Suriye Çıkmazında Türkiye Faktörü!..

Suriye’de 61 yıl iktidarda kalan eli kanlı, zalim ve baskıcı Baas rejimi, Eş-Şara liderliğindeki büyük devrim harekatıyla çökertildi. Böylece 53 yıldır Suriye’yi yöneten Esad ailesinin varlığı sonlandırıldı! Suriye halkı özgürlüğüne kavuştu. Suriye’de esen demokrasi rüzgarı, yıllardır Esad rejimi altında ezilen ve sömürülen halkın yegane umudu olmuştu. Suriye’de geçici de olsa yeni bir hükümet kuruldu. Suriye’nin yeniden imarı, askeri, istihbarı, siyasi, ekonomik ve toplumsal yönden devletleşmesi için Eş-Şara hükümeti Türkiye’nin de desteği ile olağanüstü bir mücadele veriyordu.

Önemli olan, Suriye halkındaki yeni oluşmakta olan birlik-beraberlik, dayanışma-kaynaşma ruhunun ve yeniden devlet olma umudunun sönmemesi... Alevi, Kürt, Dürzi ve diğer irili-ufaklı etnik ve dini grupların birbirine düşmemesi… Suriye’de bunlar beklenirken maalesef çok geçmeden korkulan oldu! Suriye’de (Lazkiye ve Tartus) şehirleri başta olmak üzere diğer sahil şehirlerinde çatışmalar ve silahlı saldırılar başladı. Bu silahlı olaylarda yüzlerce kişi hayatını kaybetti.

Her şeye rağmen Suriye’yi karıştırmak, tekrar istikrarsız hale getirmek, iç savaş çıkartmak amacıyla eski (teslim olmayan eli silahlı) Esad uzantılı silahlı güçler Lazkiye ve Tartus merkezli harekata geçtiler. Bölgedeki sivillere ve yeni hükümet güçlerine saldırdılar. Bu saldırılarda yüzlerce sivil ve yeni hükümet askeri hayatını kaybetti. Saldırıların ilk günü büyük bir telaşe, tedirginlik ve korku yaşansa da nihayetinde korkulan olmadı. Sözkonusu bu saldırılar yeni hükümetin askeri güçleri tarafından kısa bir süre içinde bastırıldı.

Bu olaylar sebebiyle Türkiye başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinin gözü Suriye üzerine çevrildi. Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, "Türkiye olarak Suriye'nin birliğini, dirliğini, toplumsal barışını hedef alan her türlü saldırıyı, terör ve tedhiş eylemini en güçlü biçimde lanetliyoruz" diyerek sert bir şekilde tepki gösterdi.

Devrik lider Esad’a bağlı eski hükümet yanlısı silahlı grupların Eş-Şara hükümetine yönelik silahlı saldırılara ve cereyan eden olaylara ABD’nin bakışı çok ilginçti! ABD’nin Suriye’deki dini ve etnik azınlıkların (Alevi, Kürt, Dürzi vs. toplulukları) yanında olduklarını açıklaması bir hayli manidardı! Böylesi bir açıklamanın ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio tarafından yapılması ise bir hayli garip ve tuhaftı!

Öte yandan Suriye’de birbiri arkasına yeni gelişmelerde yaşanıyordu. Suriye genelinde eli silahlı örgütlerin ateşkes ilan ederek kendilerini lağv etmeleri bekleniyordu. Bilhassa PKK’nın Suriye kolu SDG/YPG’nin Suriye hükümeti ile anlaşması… SDG/YPG elindeki tüm kurumsal, askeri ve ekonomik varlıklarını Suriye hükümetine devredecekti. Sınır kapıları, petrol kuyuları, gaz sahaları… Tabi ki birileri provokasyon ve tahriklerle bu gelişmelerin önünü kesmez ise....

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başlattığı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın destek verdiği İmralı’dan terör elebaşı Öcalan’ın PKK’nın Türkiye başta olmak üzere Suriye, İran ve Irak’taki grupları ve Avrupa’daki uzantılarına ‘silahı bırakın ve örgütü lağv edin’ çağrısının yaptırılması şu anda PKK’nın Suriye kanadı SDG/YPG’nin silahları bırakarak Suriye hükümetine entegre olmasında mutlaka büyük bir etkisi olmuştur. Suriye’deki Eş-Şara hükümeti devriminde Türkiye’nin aleni veya gizli çok büyük desteği olmuştur. Elbet ki Türkiye, Suriye’yi yalnız bırakmayacak. Yeniden yapılanmasında, imarında, siyasi, ekonomik, askeri, istihbarı ve toplumsal her türlü desteği vermeye devam edecektir.