Türkiye tarihin en sert, en zor ve en karmaşık dönemcinden geçiyor. İçerden ve dışardan her türlü saldırıya karşı öyle bir mücadele veriyor ki dünyada bir benzerine rastlamak imkansız. Böylesi bir dönemde Türkiye’nin azmi/gayreti, vermiş olduğu mücadele ve sabrı daha şimdiden tarihe not olarak düştü bile… Bir yanda sınırlarımızın ötesinde ‘güvenli bölge’ oluşturabilmek için PKK/PYD ve diğer bir ismiyle SDG terör örgütlerine karşı mücadele verirken diğer yanda ABD ve AB ülkelerinden almış olduğu destekle Türkiye’ye adeta kafa tutan Yunanistan’a karşı her türlü uyarıda bulunarak farklı bir mücadele veriyor. Öte yandan Rusya-Ukrayna arasındaki savaşı durdurabilmek ve barışı sağlayabilmek için girmiş olduğu arabuluculuk konusunda asla pes etmeden elinden gelen her şeyi yapmaya devam ediyor.
Türkiye’nin güney sınırları boyunca ‘güvenli bölge’ oluşturmak için 30 kilometre derinliğe inilmesi için operasyona başlatacağını açıklaması ABD’yi olağanüstü rahatsız etmişti. Türkiye, Suriye’de operasyon yapacağını açıkladıktan sonra ABD gündeminden hiç düşmedi. ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Barbara Leaf ve Orta Doğu Politikasından Sorumlu Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dana Stroul’un ABD’nin Suriye politikasını konuştukları bir oturumda Türkiye’nin yapacağı operasyon engelleyebilmek için ne kadar uğraşsalar da Türk tarafını ikna edemediklerini ve geri adım attıramadıklarını ifade ettiler. Aynı şekilde bölgede İran da bu operasyona sıcak bakmamaktadır. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade Türkiye’nin yapacağı bu operasyona karşı olduklarını açıklamıştır.
Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın Kuzey Irak’taki terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonlar öncesinde söylediği gibi Suriye için de “Bir gece ansızın onların da tepelerine ineriz” sözlerini sarfetmesi dostları sevindirirken düşmanların yüreğine korku salmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri terör örgütü PKK/PYD ve diğer bir ismiyle SDG üzerinde şok etkisi yaratırken terör öğütlerine maddi, lojistik ve her türlü silah yardımında bulunan ülkelerde de paniğe yol açarken Suriye’deki muhalif grupları harekete geçirmiştir. Suriye’deki muhalif guruplar Türkiye’nin yanında operasyonlara katılmak için hazır olduklarını açıklamışlardır. Daha önceki operasyonlarda olduğu gibi şimdi de Türkiye’ye destek vereceğini açıklayan Suriye Milli Ordusu yetkilileri operasyonlara hazır olduklarını duyurdular. Türkiye’nin Suriye’de yapacağı harekatın kapsam alanı Tel-Rıfat ve Kobani bölgesi olacak. Böylesi bir harekatın başarıya ulaşması durumunda Cerablus ve Tel Abyat ile bağlantı sağlanmış olacak.
Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar “Akıllı devlet hiçbir zaman zarara uğrayabileceği ve astarı yüzünden pahalıya gelebilecek mücadeleye girmez.” diyerek Türkiye’nin konvansiyonel terör mücadelesi yapmaya yönelik bir terör örgütüyle karşı-karşıya olduğunu belirterek bu konuda hem sahada, hem havada hem de diplomaside hazırlıklı olunması gerektiği uyarısında bulundu. Ayrıca “Rusya’nın Ukrayna’da yapmış olduğu hatayı yapmaz” diyerek nelere dikkat edilmesi gerektiği konusuna değindi. Ben bu konuda Abdullah Ağar’dan biraz farklı düşünüyorum. Türkiye, konvansiyonel terör mücadelesi konusunda aynı terör örgütüne karşı 40 yıl deneyim sahibidir. Türkiye, sahada da havada da diplomaside de olağanüstü tecrübeli ve güçlüdür. Yine de Abdullah Ağar’ın uyarılarını önemsiyorum. Fakat Abdullah Ağar’ın uyarılarını dikkate almakla birlikte tehlikenin çok daha farklı büyüklükte ve farklı yollardan geleceğini düşünmekteyim. ABD ve bazı AB ülkeleri ve diğer küresel yandaşları terör örgütü PKK/YPG/SDG’ye bu sefer olağanüstü bir destek verecekler! Türkiye’nin sınır ötesi harekatını tamamlayamaması için daha da çok farklı yollara başvuracaklar! Türkiye’ye geri adım attırabilmek için her türlü pisliği ve iğrençliği deneyecekler! Türkiye’nin sınır ötesi harekatı (operasyonu) sırasında içerden de müdahale edecekler! Akla gelebilecek her türlü oyuna, sinsiliğe ve kahpeliğe başvuracaklar! Siyasi, ekonomik, istihbarı ve suikast dahil şeytani bütün yolları deneyecekler. Siyasi diyorum çünkü önümüzde 2023 seçimleri var! Ekonomik diyorum zaten dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir ekonomik sıkıntı var! İstihbarı diyorum içimizdeki işbirlikçileri vasıtası ile devletin bazı önemli mahrem bilgilerine sızacaklar! Suikast diyorum, Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan veya devletin üst düzey bakan, bürokrat veya rütbeli askerlerine yönelik suikast teşebbüslerinde bulunarak içerden karıştırma yoluna gidecekler. Bütün bu ihtimaller dikkate alındığında Abdullah Ağar’ın uyarılarını dikkate alarak elbet ki önemsemiş oluyorum.
Öte yandan Türkiye, Rusya’nın Ukrayna’da düşmüş olduğu hataya asla düşmez. Fakat hile, oyun, tezgah ve tuzak ile devletin hata yapmasını sağlayabilirler! Çünkü Rusya’nın Ukrayna konusu ile Türkiye’nin Suriye konusu çok farklıdır. İşte bu farkı bu yolla bozabilirler! Rusya aleni bir şekilde bir devlete (Ukrayna) karşı savaşıyor. Türkiye ise parçalanmış bir devlet (Suriye) içinde (hem de Türkiye sınırlarının bir adım ötesinde) yuvalanmış tehdit unsuru olan terör örgütlerine karşı mücadele ediyor. Durum ne kadar böyle olsa bile yukarıda izah ettiğimiz akla-hayale gelmedik yolları deneyerek devlete hata yaptırtabilirler. Bütün bunlardan dolayı Abdullah Ağar’ın korku ve endişelerini yersiz bulmuyorum. Çünkü benzer şüpheler, tedirginlikler ve endişeler bende de var… Yine de ben Türkiye’ye güveniyorum. Türkiye, ne yapıp-edip (bedeli pahalı da olsa) bu oyunu bozacak. Son sınır ötesi Suriye Operasyonu’ndan başarılı çıkacak. Yarım kalan 30 kilometre derinliğe ulaşılarak gerekli “güvenli bölge” oluşturulacak.
YORUMLAR