesi ve 34’ünün yaralanması karşısında ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in “1973’ten bu yana bölgede şu an karşı karşıya kaldığımız kadar tehlikeli bir dönem görmedik.” diyerek feryat etmesi ne kadar anlamsız!.. Güya bölgede tehlikeli bir dönemi girmişler! Bölgeyi cehenneme çeviren siz olmanıza rağmen asıl tehlikeye bölge halkı mı yoksa siz mi girmiş oluyorsunuz?! Irak’ı ve Suriye’yi parçalayan sanki siz değilsiniz?! Yüzbinlerce Iraklı ve Suriyelinin ölümünden siz sorumlu değilsiniz! Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren siz değilsiniz!..

İran ve Ürdün, olayla ilgili olarak Suriye’nin Ürdün sınırındaki ABD askeri üssüne yapılan saldırının kendileriyle bir alakasının olmadıklarını söyleseler de değişen bir şey yoktu! ABD bu saldırının sorumlusunun İran olduğunda ısrarcıydı. İran’ın, saldırının kendileriyle alakası olmadığını açıklayarak çatışmaların ABD kuvvetleri ile direniş güçleri arasında olmasından ve karşılıklı misillemeden kaynaklandığını ileri sürmesi de etkili olmadı.

ABD sözünde durmuştu! Suriye’deki ABD üssüne yönelik saldırının cevabını İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü’ne bağlı milislere yönelik toplam 85 hedefi vurarak verdi. Hava saldırısında yüzlerce güdümlü bomba kullanıldı. İran destekli milislere ait onlarca roket, füze ve insansız hava araçları etkisiz hale getirildi.

ABD’nin İran destekli milislere yönelik üç ülkede gerçekleştirmiş olduğu hava saldırısına Rusya başta olmak üzere Irak, Suriye ve İran’dan sert tepkiler geldi. Rusya “ABD, bölge ülkelerini çatışmaya sokmaya çalışıyor” diyerek ABD’yi uyardı. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova “Egemen devletlere karşı ABD-İngiltere saldırganlığının bu yeni eylemini şiddetle kınıyoruz. Ortaya çıkan durumun Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi aracılığıyla acilen ele alınmasını talep ediyoruz” dedi. Irak Hükümeti ve Suriye Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre de saldırıların uluslararası barış ve güvenliği tehdit ettiği ve bölgenin güvenliğini uçuruma sürüklediği ifade edildi.  

Öte yandan CIA Direktörü Villiam Burns da Ortadoğu’daki gelişmelerden bir o kadar şikayetçi! Burns 40 yılını bölgeye harcamış ama Ortadoğu’yu bu kadar karmaşık ve patlamaya hazır görmemiş! Sanki Ortadoğu’yu bu hale kendileri değilmiş gibi sızlanıyor. Villiam Burns bir yanda İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıların yoğunluğunu azaltmaktan, Filistinli sivillerin ihtiyaçlarını karşılamaktan, rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamaktan, çatışmaların bölgeye yayılmasını önlemekten bahsederken diğer yanda İsrail’in ve bölgenin güvenliğinin anahtarının İran olduğundan bahsediyor! Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!.. Bu ne yaman çelişki böyle… Ortadoğu’yu cehenneme çevirin ve tüm suçu da İran’a yıkın! Bu mu çözüm yolu?!

CIA Direktörü Villiam Burns’un Rusya ve Çin karşısında ABD’nin acizliğini belirten itirafı çok dikkat çekti! ABD, şu an Soğuk Savaş’ın bittiği ve 11 Eylül sonrası dönemi yaşıyormuş! Kısaca Çin ve Rusya karşısında artık ‘rakipsiz üstünlüğe’ sahip olmadığını belirtiyor. V. Burns “En yakın meydan okuma Rusya’dan geliyor olabilir, ancak Çin uzun vadede daha büyük bir tehdittir.” diyerek geleceğe yönelik kendisinin ve ABD’nin tedirginliklerini ifade ediyor.

Daha önce de belirttiğimiz ABD, İngiltere ve İsrail ne kadar 3. Dünya Savaş’nı gizlemeye çalışsalar da ne kadar savaşı Ortadoğu ile kapsamlı kılmaya çalışsalar da ne kadar Ortadoğu’da patlak verecek küresel savaşın müsebbibi olarak başta Gazze/Hamas’ı ki Filistinlileri, Rusya’yı ve Çin’i suçlasalar da 3. Dünya Savaşı’nın başladığını çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak ve ancak hesap etmedikleri bir şey var ki o da Ortadoğu’da patlak verecek olan 3. Dünya Savaşı’nı durdurmanın şifreleri (kodları) ve çözüm yolları Türkiye’nin elindedir! Görün bakın bu savaş Türkiye öncülüğünde durdurulacaktır. Ki o zaman Türkiye’nin bölgedeki ve dünyadaki GÜCÜ bütün çıplaklığıyla algılanacaktır!.. Türkiye’nin bugüne kadar anlaşılamayan gücü/kudreti ve etkinliği ancak o zaman anlaşılacaktır.