Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ahmet Yaşar Zengin Emekli Akademisyen

Tarikat ve Cemaatler

Tarikat ve Cemaatler

Emperyalist ülkeler, bir ülkede iktidar değişikliğini düşündüğü zaman ilk akla gelen konu, ülkenin değerlerini istismar ederek darbe yapmaktır. Türkiye’nin ekonomi ve savunma sanayi konusunda geri kalmasının nedeni, darbelerdir. Emperyalist ülkeler tarafından darbeler, çeşitli paradigmalar kullanılarak icra edilir. Bunlardan birkaç tanesini söyleyelim:

Emperyalist ülkeler tarafından,

1.  Terör örgütleri desteklenir. Örnek: PKK, YPG, PYD ve FETÖ gibi…

2. Ekonominin çökertilmesi sağlanır. Örnek: Batı’nın dolar ile oynaması ve yaptırımlar gibi…

3.   Tarikatlar ve cemaatler desteklenir. Örnek: Aczimendi tarikatı, FETÖ ve Adnan Oktar Cemaatleri gibi…

4.  Siyasi partilerin terör örgütlerinin etkisi altında kalmasını sağlamak. Örnek: PKK terör örgütünün etkisinde olan HDP gibi…

5.  Ülkenin değerlerinden Din, Atatürk ve laiklik anlayışlarının istismarını sağlamak. Örnek: Tarikatlar ile orduyu ve halkı tahrik edip Atatürkçülük elden gidiyor diye darbeye zemin hazırlamak. Darbe sonunda Yunanistan’ı NATO’ya dahil etmek.

6.   70’li ve 80’li yıllarda sağ-sol siyasi partilerini destekleyen tarikat ve cemaatlerin oluşturulması…

Rahmetli babam, bazı tarikat ve cemaatlerin nasıl maşa olarak kullanıldığını ve her siyasi partiyi destekleyen tarikat adı altında cemaatlerin olduğunu medresede öğrencilerine örnek vererek anlatırdı. Onun için 70’li ve 80’li yıllarda siyasi düşüncem vardı ama siyasi partileri destekler düşüncesi ile tarikat ve cemaatlerden hep uzak durdum. Konuyu açalım:

70’li ve 80’li yıllarda bir tarikat ve cemaate gittiğin zaman hangi partiye mensup olduğun anlaşılırdı. Çünkü gittiğin cemaat veya tarikat, siyasi partiler ile iletişim halindeydi… 12 Eylül darbesinden önce gençler, tarikat ve cemaatlerin toplantılarına özenle davet edilmesinin amacı gürültüsüz bir şekilde taraftar bulmaktı..
 
Emperyalist ülkeler, gençlerin bazılarını siyasi partiye bazılarını da   tarikat ve cemaatlere yönlendirerek iç savaşa zemin hazırlıyor. Çünkü, ülkemizde insanları kandırmanın veya tahrik etmenin yöntemi; Din, tarikat, cemaat ve Atatürkçülük kavramlarıyla oynamaktan geçer.
 
Dini istismar etmeyen, amacı Kur’an-ı öğreten tarikatlar olduğunu da bilelim. Söz konusu tarikatların gayrimenkulü yoktur, parası yoktur, siyasete de bulaşmamıştır. Bu gibi tarikatların derdi, Allah rızası için hizmet yapmak olduğu için oto kontrol sistemi hakimdir.
  
Siyasi Hafızamızı Kurcalayalım:

Devlet, 15 Temmuz dolayısıyla emniyet, ordu ve yargıdan bazı isimleri görevden aldığın da ABD ve Batı, insan haklarına aykırıdır diyerek sesini yükseltiyordu. PKK terör örgütüne operasyon düzenlendiğinde Batı ve bilhassa Fransa rahatsızlığını gizlemiyordu. 

Mecliste bulunan partiler, darbeyi kınamak için bir metnin altına imza attılar ama HDP imza atmadı. Siyasi partinin terör örgütünün etkisi olduğuna dair somut bir örnektir.  Gelelim asıl konuya:

Her 10 yılda bir, ülkemizde darbe yapılırdı. Söz konusu darbeleri yabancı istihbarat yönetirdi. Yabancı İstihbaratın çok kolay bir şekilde müdahale ettiği alanlar ise ordu, tarikat ve cemaattir. Çünkü, tarikat ve cemaat ile halkı sokağa dökmek, devlete karşı isyan ettirmek en kolay bir yöntemdir.

Geçmişte darbeye adı karışan asker idi. Atatürkçülük kavramını öne çıkararak Ordunun içinde birkaç asker, devlete baş kaldırıyordu ve darbeyi yapıyordu. Her darbenin sonunda Batının arzu ettiği ekonomi sistem veya NATO’nun uygun gördüğü yöntem veya Yunanistan’ın NATO’ya dahil edilmesi gibi uygulamalar yapılırdı. Konuyu biraz açalım:

12 Eylül 1980 darbesinde ABD “bizim çocuklar başardı.” Ve sonunda Türkiye veto hakkını kullanmayarak Yunanistan, NATO’ya dahil edildi. Batı, darbeye giden yolun alt yapısını Din,tarikat, cemaat ve Atatürkçülük kavramlarını istismar ederek yapıyordu. Bir örnek ile tezimizi kanıtlayalım:

28 Şubat’a giderken Aczimdendi Tarikatı Şeyhi, Müslüm Gündüz ile Din ve Atatürkçülük kavramlarının kullanılması gibi…Bir başka örnek:

28 Şubat olayından önce Kastamonu sokaklarında cübbeli ve yeşil sarıklı insanlar ortaya çıktı ama 28 Şubattan sonra cübbeli ve yeşil sarıklı insanlar, birden ortadan kayboldu… Geçmişte bunları yaşadığım için Cübbeli Ahmet Hoca’nın sözlerini çok dikkatle dinledim.

Ahmet Hakan’ın yönettiği Tarafsız Bölgede Cübbeli Ahmet Hoca’nın konuşmalarını uyarı olarak kabul ettim. Ne dedi Cübbeli Ahmet Hoca:?

Tarikatlardan beklenen tehlikeler:

1.   Devlete sızmak amacıyla tarikatı istismar eden cemaatler. Örnek: 15 Temmuz darbesine vesile olan FETÖ cemaati gibi…

2.   Dış güçler ile irtibatı olan tarikatlar ve cemaatler. Alman, Rus ve Amerikan ekolu olan tarikat ve cemaatler.

Rusya ekolü cemaatine örnek: Atatürk döneminde Rusya’nın desteği ile kurulan Kürt Tedavül Cemiyeti gibi…

Amerikan Ekolü cemaatine örnek: FETÖ ve Adnan Oktar Cemaatleri gibi

Alman Ekolu Cemaatler: Muhalefet pozisyonunda olan partiler ve terör örgütleri ile iletişim kurabilen tarikat ve cemaatleri organize eder. HDP’nin 10 tarikat ile iletişimi vardır anlayışını bu ekolun marifetidir şeklinde değerlendirebiliriz.

3.   Arap kaynaklı selefi ekol oluşumu: DAİŞ’İN alt yapısını oluşturan unsurlardır. Arap kaynaklı selefi ekol oluşumu. Bu oluşum, zaman içinde kendini tarikat olarak tanıtabiliyor. Suriye’den ve Irak’tan gelen tarikat şeyhleri çok büyük oranda toplumun içinde varlıklarını koruyor.

 Selefi Ekol Tarikatları ne demektir?

Selefi ekol, tarikat değildir. Ama bir cemaat olarak niteleyebiliriz.  Selefi Ekol, DAİŞ’in alt yapısını oluşturuyor. Selefi Ekol ile Sünni – Şii çatışmasına zemin hazırlanıyor.  

Selefi Yapılanmanın altında 2000 dernek olduğu iddia diliyor. Batman ve Adıyaman tarafında yoğun oldukları söylenmektedir. Söz konusu bu 2000 dernek pompalı tüfek adı altında silahlanıyor. Silahlanma nedeni ise, dini istismar:

1.   Mehdiyim diyerek etrafına adam topluyor ve silahlandıkları söyleniyor,

2.   Şeyhim diyerek cihat adı altında silahlandıkları iddia ediliyor.

Silahlanan bu oluşumlar zamanla emniyet ile karşı karşıya gelebilir. Bunların paralelinde İzmir ve çevresinde ayrı bir anlayışta oluşum, oluşmaktadır…

Selefi yapılanma, doğudaki Şiiler ile Sünnilerin çatışması sağlanarak iç çatışmayı dinamik hale getirmek. ([1])  Geçmişte ülkücü gençlik ile solcu gençlerin çatışmasında olduğu gibi…

Emperyalist ülkelerin iktidar değişikliği söz konusu olduğu zaman tarikat şeyhleri devreye sokuluyor. 28 Şubat Dönemine giderken Aczimdendi Tarikatı Lideri Müslüm Gündüz ve Fadime Şahin’e verilen rol gibi…

Gazeteci Süleyman Özışık, 28 Şubat döneminden önce, Kadıköy’de Aczimdendi Tarikatı Lideri Müslüm Gündüz ve Fadime Şahin hakkında bir operasyon için Kadıköy’de bulunuyordu. Operasyonun yapılacağı mekânda medya ordusu bekliyordu. İki polis şefi arasındaki telefon konuşmasına Süleyman Özışık, şahit olmuş. Telefon konuşmasında,

   Müslüm Gündüz ile Fadime Şahin az sonra banyoya gidecek. İkisine de uygunsuz bir şekilde baskın yapılacak ve yakalanacak. Operasyon için hazır olun. Polis şefi, polislere dönerek:

    Müslüm Gündüz ile Fadime Şahin biraz sonra banyoya girecekler. Uygunsuz şekilde yakalayacağız. Operasyon için her an teyakkuzda olun.

Operasyon yapıldı. Müslüm Gündüz ve Fadime Şahin uygunsuz şekilde yakalanmış, anında haber ve resimler medyaya servis edilmiş. Daha sonra Başbakan Necmettin Erbakan, Post Modern darbe neticesinde görevden alındı. ([2])

Günümüzde Joe Biden’in, “Türkiye’de darbe ile değil seçimle iktidarı değiştireceğim., muhalefete yardım etmeliyiz.” Ve Emanuel Macron’un Cumhurbaşkanımızı hedef alan sözleri ile Uşşak’ı Tarikatı Şeyhi olduğunu iddia eden Fatih Nurullah’ın taciz olayının aynı anda gündeme gelmesiyle 28 Şubat döneminde Aczimdendi Tarikatının mahareti aklıma geldi.

Cübbeli Ahmet Hoca, “her partinin destek gördüğü tarikat ve cemaat vardır. Sadece HDP’nin iletişim içinde olduğu 10 tarikat vardır. Çünkü, tarikat ve cemaatler oy deposudur. Bu nedenle mecbur kalmadıkça hiçbir parti, tarikat ve cemaatlere dokunmak istemez.”  

 

 Sonuç

Tarikat ve cemaatlerin tuzağına düşmemek için kapsamlı bir şekilde Diyanet İşleri Başkanlığı çocuklarımıza Kur’an-ı öğretmelidir. 

Din istismarını önlemek için:

Atatürk’ün Elmalılı Hamdi Yazır’a yazdırdığı Kur’an-ı Kerim Türkçe Meali ve Muhtasar Tefsiri öğrenci seviyesine uygun sadeleştirmeli ve okullarda  okutulmalıdır. Türkçe, matematik veya tarih dersi gibi…

Selam ve saygılarımla…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[1]Ahmet Mahmut Ünlü (Cübbeli Hoca) Ahmet Hakan’ın yönettiği Tarafsız Bölge; Hadi Özışık, Cübbeli Ahmet Hoca’nın Uyarısına Dikkat. Süleyman Özışık Yutup Kanalı
[2] Hadi Özışık, Cübbeli Ahmet Hoca’nın Uyarısına Dikkat. Süleyman Özışık Yutup Kanalı

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER