Sınırlarımızdaki Askeri Kıvılcımlar
Sınırlarımızdaki Askeri Kıvılcımlar Hristiyan kulübü soğuk savaş döneminde olduğu gibi etkin ve kararlı askeri gücü, diploma...
Sınırlarımızdaki Askeri Kıvılcımlar
Hristiyan kulübü soğuk savaş döneminde olduğu gibi etkin ve kararlı askeri gücü, diplomasi ve siyaseti ile hegemonyasını sürdüremiyor.
Tek kutuplu dünya artık yok.
Global güç birleşik kaplar misali tahterevallide dengeye yaklaşıyor.
Batılılar bile kendi içlerinde çok sert rekabetler yaşıyor.
Dış politikada açılan dosyalar eskisi gibi ‘ben dedim oldu’ anlayışı ile kapatılamıyor.
‘Kün, fe yekün’ (!) artık Batı kulübü için geçerliliğini kaybediyor.
Türkiye etkin bir merkez ülke olma konumundan daha fazlasını ortaya koyuyor.
Avusturya Başbakanı Kurz: “Arka bahçemizi süper güç Türkiye'ye kaptırmayalım” diyor..[1]
AB-Batı Balkanlar zirvesinde konuşan Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, AB'nin bölgeye üyelik perspektifi sunmaması durumunda 'Batı Balkanlarda Rusya, Çin ve Türkiye gibi süper güçlerin rolünün artacağını' ifade ederek AB'ye çağrıda bulundu.
Kurz, Türkiye, Rusya ve Çin’nin bir arada AB için aşılmaz ve tehlikeli bir pakt oluşturabileceği tehlikesine dikkat çekerek ‘AB’nin bölgeye üyelik perspektifi sunmasını’ hatırlatarak Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin sağlanmasını stratejik bir gereklilik olarak îmâ ediyor.
Diğer taraftan, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, heyetler arası görüşmede bir araya geldi.[2]
Vahdettin Köşkü'nde basına kapalı gerçekleştirilen görüşme 1,5 saat sürdü.
Görüşmeye Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Sefer Turan da katıldı.
Bu arada Libya Dışişleri Bakanı Necla El- Menguş’ un görevden uzaklaştırılıp iade edilmesi ülkenin dış siyasetinde dengelerin bozulabileceği düşüncesini öne çıkartıyor.
Bu arada “NEMESİS 2021” tatbikatının 03 Kasım 2021 tarihinde Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi” içerisindeki 1, 2, 8 ve 9’uncu parsellerde gerçekleşeceği bildirildi.
Doğu Akdeniz’de yaklaşık on yıldır yapılan ve Türkiye ile KKTC’ni hedef alan ‘NEMESİS’ tatbikatına Güney Kıbrıs, Yunanistan, ABD, Fransa, İngiltere, İtalya, İsrail ve Mısır orduları katıldı.[3]
NEMESİS Yunan mitolojisinde ‘intikam’ anlamına geliyor.
Tatbikat bölgesi için Türkiye kıta sahanlığının sınırlarını belirlediğini ve Birleşmiş Milletlere kaydettirdiğini açıklayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu “KKTC’nin Türkiye’ye lisans verdiği alanlara bugüne kadar hiç bir yabancı gemiyi sokmadık, kimse giremez. Kıta sahanlığımız belli; koruyoruz” dedi.
Diğer taraftan Roma’da ki Biden-Erdoğan görüşmesinde Erdoğan’ın çok “rahatsızız” dediği sınırımızdaki ABD-Yunan tatbikatı Batı Trakya’da Türk azınlığın yaşadığı İskeçe bölgesinde yapıldı.
Türkiye, Yunanistan’ın gerginliği artırıcı saldırgan söylem ve eylemlerine karşı diplomatik kanallardan gerekli girişimlerde bulunmanın yanında mütekabiliyet kapsamında sahada gerekli karşılıkları vermektedir.
Yunanistan hukuk tanımaz, uzlaşmaz tutumuna üçüncü tarafları da dahil ederek meseleleri medeniyetler arası bir çatışmaya çevirmek için gayret sarf etmektedir.
ABD, Yunanistan’ın Dedeağaç, sair bölge ve adalarında yaptığı askeri yığınak Türkiye için yorucu bir yokuş olarak nefesini kesmeye devam ediyor.
Avrupa tarafı bu şekilde çalkalanırken Irak Başbakanı Mustafa El-Kazımi'ye yönelik düzenlenen başarısız suikast girişiminin arkasında İran'a yakın silahlı bir grubun olduğu iddia edildi.[4]
Irak Başbakanı Mustafa El-Kazımi'nin evine 3 silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile saldırı düzenlenmiş, 2 SİHA düşürülmüş, 1 SİHA ise eve isabet etmişti.
