Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Sözde salih Müslümanlar, düşünün!

İslâm’ın ve Müslümanların önündeki en son ve en büyük engel hangisidir? Ya da şöyle soralım: İslâm’a ve Müslümanlara harbî kâfirler, azılı din düşmanları mı daha fazla zarar veriyor, yoksa dıştan Müslüman ve dine hizmet eder görünen; aslında dini imanı para ve benlik olan birtakım ahlâksız ve rezil münafıklar mı?

Bugünkü azgınlık, rezillik, isyan tuğyan, açık fısk ve fücur ile birlikte kurtuluş, ayakta durma, mânevî ilerleme olur mu? Elbette olmaz. O hâlde İslâm’a ve Müslümanlara azılı din düşmanlarından fazla zararı Müslüman görünümlü yàni markadan Müslümanlar veriyor…

Şu âhir zaman günlerinde İslâm’ın ve Ümmetin önündeki en büyük engel ve sed kötü ve şerir Müslümanlardır. Onların verdiği zararı kati surette emin olunuz ki, en azılı, en agresif zındıklar veremez.

İçimizdeki dini imanı para, menfaat, benlik, zenginlik olan, haram helâl demeden yiyip şişen münafıklar İslâm’ı içten darbeleyerek, Ümmete hıyanet ederek, dış düşmanlardan fazla zarar vermektedir.

Fuhşiyyat yani azgınlık pisliklerine gömülmüş bir İslâm toplumu bunlardan tevbe edip kendini ıslah etmedikçe kurtulamaz, iflah olamaz. Azgın âsilerin ve günahkarların çok cesur ve pervasız; sâlih dindarların ise pısırık ve korkak olduğu bir İslâm toplumu zillete, esarete, yıkılmaya, sürünmeye mahkûmdur.

İslâm’ın «Emr-i mâruf ve nehy-i münker» (iyilikle emr etmek, elindeki imkânları hayır için kullanmak, kötülükleri, zararlıları yasaklamak) farzını ihmal eden, görmezden gelen, unutan, zavallı sözde salih Müslümanlar da suçludur, büyük vebál altındadır.

Ey tebliğciler, ey mücahidler, ey siyasal İslâmcılar…

Allah size ne emrediyor siz ne yapıyorsunuz? Bunu ciddîyetle düşünün.

Ey tebliğciler, ey mücahidler, ey siyasal İslâmcılar…

Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) nasıl yaşamış, sizler nasıl yaşıyorsunuz? Bunu Allah için, samimi olarak düşünün.

Ey tebliğciler, ey mücahidler, ey siyasal İslâmcılar…

Ümmetin büyükleri nasıl yaşıyorlardı? İslâm’ın ahlâk ve faziletleri nelerdi ve o insanlar bunu nasıl hayata tatbik ediyorlardı? Güzel sanatlarında dinin ışıltıları nasıl parlıyordu?

Karahisari o muhteşem levhalarındaki hattı meşhur olmak, para kazanmak için mi yoksa yalnız ve yalnız Allah’ın rızasını kazanmak maksadıyla gayesiyle fisebilillah mı yapmıştı?

Mimar Sinan o muhteşem ve hálâ tüm mimarların hayranlık duyduğu eserlerini hangi gayeyle yapmıştı. Samimiyette zirvede olmasaydılar bu güzellikleri bu denli kusursuz yapabilirler miydi?

Itrî, Dede Efendi gibi abide bestekârlar, o mûsikî dehaları bestelerini mey içenler için mi yoksa Allah için mi yapmışlardı?

Mehmed Akif Ersoy İstiklâl Marşını Taceddin Dergahında hangi ruhî iklimde yazmış, neden verilen bir servet değerindeki ödülü yardım kuruluşuna bağışlamıştı? İstiklâl Marşı haricindeki tüm şiirlerinin toplandığı Safahat eseri nasıl bir ruh ıstırabının sonucudur?

Yahya Kemal’in en güzide şiirleri hangileridir ve onlarda hangi ruh hali hâkimdir? Mehter marşlarını dinlerken neden irkiliyor, en zayıf Müslüman dahi huşu içinde tarihi seyre dalıyor acaba neden? Neden?

Bunları da güzelce tefekkür ediniz.

İnşá’allah ruhumuzun frekansını o mübarek ihlás sahibi (samimi) ecdadımıza benzetiriz de kurtuluruz.

Cuma’nız mübarek olsun. 03.12.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER