Lübnan’da siyasi elitlerin ülkeyi iflas ettirdiğini ve devlet
kurumlarının işlevini kaybettiğinin önemle altını çizen Yılmaz,
“Lübnan’da yerinden kımıldamayan, değişmeyen ve tüm bu başarısızlıkların
ardından istifa etmeyen siyasi, bürokrat sınıfının ülkeyi bu duruma
getirdiğini” söyledi.
KİMSE GENÇLERİN ÖNÜNÜ AÇMIYOR
Lübnan’da iktidar ve muhalefet kanadında yer alan siyasi ve bürokrat
kadrosunun genellikle hep aynı isimlerden oluştuğuna işaret eden Yılmaz,
’Türkiye’de olduğu gibi kimse koltuğu bırakıp gençlerin önüne açalım
demiyor’ ’diye konuştu.
Devlet mekanizmalarında sürdürülebilirliğin en önemli unsur olduğunu
belirten Öztürk Yılmaz, ’devletin uzun soluklu politikalarla yönetilmesi
ve hükümetler değişse bile kurumsal hafızanın devam etmesi gerektiğini’’
kaydetti.
LİYAKAT, EHLİYET VE TECRÜBE ÇOK ÖNEMLİ
Türkiye’nin yapması gerekenin belli olduğunu siyasi ve bürokratik
sisteminin A’dan Z’ye yeniden tarif edilmesi görüşünü ortaya koyan
Yılmaz, ’dünyada başarılı olmuş devletler nasıl yönetiliyorsa sizde o
sistemle yönetilmek zorundasınız. Liyakat, ehliyet, tecrübe siyasetin,
bürokrasinin oluşturulması için çok önemli bir kriter’’ diye konuştu.
LÜBNAN’DA NE OLDUYSA TÜRKİYE’DE DE AYNISI OLUYOR
Öztürk Yılmaz şunları kaydetti.
”Şimdi bakın Lübnan’da ne olmuşşa, Türkiye’de aynısı oluyor. Kimse
koltuğunu bırakmak istemiyor. Lübnan’da olduğu gibi Türkiye’deki
siyasiler koltuklara tam tersine yapıştıkça yapışıyorlar. İktidar ve
muhalefet kanadı, medya, sivil toplum örgütleri…vs genellikle hep aynı
isimler köşe başlarını tutmuş. Cumhurbaşkanı Erdoğan 1994 yılından beri
gelmediği makam kalmamış. Erdoğan hala daha ülkeyi yönetmek istiyor.
Türk halkı çaresiz iktidar ve muhalefet kendi medyasını oluşturmuş sabah
akşam kendi reklamlarını yapıyorlar. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde
böyle bir medya sistemi yok. Bu sistem işte Lübnan’da var. Avrupa’da
yok. İktidar medyasından birisi çıkıp sayın Erdoğan 1994 yılından beri
birçok makama geldiniz, koltuğunuzu artık gençlere bırakın diyemiyor.
SABAH AKŞAM KILIÇDAROĞLU’NU ÖVÜYORLAR!
Muhalefete bakıyorsunuz adamlar girdikleri tüm seçimleri kaybetmiş.
Bunların medyası da sabah akşam Kılıçdaroğlu’nu övüyor. Televizyonlarda
gazetelerde boş boş incir çekirdeğini doldurmayacak tartışmalar. Kimse
demiyor ki. Bu insanlar bugüne kadar başarsaydı. Türkiye bu durumda
olmazdı, CHP bu durumda olmazdı. Siz 30,40 yıl siyaset yapacaksınız
partiniz CHP muhalafette olacak, sizlerde hala daha siyaset
yapacaksınız. Bugüne kadar bir şey yapsaydınız CHP iktidara gelirdi. Bu
iş bu kadar basit. Televizyon ve gazetelere bakıyorsunuz, iktidar ve
muhalefet kanadında yer alan hep aynı isimler ahkam kesiyor.
KONUŞMAKTAN BAŞKA HİÇBİR ŞEY YAPMADILAR
Yine bakıyorsunuz 40 yıldır siyasette olup sadece konuşup bunun dışında
hiçbir şey yapmamış ve yaptığı tek iş koltuğunu korumuş insanlar ona
buna akıl veriyor. Kimse demiyor ki bu medya bu insanları niçin ısrarla
çıkarıyor? Eğer bu siyasiler başarılı olsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
demiyor. Medya ısrarla çökmüş siyasi, bürokratik düzeni ayakta tutmaya
çalıyor. Aynı Lübnan’da olduğu gibi sistem çürümüş. Türkiye’de medya
kimden para alırsa onu cumhurbaşkanı adayı ilan ediyor veya para
aldıkları siyasi parti liderleri kimi işaret etmişlerse onu destekliyor.
Nereden bakarsanız bakın çökmüş bir sistem. Lübnan’da halkın başına
gelenleri Türkiye’de aklı selim insanların acilen görmesi lazım. Bu
eskimiş köhnemiş siyasi partilere sandıkta kırmızı kart göstermek lazım.
Yoksa Türkiye’yi çok zor günler bekliyor.
Halk desteğini kaybeden AKP hükümeti devlet kurumlarını AKP iktidarının
devamını sağlamaya yönelik birer araç haline dönüştürerek anayasal
düzeni yıkma yolunda ilerliyor. Bu durumda muhalefet ise sadece ama
sadece laf üreterek tribünlere oynuyor. Bunların hepsi kapasitesiz,
bilgisiz, aciz, korkak sadece laf üreten hiçbir projesini olmayan
vizyonsuz kasaba politikacıları. Bunların iktidara gelmek için ne bir
planı nede bir vizyonu yok.
Buradan tek çıkış yolunun Yenilik Partisi çatısı altında toplanıp, bu
çürümüş köhnemiş düzene artık yeter demekten geçiyor.’’