İslâm dünyası olarak bırakın tüm zulümleri, yanıbaşımızdaki Terör Devleti İsrail’in zulmüne bile mani olamıyoruz. Seyirciyiz…
Bir voleybol maçında seyircilere karşıdan bakın, kafalar top neredeyse o tarafa döner. Onlar zaman zaman yaptıkları tezahürat dışında oyuna müdahil olamazlar.
İslâm dünyası dünyada gerçekleşen zulümlere aynen böyle aval aval bakıyor, arada tezahürat yapıyor. Tezahürat malûm, tuttuğu takıma cesaret veya moral vermek için yapılır. Bizimkisi de bunu aşamıyor…
Oysa siyonist Terör Devleti İsrail’e çok ama çok büyük tepki verilmelidir. Meselâ İstanbul’da milyonların toplandığı dehşetli bir miting yapılmalı “kahrol İsrail” sesleri tá İsrail’den duyulmalıdır.
Hadîs-i şerîf’lerle sabittir. Müslüman kardeşinin acısını yüreğinde hisseder ve nerede bir acı varsa oraya koşar, eliyle diliyle bir şeyler yapmaya çalışır. Biz neredeyse kalbimizle buğz etmeyi bile unuttuk…
Terör Devleti İsrail Lübnan’da da dehşet estiriyor. Nerede birkaç Müslüman bir araya gelse tepelerine siyonistlerin bombaları iniyor. Maşallah koskoca İslâm âleminden suyu akmayan çeşmeler gibi sadece tısss sesi çıkıyor!.
Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan, savaş iki saat uzağımızda, bu ateş bize de sıçrayacak türünde sözler ediyor, İsrail’e karşı cesaret ve samimiyetle tepki veriyor.
Fakat ne yazık ki yukarıda bahsettiğim türden milyonların toplandığı mitinglerle biz ona eşlik edemiyoruz. Böyle olunca da solucan mesabesindeki Terör Devleti İsrail coştukça coşuyor!.
Müslümanlar aklımızı başımıza alalım. Son pişmanlık fayda vermez.
Bugün imkân varken elimizi kaldırmazsak yarın çok geç olacak. Haydi Allah rızası için ses verelim. 27.10.2024