Sevdiğim , takip ettiğim yada araştırmalarına , köşe yazılarına katıldığım kişilerden faydalanırken küçük bi paragraf aktarmaktansa onların ifadelerini detaylıca yansıtmayı yada makaleyi paylaşmayı bazen daha doğru görüyorum.
Kişilerin faydalı köşeyazılarını olduğu gibi kendi köşeme yansıtmak , onları adeta konuşturmak , misafir etmek gibidir.
Hilal Kaplan diyor ki , Hakkı Eren diyor ki gibi seriyi bu hafta kıymetli bilim insanı akademisyen Prof. Dr. Kerem Karabulut’un Ermenistan Sınır Kapısı konusu ile ilgili köşe yazısını aktararak devam etmek istedim. Bakalım hocamız ne demiş !
PROF. DR KEREM KARABULUT DİYOR Kİ !
ERMENİSTAN SINIR KAPISI AÇILMALI MIDIR?
Türkiye ile Ermenistan arasında eski dünya düzeni denilen 1991 öncesi dönemde herhangi bir sosyo-ekonomik ilişki bulunmamaktaydı. Bu durum dünya siyasi ve ekonomik düzenin bir gereğiydi. Ancak 1991 yılında Eski Dünya Düzeni denilen dönemin SSCB’nin dağılmasıyla son bulması üzerine Türkiye ile Ermenistan arasında sosyo-ekonomik ilişkilerin kurulabilirliği ortamı doğdu.
1991 sonrası dönemde Türkiye, Ermenistan’la tarihte yaşanan sorunları unuturcasına iyi niyet çerçevesinde davranışlar sergilemiştir. Moskova büyükelçisi Volkan Vural’ın 1991’de Ermenistan bağımsızlığını ilan etmeden önce Erivan’a gönderilmesi Türkiye’nin başlangıçtaki iyi niyetini gösteren önemli davranışlardan birisidir.
Ermenistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra ise Türkiye’nin hiçbir ön koşul ileri sürmeden Ermenistan’ı tanıyan ilk ülkelerden birisi olması bu iyi niyetin devamı niteliğindedir. Ayrıca Ermenistan’ın Karadeniz’e kıyısı olmamasına rağmen 25 Haziran 1992’de imzalanan Karadeniz İşbirliği Örgütü’ne kurucu üye olarak davet edilmesi de aynı tutumun göstergesi olmuştur.
Türkiye’nin hava koridorunu açık tutması Ermenistan’a insani yardımlarda bulunması ilk bağımsızlık yıllarında devam etmiştir. Ancak Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarının %20’sini işgal etmesi, Şubat 1992’de Hocalı’da giriştiği katliam, Türkiye’yi soykırımla suçlaması ve toprak talebi isteklerinin devam etmesi üzerine Türkiye sınırlarını kapatarak bu ülke ile diplomatik ilişkilerini kesmiştir.
2020 yılındaki 44 Günlük Karabağ Zaferi ile ulaşılan en önemli sonuç, Zengezur Koridorunun açılmasını Ermenistan’ın kabul etmesidir. Bu çerçevede, kapıların açılması kendisi için yaşamsal öneme sahip olan Ermenistan Türkiye ve Azerbaycan’a karşı şimdiye kadar uyguladığı yanlış politika ve uygulamalarından vazgeçerse, yakın gelecekte Türkiye’nin sınır kapılarını açması mümkün olacaktır.
Tarafımızca 2011 yılında yapılan “Türkiye – Ermenistan Sınır Kapıları Sorunsalı –Ekonomik Analiz” adlı çalışma da ve konuyla ilgili yapılan diğer bilimsel çalışmalarda, sınır kapılarının açılması rasyonel görünmemekteydi. Çünkü Ermenistan’ın Karabağ’ı işgal süreci devam ediyordu ve Türkiye ve Azerbaycan’a karşı haksız ve mesnetsiz iddialarıyla dünya kamuoyunu yanıltmaya çalışmaktaydılar.
O dönemdeki çalışmalarımızda, Türkiye’nin sınır kapılarını açması durumunda yıllık net kazancının 40-60 milyon dolarlık bir rakama denk düşeceğini belirlemiştik. Türkiye bu kadarlık küçük bir kazanç için kapıları açmış olsaydı, hem Ermenistan’ın kendisine karşı uyguladığı yanlış politikaların uluslararası düzeyde haklıymış gibi görünmesine sebep olabilirdi hem de tüm Türk Dünyası nezdinde karşılığı milyarlarca dolar ile ölçülemeyecek güven ve itibar kaybına sebebiyet verebilirdi.
Bu durumun Karabağ Zaferi sonrası Orta Asya Türk Devletlerinde ve Azerbaycan nezdinde ne kadar önemli olduğu ispatlanmış oldu.
Bugün gelinen aşamada ise üstte belirtildiği gibi, Zengezur Koridorunun açılması ve Ermenistan’ın diasporanın da etkisiyle tarihten beri güttüğü yanlış politikalarından vazgeçmesi kaydıyla; Türkiye’nin sınır kapılarını açması uygundur. Sınır kapılarının açılması durumunda, Türkiye bölgenin en güçlü ülkesi olduğu için yaklaşık 2,5 milyonluk Ermenistan pazarına hakim olacaktır.
Zengezur Koridoru açılacağı için bölgede “yeni bir çağ” başlayacaktır. Bölgesel barış ve istikrarın uzun dönemli olması sağlanacaktır. Çünkü bilimsel çalışmalar göstermektedir ki, iki ülke arasındaki dış ticaretin iki katına çıkması çatışmaların yüzde 20 oranında azalmasını sağlamaktadır.
Ermenistan’ın uluslararası düzeyde Türkiye ve Azerbaycan’a karşı yürüttüğü asılsız propagandalardan ötürü katlanılan zaman ve enerji kaybı olmayacaktır.
Çok yakın zamanda veya Zengezur Koridoru açılır açılmaz gündeme gelecek bu konu ile ilgili Türkiye ve Azerbaycan’ın şimdiden birlikte çalışmalarını başlatmaları ve geleceğe yönelik etkin stratejiler geliştirmeleri yararlı olacaktır.
Uluslararası ilişkilerde “ebedi dostuk ve düşmanlık” olmayacağı bilinciyle hareket ederek, büyük devlet olmanın gereği gibi bu konudaki tavırlarını belirlemelidirler.
Kaynak : https://yesiligdir.com/yazar/yazi/7764#
Yazarın diğer yazıları :
YORUMLAR