El-Kazımi saldırıdan yara almadan kurtulmuştu.Irak basınında yer alan ve Irak güvenlik yetkililerine dayandırılan bir haberde, El-Kazımi'nin korunaklı Yeşil Bölge'deki evine düzenlenen saldırının İran yanlısı silahlı bir grup tarafından gerçekleştirildiği iddia edildi.
Suikast girişiminde kullanılan SİHA ve patlayıcının İran yapımı olduğu belirtilen haber de söz konusu silahlı grubun adına ilişkin bilgi verilmedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Irak Başbakanı Mustafa El-Kazımi'ye yönelik başarısız suikast girişimini Irak'ın kalbini hedef alan bir saldırı olarak nitelendirirken, İran ise saldırının arkasında yabancı düşünce kuruluşlarının olduğunu ifade etti.[5]
Saldırı hedefine ulaştı fakat amacına ulaşamadı!
Saldırının ardından üst düzey bir İran heyeti Irak’a geçerek ‘biz yapmadık, bizimle hiçbir ilgisi yok’ açıklamasında bulundu.
Fakat, Irak ve dünyaca ünlü bir çok yorumcu anılan saldırıyı İran’ın gerçekleştirdiği konusunda hem fikir olmaları manidar gözükmektedir.
Irak Başbakanı’nın yaptığı ‘ben katillerin kim olduğunu biliyorum’ açıklaması İran’ı işaret etmekte fakat İran’ın saldırıyı devrim muhafızları ile mi yoksa YPG/PKK’ ya mı yaptırdığına dair bir açıklamaya yer vermedi.
İran’la Azerbaycan arasında öteden beri devam eden ve Karabağ zaferi ardından sınırlara karşılıklı kuvvet yığılarak tırmandırılan gerilim için İran “aramızda yanlış anlamalar vardı, biz anlaşmazlıkları karşılıklı olarak hallettik” açıklamasında bulundu.
Hatta İran’ın mezkür bölge için Türkiye ve Rusya’nın 6, İran’ın 3+3 olarak nitelendirdiği formatı da kabul etmeye hazırız açıklaması bölgede memnuniyet yarattı.
İran, söz konusu formatın dışında kalmaktansa içinde olmanın devletleri için daha faydalı olacağı kararını vererek Türkiye’nin bölgede ne kadar doğru siyaset ve diplomasi uyguladığını da ortaya koymuş oldu.
Türkiye ve Rusya’nın bölge için önerdikleri Rusya, Türkiye, Azerbaycan, İran, Gürcistan ve Ermenistan’ında davet edildiği güçlü bir Avrasya Ekonomik Topluluğunun temelini oluşturabilecek, Ermenistan’ın siyasi ve ekonomik kurtuluşuna katkıda bulunacak söz konusu projenin anılan ülkeler için askeri bir ruh birliğinin doğmasına da katkı sağlayabileceği düşünülmektedir.
Bazı Rus kaynaklarının haberine göre ABD askeri varlığını Suriye’den Irak’a aktarıyor.
Bu haberin Türkiye için dikkat çekici ve stratejik özelliği bulunmaktadır.
Türkiye’nin bu günlerde Suriye’ye bir askeri harekât için ciddi plân ve hazırlıklar içinde olduğu bilinmektedir.
Bu esnada YPG/PKK, Rusya ve Şam yönetimi ile hem Moskova’da hem de Şam’da görüşmeler yapmaktadır.
Suriye’den ABD’ nin askeri varlığını Irak’a kaydırması bazı yorumcuların Türkiye’nin askeri harekâtına alan açmak üzere çekme harekâtinin başlatıldığının ortaya konması inandırıcılıktan uzak olmakla birlikte ABD’ nin yeni Suriye siyasetinde Rusya’nın sürece daha fazla müdahil olmasını sağlamak anlayışı öne çıkmaktadır.
Özellikle, YPG/PKK Rusya ilişkisinde Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirmek ABD’ nin en büyük arzusudur.
ABD’ nin Suriye için YPG/PKK’yı silâh ve teçhizatla donatmaya devam ettiği ve fakat bundan ileri gidemeyeceği konjonktürel olarak görülmektedir.
Suriye’de Siyaset ve proje ortaya koyacak olan Rusya ve Şam yönetimidir.
Bölgede bunlardan gayri iki ciddi aktör bulunmaktadır.
Bu aktörlerden biri Türkiye diğeri ise İsrail’dir.
İsrail’in beklentisi, Türkiye’ nin zayıf düştüğü anda sınırımızda bir YPG/PKK devletini Amerika ile birlikte kurup yönetimine İsrail’in el koymasıdır.
Türkiye ise ABD, İsrail ve Rusya’ya kurulacak kanton devlet için sonuçları ne olursa olsun kararlıyım buna asla müsaade etmeyeceğim demektedir.[8]
Türk halkıda böyle düşünmektedir.
Güçlenen Türkiye, Suriye’ de kurulacak bir kanton devletini önlemek için meseleye 'gövdesini' koyarak kararlı uygulamalar yapmaktadır.
