Korkma diye başlıyor İstiklal Marşımız, dünya devletleri aç kurtlar gibi ülkemizin üstüne üşüştüğünde, Mehmet Akif her dem yeniden dirilten bir çağrıda bulunmuştu… Korkma! O gün bugündür sönmedi bu şafaklardaki al sancak… ne var ki üç tarafı denizlerle, dört tarafı hainlerle dolu canım vatanımda yine şehit haberleri duyar olduk. 2 gün içinde Pençe Kilit Operasyonu’nda 12 evladımız toprağa düştü. Milyonların yüreğine kor gibi düşen bu ateş, sadece vicdansız, vatansız ve haysiyetsiz birkaç çapulcuyu sevindirdi ve bazı hadsizler de bundan payelenip devleti tehdit ettiler. Onlara söyleyecek çok sözümüz var fakat birkaç satır sonrasına erteleyelim.
Dün Ankara’da günler öncesinden tertiplenen Büyük Gazze yürüyüşü gerçekleştirildi. Şehitlerimiz olunca bu yürüyüşün çapı genişletildi ve şehitler ve Gazze yürüyüşü oldu. Buz gibi havada benimde içlerinde bulunduğum binlerce insan önce Kur’an-ı kerim tilaveti, zalime ve teröre lanet, iş birlikçilerine öfke ve en sonunda yine Gazze’de ve vatanımızdaki şehitler için duayla sonlandı. Bu organizasyona vicdan buluşması dediler. Hürriyete uçurulan balonlar, zalime edilen beddualar ve gidenlerin ardından dökülen gözyaşlarıyla tam bir vicdan hareketi oldu gerçekten.
Aslında birbirinden hiç de farkı olmayan olaylar örgüsü bu. İlki Milli Mücadelemiz, ikincisi hudutlarımızı korurken can veren yiğitler, üçüncüsü vatanından, imanından ve hürriyetinden ödün vermemek için aslında yıllardır ama en yoğun yaklaşık 3 aydır üzerlerine bomba yığılan Gazzeliler. Hepsinde de akan masumların kanı var. Dün Çanakkale’de bizimle düşmana karşı çatışan Filistinlilerin torunları ve biz aynı kanın, aynı toprağın insanlarıyız… daha dün, hani şu bizi bölüp parçalayan sınırlar çizilmeden önce aynı çatı altında yaşıyorduk. Fakat bugün birileri çıkıp bir masumun kanının, bir diğer masumunkinden daha adi(!) olduğunu iddia ediyor. Bakmayın öyle ekrana bunu ben demiyorum. Şöyle bir sosyal medyaya bakının bakalım bugünkü vicdan buluşması için neler yazmışlar bazı insan müsveddeleri. Amaçları üzüm yemek olmayan, kafayı bağcıyla bozmuş çoklu kişilik bozukluğu yaşayan bazıları yine klavye şövalyeliğine soyunmuşlardı. Bırakın Gazze’yi, bizim Türk şehitlerimiz var derken başında noel baba şapkası, ağzında düdüğüyle yas tutuyorlardı(!)
Bizim bu tayfaya anlatamadığımız şu: çıkarın at gözlüklerinizi. Can her yerde candır, çocuk her yerde çocuk… bir mazluma üzüldüğünüzde onun dininden, onun ırkından yada onun vatanından olmazsınız, sadece insan olursunuz. He olamadınız mı? O da kabul, ama insan olabilenler bir araya geldiğinde dilinizden zehirler saçarak tıslamayı bırakın… insan olamıyorsanız da biraz taklit yapın sizi yaradanın hatrına!
Başta da demiştik ya “korkma” diye başlıyor İstiklal Marşımız ve şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda diye devam ediyor. Fakat bugün Mehmetçiğe doğrultulan namlunun tetiğindeki parmak, Gazze’ye bomba atan elin parmağı! Ve bugün Çanakkale, İstanbul, Hatay neyse; Irak, Şam,Kudüs, Gazze de odur. Hepsinden şüheda fışkıracak toprağı sıkdan şüheda… Ceddinin kanını akıttığı her yer vatan toprağıysa Çanakkale Gazze’dir, Gazze Çanakkale…