Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Puldaki ihanet…

Irak Türkmen Cephesi Başkanı (ve Irak milletvekili) Erşat Salihi’den, Yeni Haçlı Seferleri planlarını yerinde tetkik ve diyalog planını yürürlüğe koyma amacıyla Irak’ı ziyaret eden Papa hakkında yaptığı nefis yorum münasebetiyle dünkü yazımda da bahsetmiştim…

Erşat Salihi, Papa Franciscus’un ziyareti vesilesiyle Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) tarafından bastırılması tasarlanan hatıra pulları arasında, Musul ve Kerkük’ü bölge sınırlarına dahil eden bir haritanın resmedilmesine de (sağolsun) büyük bir tepki gösterdi.

“Bu adımlar bölgenin ve Irak’ın millî güvenliğini tehdit etmektedir. IKBY hükûmetinden atılan bu tür vahim adımları durdurmasını ve daha önceki hataları tekrarlamamasını istiyoruz” dedi.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada da plana tepki gösterilmiş, “IKBY makamlarından bu vahim hatanın derhal düzeltilmesine yönelik gerekli açıklamanın bir an önce ve net bir şekilde yapılmasını bekliyoruz.” ifadeleri kullanılmıştı.

Velhasıl pul deyip geçmeyin. Bu pul, eskiden kullanılan, kuruşun küsûrâtından olan küçük mâdenî para değil!.. Misâllendirecek olursak, “paramız pul oldu”daki pul değil.

Bu pul bildiğiniz posta ücretine ve damga resmine karşılık mektuplara ve evrâka yapıştırılmak üzere devletçe bastırılan ve genellikle bir ücret ödenerek satın alınan arkası yapışkan küçük (motifli) kâğıt parçası olan pul.

İşte Erşat Salihi’nin Suriye, İran ve Türkiye’deki bazı illeri de Kürdistan gibi gösteren ve bir mini haritanın resmedildiği (Papa’ya itaf postapuluna) “kirli planda yer aldığı” gerekçesiyle tepki vermesi bu yüzdendi… Pul; bir kerelik «hâtırá» kabilinden tasarlanıyordu…

Yàni muhterem okur, Posta Pulu’ndaki ihanet büyük…

Ortadoğu ihanetin merkezi seçilmiş!.. İslâm coğrafyasının bütün ülkeleri bu ihanete karşı ortak bir mücadele sergilemek zorunda.

Ne Korona belâsı sebepsiz, ne bu çağdaş Haçlı Seferleri…

Müslümanlar akıllı olmalı, ágâh olmalı. Tehlike büyük!..

(İkinci Yazı) Akıllı muhâlefet şart

Cumhurbaşkanı Erdoğan çok haklı. Yerli ve millî (akıllı) muhâlefet şart.

Erdoğan, “Ülkesine ve halkına husumeti siyasetinin merkezine oturtan zihniyeti, ona sufle verenlerle tarihe gömmek boynumuzun borcudur. Her şey gibi muhalefetin de yerli ve millisini ülkemize kazandırmak inşallah bize nasip olacaktır” derken yerden göğe kadar haklıdır.

Muhâlefet fevkalâde mühimdir. Ünlü şairimiz Namık Kemal, “Bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar” diyerek dillendirmişti bunu.

Lâkin muhâlefet demek, “vatan ve devlete ne olursa olsun, benim dediklerim olsun… ben iktidar olayım da ko memleket mahvolsun” demek değildir.

Yerli ve millî muhâlefet deyince hadiseye böyle bakmak gerekir. Yerli yàni maksat için her vasıta meşrudur diyen Makyavelist sapıklıkta değil. Millî yàni bize ait değerler manzumesini öne çıkaran bir muhâlefettir aranan.

Ancak böyle olursa fikirlerin çarpışmasından rahmet tecelli eder. Dikkat buyurunuz. Hazreti Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) de “mü’minlerin ihtilafı rahmettir” buyurmuş.

Bir taraf (ülke çoğunluğu) Müslüman, öbür taraf (muhâlefet) gâvursa ortada muhâlefet değil, «iç düşman» var demektir.

Bu ülke bir İslâm ülkesidir. Bunu kimse aklından çıkarmasın. Muhalefeti gâvur tarafından yapmasın!.. Yapmasın ki iktidar da halk da bir «iç düşman»la savaşmak zorunda kalmasın.

Akılsızlar düşman ekmeğine yağ sürer. Akılsız muhâlefet iktidara az biraz zarar verse de aslında kendi kuyusunu kazar. 11 Mart 2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER