1.Alevi –Şiileri Suriye Nüfusunun %10 unu oluşturur. Devletin kritik birimlerinde; Silahlı kuvvetlerinde, İstihbarat ve kilit noktalarda bunlar görev yapar.
Çoğunluğu Müslüman olan halkta eskiden beri bu durum hoş karşılanmamıştır.
2.Yüzölçümü 185.180 km2 dir. Eskiden nüfusu 18 milyon olan Suriyelilerin zaten 4 milyona yakını ülkemizde ikamet etmekteydi. Önemli bir kısmı Lübnan’a önemli bir kısmı Yunanistan üzerinden Avrupa’ya zor şartlarda göç etti.
Genel olarak demografik nüfusa baktığımızda %98 in Arap, %7.8 inin Kürt,% 2.8 inin Ermeni, % 5-6 sının Türk,%1 inin de Rum olduğu nüfusun 36.000 kadarı da kimliksiz ve bilinmeyen olduğu bilinmekteydi.
Din ve Mezhep açısından %74 Sünni Müslüman, %12 Nusayri, %10 Hristiyan ,%3 Dürzi dir.
Suriye’de asıl mesele Sünni nüfusu azaltarak Aleviliğin kolu olan Nusayri nüfusu orada etkili ve kılmak, Sünni Müslümanları Türkiye’ye sürerek Alevi Marksist Leninist bir idare ile büyük İsrail’in alt yapılarını oluşturmaktır. Bu oluşuma Rusya da çanak tutmuştur ve destek vermiştir.
Bunun için Suriye’de Baas partisini bilmek gerekir. 1953 de kurulan Baas partisi Mişel Eflak, Ekrem Havranı tarafından kurulmuştur. Mişel eflak’ın Babası Fransız annesi de Yahudi dir.
Ehli sünnet Müslümanlara ve Arap olmayan Türklere, Müslümanlara akla hayale gelmeyen işkence ve zulümler yapmışlardır. Marksist Leninist Komünist idaresinde bir Arap milliyetçiliği sağlamak için kurulmuştur.
Rusya’nın destek sebeplerinde ilk önce bu ideoloji yatmaktadır.
1960 ların sonu 70 li yılların başlarında Türkiye ‘de terörist örgütlere destek veren Suriye Asala için de barınak olmuştur. Türkiye 1983 de bir nota vererek Suriye’nin Asala militanlarını ülkesinden çıkarmasını talep etmiştir.
Ayrıca Suriye istihbarat servisi cüretkar operasyonlar düzenlemiş, Keban barajını bombalayarak imha etmek istemiş bu MİT’in karşı atağı ile son anda engellenmiştir.
1980 den sonra Asala’nın yerini PKK almıştır. Lübnan’da üslenen ve Kuzey Irak’a yerleşen bu hain örgüte bizzat Hafız Esat destek vermiştir.
Suriye’nin PKK yı desteklemesinde 3 hedef vardır.
1.Suriye’nin Türkiye’nin su kaynakları üzerinde baskı yaparak bu kaynakların GAP bölgesine getireceği refaha tahammül edemedi.
2.Suriye’nin Türkiye ile konvansiyonel bir savaş üstünlüğü olmadığından ucuz bir yolla terörle mali destek sağlamak.
3.Hatay’ı kopartarak yıllar önceki hayalini gerçekleştirmek gibi hayali hedefleri vardı.
Suriye pkk ilişkisinde Bekaa vadisinde 4 milyar $ bir uyuşturucu trafiğini de kontrol ediyordu.
ABD ye giren eroinin % 40 ı Suriye’den giriyordu. PKK nın Türkiye’ye sızmaların da büyük bölümü Suriye’den olmaktaydı.
Silahlı gücü ise aşağı yukarı şöyledir. Sovyet ve Çek yapımı 4.600 Tankı, 12 Tümen kara gücü,5.000 Zırhlı araç,600 savaş uçağı, Menzili 600km.olan Kuzey Kore yapımı Scut- C füzesi, Tocka SS-21 füzeleri var bunların menzili 70 mil, 80 adet yerden yere füze rampası, 1000 de fazla füzesi var .
Alman Stern dergisine göre Halep’te dağın içinde Zehirli Gaz üreten Kimyasal fabrikası var.
İşbirliği yaptığı ülkeler ise ;Yunanistan, Kıbrıs Rum yönetimi, Ermenistan, İran, Kuzey Kore, Çin ve Rusya’dır.
Şimdi ülkemizde Suriye destekçilerinin mezhepsel gerekçeleri açıkça ortadadır. Suriye şimdi İsrail’e alt yapısı olacak Kripto alevi bir devlet yapısına asla müsaade edilmemelidir.
Rusya’nın desteği ise Akdeniz’e sıcak denizlere açılma projesi yanında ABD ile anlaşarak Suriye’nin doğusunda Irak’ın batısında YPG-PKK sözde devletinin petrolün %20 sine sahip bir yapıya ise müsaade etmek demek hükümranlık hakkımıza vurulacak en büyük darbedir.
ABD İki yüzlüdür. Görünen o ki Rusya ile anlaşmıştır.
Şartlar büyük bir savaşa hazırlıklı olmamızı emrediyor.
Karşımızda yine yedi düvel vardır. Geri dönülmez bir yoldayız ve mutlaka muzaffer olmak zorundayız.
YORUMLAR