Bildiğiniz üzere son günlerde yaşanan en ateşli tartışma seccade üzerine yapıldı.
Çünkü ülkemiz siyaseti özellikle ülkeyi 20 küsur yıldır yöneten iktidar açısından uzun süredir din sömürüsü üzerinden yürütülmektedir.
Şöyle bir geçmişe birazcık bakmak bile bunu görmek için yeterli.
Neydi bir zamanların en önemli gündem maddeleri…
“Başörtülü bacıma… “
Ve
“Camide içki içilmesi” de denilen konular.
Bu iki konunun tamamen uydurma olduğu anlaşılsa da gereğinden uzun bir süre toplum gündemini meşgul edebildi.
Hem zaten sokak röportajlarına falan bakıldığında da benzer manzarayı hemen her yerde görmek mümkün.
Röportajı yapan soruyor…
“Pahalılığı kim yaptı?”
Bazılarında yanıt hazır
“Muhalefet.”
Hatta o kadar ki…
Kişi geçinememekten şikâyetçi olduğu halde “ölsem de, aç da kalsam oyum iktidar partisine” demekte bile hiç bir sakınca görmeyebiliyor…
Peki neden?
Nedeni şu…
Bu yaşadığımız süreçte toplumdaki ulus bilinci ve dahası sınıfsal bilinç çok azalıp…
Toplum cemaatleşince…
Doğrusu yaşadığımız olaylar garipsenemiyor.
Şimdi gelelim esas konuya…
Yani Ulus bilincine…
Sahi nedir bu ulus gerçekten biliyor muyuz?
Ya da şöyle söyleyelim…
İçinde bulunduğumuz toplumun, bu ulusun ne olduğu konusunda ne kadar bilgisi var?
Ya da herhangi bir topluluk, ulus olarak adlandırılabilir mi?
İşte tüm bunları anladığımız zaman kanımca çok yol kat etmişiz demektir.
O zaman en bilinen ya da bilinmesi gereken tanımla başlayalım…
Ulus neydi? Aynı toprak üzerinde yaşayan…
Ortak bir geçmişi, yani tarihi olan…
Aynı ekonomik sistemin içinde yer alan…
Ortak kültüre sahip…
Aynı dili konuşan insan topluluğudur.
Ve tüm bunları bize sağlayan şey de eğitimdir.
Yani ortak dili…
Kültürü…
Tarihi…
Sanatı…
Müziği…
Ulusumuza düşman olanların kimler olduğunu…
Ulusu nelerin tehdit ettiğini, içi ve dış tehlikeleri…
Bunlarla nasıl mücadele etmek gerektiğini…
Hemen her şeyi eğitimle öğrenir, sonraki kuşaklara eğitimle aktarırız ama bunun için ülkenin tamamında eğitimin aynı…
Yani ulusal olması ilk koşuldur.
Değilse hemen her yabancı ülke…
Her tarikat, her sermaye grubu…
Kendi okulunu açıp, kendilerine mürit yetiştiriyorsa…
Oradan ulusal birliğimiz yaralanmaya başlamış demektir…
Çünkü…
Bilinmeli ki devletin ulusal eğitimi devlete aidiyet…
Millete bağlılık ve herkese eşit yurttaşlık duygusu kazandırırken…
Kurulan tarikat, cemaat ve yabancı devlet veya sermeyenin okulları da…
Bu kurumlar her kime, hangi düşünce veya misyona aitse onlara aidiyet ve bağlılık duygusu kazandırmaktadır…
Her ne kadar ulus olarak tarihten ders almayı çok öğrenemesek de…
Ne yazık ki yakın tarihimiz bu türden örneklerle yeterince doludur.
Daha basit anlatmak gerekirse; ulus bilinci olmazsa, ülkeniz üzerine oynan emperyalist politikaları…
Sınıf bilinci olmazsa da nasıl sömürüldüğünü asla anlayamazsınız…
Şimdi diyeceksiniz ki…
Tamam, bunları anladık da yazının başlığında yer alan seccade konusuna hiç değinmediniz…
Zaten anlatmak istediğim de bu…
Eğer bir toplumda ulus bilinci olmazsa…
Ne Atatürk adının adım adım her yerden silinmesinin ne anlama geldiğinden haberiniz olur…
Ne Türk kimliğinin hemen her yerden kaldırılmasının ulus devleti parçalamak anlamına geldiğini fark edersiniz…
Ne de ülkemize on binlerce Afganlının doldurulmasından huzursuz olursunuz…
Hatta öyle ki…
Ekonominin tamamen milli olmaktan çıkarılıp yabancı pazarı olmamız bile size bir şey ifade etmez…
Çünkü seccade o kadar önemli ve büyüktür ki…
Tüm bunları kolayca örtebilir…
Bilmem anlatabildim mi?
YORUMLAR