Ne Amerika, ne Rusya ne de İsrail’in kilometrelerce uzaktan gelip gövdelerini ortaya koymaları hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir.
ABD, İsrail ve Rusya, İran’ın Lübnan, Suriye ve Irak’ la ilgili bölgedeki şia hakimiyetini İsrail için zayıflatma ve son verme siyasetini faaliyete geçirmişlerdir.
İran’ın bölgede zayıflaması Rusya’nın da gücünün zayıflayacağı anlamı taşıyor ise de bu durum Rusya ile Amerika arasında oturmuş bir 'mutabakatın' var olduğuna işaret etmektedir.
İran ayrıca etkisi artan bir Arap milliyetçiliğini de ağır olarak hissetmektedir.
Bu durum Türkiye için de aktiftir.
Arap milliyetçiliğinin Türkiye ve İran üzerinde ağır olarak baskı kurmaya çalışması tamamen İsrail adınadır.
İsrail’in karar vermede tereddüt ettiği asil mesele İsrail devletinin gerçek düşmanı İran’ mı yoksa Türkiye’ mi olduğudur.
Hem Karabağ’dan hem batıdan sıkıştırılan İran yayılmacı siyasetini 'revize ederek' Türkiye ile sorunlarını minimize etmeye karar vermiş gözükmektedir.
Suriye’de ve dünyada büyük ordular arasında kolay kolay bir çatışmanın olması zor gözükmekle birlikte hegemon güçler kendileri için savaşacak taşeron savaşçılarla hedeflerine ulaşmak arzusu içinde oldukları bilinmektedir.
Son haftalarda Bosna’da öne çıkan bozguncu siyaset Avrupa tarafından da tehlikeli karşılanarak yeni bir çatışmanın başlayabileceği endişesi ile Ankara’nın barış diplomasisine öncülük yapmasını önermesi manidardır.
Bu durum, Türkiye’nin 'Ukrayna’ya sattığı' yer kontrol istasyonları, İHA ve SİHA’ ların Ukrayna tarafından ‘Donbas’ bölgesinde kullanılmasının ardından Rus ayrılıkçıların ciddi kayıplar vermesi üzerine Rusya’nın Türkiye-Ukrayna silâh satış anlaşmasına karşılık Putin, yakın dostu olan Sırp lider Milorad Dodik’ e Bosna için bir ‘parçalama’ planı hazırlamasını önerdiği kimi uzmanlarca ortaya konulmaktadır.
Sırp lider Milorad Dodik, Bosna Hersek'i 'parçalama' planını açıkladı ve Balkanlarda kriz diplomasisini başlattı.[6]
Öte yandan Belarus, ülkesine gelen turistlerin AB’ ye yasa dışı geçişini sağlamakla suçlanıyor.[7]
Belarus’un AB ile devam eden sürtüşmelerinden dolayı sınırını bilerek açtığı iddia ediliyor.
Bu arada Karabağ zaferinin 8 Kasımda Türkiye’ nin New York Başkonsolosluğunda düzenlenen bir etkinlikle kutlanması Türk dünyasında sevinçle karşılandı.
Azerbaycan’ın Karabağ zaferi bölgede cereyan eden bütün siyasi duruş ve akımları da değişikliğe uğrattı.
Karabağ zaferi ve Azerbaycan’ın askeri gücü eriştiği seviye itibarı ile süregelen İran-Azerbaycan çekişmesini de sonlandırmış oldu.
Bu gelişmelerden sonra İran’ın engellediği ‘Zengezur’ koridorunun açılıp Nahcivan’ın Azerbaycan’la, Türk tırlarının direk Türk Cumhuriyetlerine ve Orta Asya’ya ulaşması sağlanmış olacaktır.
Bu durum bölgenin ve özellikle Türk Siyaset ve ticaret hacminin büyük oranda artmasını da beraberinde getirecektir.
Ordunuz ne kadar güçlü ise diplomasiniz o kadar ilerler.
Saygılarımla.
Kaynakça.
1-)https://www.yenisafak.com/dunya/avusturya-basbakani-kurz-arka-bahcemizi-super-guc-turkiyeye-kaptirmayalim-3706045
2-)https://www.aa.com.tr/tr/gundem/cumhurbaskani-erdoganin-libya-basbakani-abdulhamid-dibeybeyi-kabul-etti/2327623
3-)https://www.kibrisgazetesi.com/rum-basini/nemesis-2021-tatbikati-yarin-yapiliyor-h120526.html
4-)https://www.haberler.com/irak-basbakani-el-kazimi-ye-suikast-girisiminin-14516307-haberi/
5-) https://www.haberler.com/abd-ve-iran-dan-irak-basbakani-kazimi-ye-yonelik-14513138-haberi/
6-)https://tr.euronews.com/2021/10/22/balkanlarda-kriz-sinyali-s-rp-lider-dodik-bosna-hersek-i-parcalama-plan-n-ac-klad
7-)https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-59009672
8-)https://www.tvnet.com.tr/akil-odasi