Seçime yaklaşık bir hafta gibi bir zaman kaldı. Öncelikle Rabbim ülkemiz, milletimiz için en hayırlı sonucu elde etmeyi nasip etsin.
Bir aile ve evlilik uzmanı olarak beni ilgilendiren şey, öncelikle seçim tartışmalarının aile ve akrabalar arasında kırgınlığa, küskünlüğe neden olmamasıdır. Çünkü aile içinde seçim tartışılıyorsa aile üyelerinin duygusal bağlarına zarar vermemesi mümkün değildir.
Nitekim bilimsel olarak kati bir şekilde ispatlanmıştır ki, insanlar oy verirken çoğunlukla akılcı değil, duygusal davranıyorlar. Örneğin bu alanda çalışma yapan Psikolojik yaklaşım kuramına göre, insanlar kendilerini yakınlık duydukları parti ve onun lideriyle özdeşleştirirler. O partiyi eleştirmek veya liderini eleştirmek kişinin kendisini eleştirmek kadar yaralar. Bunun için de duygusal tepki verir.
Aile içinde bireyler, hatta eşler bile farklı bir siyasi partiye oy vermeyi düşünebilir. Onu ikna etmek de isteyebilirsiniz. Çünkü herkes inandığı, güvendiği, sevdiği parti ve liderinin kazanmasını ister. Ancak bir parti ile duygusal bağı olan bir insanı, asla akılcı yollarla ikna edemezsiniz… TV ve sokak röportajları bunun şahididir. Ayrıca milyonlarca masraf ve aylarca çaba sarf eden siyasi partiler bile oylarını en fazla bir iki puan artıracak kadar seçmeni ikna edebiliyor.
Bunun derinde yatan temel nedeni duygusal ve gönül bağıdır. Bundan dolayı ikna ederken, karşınızdakinin duygusal bağını unutmayın ve asla doğrudan sevdiği parti liderini hedef almayın, genelleyici konuşmayın, bütün bütün onu karalamayın.
Ayrıca herkesin oy verirken odak noktası farklıdır. Siz X partisinin iyi yönlerine bakarak oraya odaklanırsınız, karşınızdaki onu hiç göremez, hatta algılamaz, kanıt da getirseniz, “ama, fakat, tamam o da var” diye geçiştirir, kendi odak noktasına geçer. Burada insan bazen bencil de davranır, kendi çıkarına veya yaralarına odaklanarak seçim yapar. Kendisine gelen veya gelecek olan muhtemel küçük bir menfaati her şeyden çok büyütür ve ona neden olan partinin kazanmasını ister.
Farklı düşünen aile üyelerinden birisin oy verdiği parti ve lideri kaybederse o kişi bunu kendisi kaybetmiş gibi yorumlayacak, kendi beklentileri, menfaat ve hayallerinin gerçekleşmeyeceği gibi algılayacaktır. Bundan dolayı onun yanında aynı şekilde zafer naraları atıp ona kaybetme utancını yaşatmayın. Çünkü sizin sevincinizi yanlış algılayacaktır. Ve onun sizinle olan bağlarına zarar verecektir.
Zaten dinimiz de bizden böyle davranmamızı ister. Yani sonuç ne olursa olsun, sabırla, tevekkülle karşılamayı, sevineceksek de karşımızdaki insanın duygularını da hesaba katarak sevinmeyi ister.
Bu nedenlerden dolayı özellikle, anne-baba ve genç kuşak arasında yaşanan siyası tartışmalar usulüne uygun yapılmazsa aile üyelerinin gönül bağlarını zayıflatmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
YORUMLAR