Rubâi Tadında
Rubâi Tadında Keyifli okumalar temennisi ile… Gel gel derim gelmiyorsun için için yanarım Aşk ile aşk ey...
Rubâi Tadında
Keyifli okumalar temennisi ile…
Gel gel derim gelmiyorsun için için yanarım
Aşk ile aşk eylemişim, cân ile cân ararım
Yâr yâr deyip kan yutarım kandan kanım içredir
Zâr ü zâr oldum aşkından âh âh çeker ağlarım
Hasta sînem hançerledin tül tül ettin yüreğim
Takatsız kaldım ey peri, âzâd eyle gideyim
Sarmaşık gibi kuruttun tel tel döküldüm yere
Kul a kul mu oldum acep al canımı bileyim
Çak bir şimşek de aydınlat, gönül senin evindir
Kışta ılık, yazda ferah, sonbaharda serindir
Ey sevgili dönme yüzün eyleme beni senden
Gönül evinde karanlık, hicranın eseridir
Âh, âşıkın şarkısıdır sanmayın ben ağlarım
Şarkımı söyler dururum, aşkı meşke bağlarım
Benim şarkım vayvelâdır âhenk bilmeyenlere
Aşkta usul, ritim farklı ben gönülden çalarım
Aşk çölünde divaneyim parçalandım toz oldum
Sefer ettim âsumâna kasırgaya göz oldum
Benim özümde toprak var, bütün cevherler bende
Gönülleri ısınmayan vâriyâta köz oldum
Aşk âleminde sultansın, ben de âşık bir köle
Aşktan kalan üç sermaye göz yaşı, dert ve çile
İltimaslı cennet için kopsa bile kıyamet
Ben seni tercih ederim sonumu bile bile
Talebî aşkım sanadır ey taş kalpli sevgili
Dışın melek, için zulüm, şeytanların en pîri
Gönül Kâbe den kutsaldır yıkıp eyleme vîrân
Tamire usta mı kaldı, ustalar aşk esîri
Düşen bilir kî içine, ağyarı aşkı bilmez
Âlimlerde kifâyet yok, medreseler de yetmez
Çifte gamze pür mıhladız, çeker seni içine
Teleskop takıp baksalar esâmen fark edilmez
Külhandan gelen tebligat elbet kıvılcım taşır
Gönül şehrinde kıvılcım cânân ile münhasır
Cihanda var olan aşklar gül sunar cânânına
Öyle bir aşka düştüm ki, gül yerine kül taşır
Cihan için ney çalındı bütün canlar bir dere
Tüm kâinat akıp gider ney sesiyle son kere
Bir dinlerim, bin dönerim, yükselirim arşa ben
Dönen cismin halindendir tertemiz iner yere
Aşk vatanında şehidim mezarım kalabalık
Aşksız yaşayan kalpsizdir, ölüsü beş paralık
Bedenimden çek bir kemik uzat usta başına
İsrafil’e bir ney yapsın tez üflesin babalık
Şarap kadehim azalmaz içtikçe bayılırım
Beyaz peri, beyaz şarap, buldukça sarılırım
Ne periye nikâhım var, ne şaraba raporum
Yâr ile her dem sarhoşum, şarapla ayılırım
Ben dünyaya kadeh ile şarap ile bakarım
Kadeh benim gözlüğümdür şarap ile yıkarım
Canlıyı ölü görürüm, ölüyü uyuyan dost
Dostuma içimi döker, saatlerce ağlarım
Kara sevda bağrım deler sînemde göz göz yara
Ney gibi feryada düştüm, inledim düştüm dara
Dağlanırsa iki âlem, ele gelir, ses verir
Biri benim, biri de ney, dost ve neyzen de ara
Karşıda bir mescit varsa yanında meyhâne var
Acep hangisine giren çıkarken eyleye kâr
Meçhule olta atıp da balık tutan var mıdır
Meyhâne de şarap içip balık yiyen bahtiyâr
Aşktan maksat iklîm ise fırtına koparandır
Fırtınanın çocukları, yağmur ile borandır
Yar kurmuş mahkemesini yargılar idâm için
Ak zülfünü sicim eyle yâr boynuma dolandır
Gönüllerde çok muhabbet aşkta kabin kurdurur
Görünmeyen bir asansör alır seni götürür
Aşkhane de binip inmek sistemde bakım ister
Aksi takdirde aşıklar kendini yerde bulur
Rubâi tadında
17 Kas 2021
Saygılarımla.