Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Söz uçar resim kalır câhile…

Eskiler “söz uçar, yazı kalır” demişlerdi.

Ne yanlış şey. Yazı sözün kâğıda dökülmüş hali. Söz uçarsa yazı da uçar. En azından bugün böyle. Baksanıza artık kâğıda bile dökülmüyor sözler.

Kalemle değil, klavye tuşlarına basarak yazıyoruz ve sözler bambaşka bir âlemde uçuşuyorlar…

Söz de yazı da uçuyor, bakiye (kalan) resimler (images). Ve hepimiz tecrübelerimizle de biliriz ki, sözden (yazılardan) ziyâde resimler kalıyor zihinlerimizde.

“Ortalık yazar doldu” diyorlar ya. Sebebini söyleyim: Çağ internet çağı lâkin devir cehaletin de çağı. İnternet de sahibine göre kişner. Câhil ve meşhur olmak isteyen var, âlim ve ilâve bilgi arayan da.

Adam bir resim buluyor ve altına birkaç şey yazıyor, yahut bir video hazırlıyor bulduğu resimleri hareketli olarak sunuyor, o daha ilgi çekiyor. Pekâlâ ya fotoğraf altına koydukları veya videolarda ettikleri laflar?

Bu da sual mi şimdi? İnternet cahillere bunu da sunuyor. Artık hepimizin Google amcası var. Sor söylesin… Yàni çocuk işi onlar.

Google’a sor, sonra seç beğen kopyala yapıştır!. Aldığın kaynağı da söylemen şart değil. Kimsenin hesap sorduğu yok zaten.

İntihal suçu yalnız akademisyenler, biraz da edebiyat dünyası için. Hırsızlığı yapanı bulmak hayli müşkil. Onbinlerce makale taraman lazım. Bilgisayar programcıları bunun da programını yapmışlar. İntihal tesbit programı. Büyük oğlum İngiltere’de bu programın ihtisasını yaptı, pazarladı.

Akademisyenleri bilmem ama hemen herkes intihalci oldu devrimizde. Google sayesinde kaynak bulmak çocuk oyuncağı. Hal böyle olunca ilim’ü marifete hacet yok, otur bir sürü kitap yaz. Yazmışlar da.

Sörf yaparken rastladım. Herifin biri pişmiş kelle gibi sırıtarak poz vermiş yazdığı (!) onlarca kitabıyla. Bu devirde intihalle roman bile yaz. Meşhur olmak o denli mühim ki hırsızın bile meşhuru makbul…

Bendeniz (1995 yılında) yüzlerce kaynak eser taramış, bulduklarımı tek tek başka kaynaklarla teyid ederek bir (tek) kitap yazmıştım.

Önce elimle kâğıtlara (bilgisayarım yoktu) sonra her gün Topkapı’ya gidip sağolsun matbaacı bir arkadaşın yazıhanesinde bilgisayara geçiriyor, bir «floppy disk»e kaydediyordum. Nihayet bunları ağabeyimin desteğiyle kitaplaştırmıştım.

Bugün daha kalitelisini üstelik aylarca uğraşarak da değil, bilemedin bir hafta içinde hazırlayabilirim. Zaten min gayr’i haddin şu makalelerim bile kitap olsa haklarıdır.

Fakat istemiyorum. Hergün binbir emekle hazırladığım, kitaplaşabilecek şu köşe yazılarımı bile okutamıyorum ki kitap okutayım.

İnternet çağında resimlerle (fotoğraf ve videolarla) sunuluyor herşey.  Okumak zahmetli geliyor. Bir okurum “hemen bütün haber sitelerinde «sesli makale» var. Sizde yok, olsa ne iyi olurdu, açıp dinlerdik yazınızı” demişti.

Eskiden hakiki araştırmacı, bilge yazarlar vardı. Bunlar televizyonlara çıkar ilginç, duyulmadık şeyler anlatırlar, birkaç resim arkada büyük ekrana çıkarılsa bile bu zarurete binàen, son derece lüzumlu şeyler için olurdu.

Meselâ Aytunç Altındal. Araştırmacı yazar, gazeteci ve (garipsendiği için komplo teorileri denilip geçilen) istihbarî ilimler alanında uzmandı. Amerikan doları üzerindeki üçgen, tepesindeki göz, küresel çete, masonluk ve daha nice ilginç konuları anlatırdı…

Newton’un bilinmeyen bir kitabını da yayınlamıştı. 68 yaşında kanserden öldü. Zehirlenerek öldürüldüğü de iddia edilmişti. Merhumun kızı «şüpheli ölüm» dâvası açmış lâkin araştırmacının ölümünü araştırmamışlardı.

İmdi onların mukallitleri (taklitçileri) çıktı piyasaya. Adam google’a soruyor, birkaç şey buluyor, oturup video hazırlıyor. Çok izlenirse, reyting yapar diye herifi tv’lere de çıkarıyorlar. 12.12.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER