Terbiyesizlik fenadır

Terbiye, etik bahsinin başında gelen, ahlâkî meselelerin en mühimi olan bir konu. Hristiyanlar “terbiye eden tanrı” anlamında «Lord» der, biz Müslümanlar «Rab, Rabbimiz» deriz.

Terbiye herşeyden önce (dinî değerleri de mündemic) ülke kültürüyle alâkalıdır. Ziyâ Gökalp, “…kültürün, çocukların rûhuna aşılanmasından ibâret olan terbiyenin millî olması gerekir” derken buna dikkat çeker.

Bizim dinimiz, bizim örfümüz, bizim içtimâî kurallarımız esastır. Başka dinlerde caiz olan bizim dinimiz İslâm’da caiz (uygun, meşru) olmayabilir.

Başka ülkelerin geleneklerinde meselâ evlenen bir çiftin nikâh kıyıldıktan sonra sarılıp herkesin içinde öpüşmeleri normal olabilir ama bizim kültür kodlarımızda bu «ayıp» olarak yer alır.

Elbette Allah tarafından terbiye edildiğimiz gibi, kullar olarak bizlerin de terbiyeye dair bir eğitimimiz, usullerimiz, kanunlarımız vardır.

TCK 299. Madde kapsamında medya meşhuru Sedef Kabaş’ın suçlu bulunması da bir terbiye tedbiridir. Cumhurbaşkanlığı makamına karşı bir terbiyesizliğe mani olma teşriî hikmeti (hikmet-i teşrî‘, makâsıdü’ş-şerîa) vardır.

Ve teşriî hikmet, gerek nass olan, gerekse ictihadla düzenlenmiş dinî-hukukî hükümlere hâkim amaç, gaye unsurunu ifade eden bir ibâredir.

Yàni itiraza mahal yok. Madem ki Cumhurbaşkanlığı sistemi var ve binaen’aleyh seçilmiş cumhurbaşkanı halk iradesinin makamı kabul ediliyorsa o makama yöneltilecek saygısızlık doğrudan halka hakaret olarak işlem görmelidir. TCK 299. Madde bu gayeyle düzenlenmiştir.

Bir cümle veya ibâre hâlinde hulâsa edecek olursak, “men dakka dukka”.

Engin Ardıç, “Baksanıza, Sedef Kabaş CHP milletvekilliğini şimdiden garantiledi bile. Kendini içeri attırmayı başardı! Kılıçdaroğlu elinden tutacak ve “demokrasi kahramanı” diye miting miting dolaştıracak. Bir sürü ahmak da bunu yutacak” demiş.

Engin bey haklı. Karı şimdi kahraman olacak bazı çevrelerde. Erdoğan düşmanlığını şiar edinmiş bir kitle var Türkiye’de.

Bunlar şahıslarla makamları ayırmayı bilmezler. Oysa Valilik makamı baqî, valiler gelip geçicidir. Tıpkı bunun gibi CB makamı da kimseye baqî değil.

Milletvekillerinden biri alenen bir teröristin dostu. Fotoğraflarıyla belgelendi. Karıya bir şey yapılamadı hálâ. Bu nasıl bir kindir ki, Erdoğan terörist dostu bu karıdan bile daha fazla düşmanlığa mâruz bırakılıyor. Üstelik halkın kahir ekseriyetince seçilmişken.

Terbiyesizlik had safhada. CB’na, millete hakaret, dine dindara hakaret vaka’yı adiyeden olmuş. Terbiye edicilik, millî eğitimden başlayarak halkın bizzatihi kendisine kadar yayılmalıdır. Demem o ki halk da bir terbiye mekanizması olarak vazife yapacaktır.

Halkın birbiriyle selâmlaşması, alışverişteki davranışlar, kiracı – ev sahibi ilişkileri, komşuluk… hep kültür basamağı olan terbiye dairesindedir. Aramızdaki terbiyesizleri terbiye edemezsek terbiyesiz bir toplum olur, cezamızı çekeriz. Çekiyoruz da…

Allah indinden gelecek bir gazab ile terbiye olmak en fenasıdır. Nuh kavmini Tufan ile, Lut kavmini bir sayha ile terbiye eden Allah her devirde Peygamberleri, elçileriyle içtimâî terbiyeyi tecdid eylemiş yàni (önce sahih, hak olup sonra insanlarca) bozulanı kaldırıp yerine katında her daim aynı olanı koyarak yenilemiştir.

Hâsıl-ı kelâm, terbiyesizleri ya biz terbiye edeceğiz, ya da Tanrı katından illâ ki terbiye edileceğiz. Allah’ın gazabından rahmetine iltica edelim. Bu gidişat çok fena çünkü… 25.01.2022