Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ahmet Yaşar Zengin Emekli Akademisyen

Teröre Karşı Ortak Dil

Teröre Karşı Ortak Dil 

Sevgili okuyucularım, merhaba,

Devlet Bahçeli’nin terör sorununu gündeme taşımasını, bazı arkadaşlarımız siyasi parti çıkarları açısından değerlendirdiği için iki görüşü öne çıkardı:

  1. İktidarın, DEM Partisi ile yakınlaşarak erken seçime gitmesi.
  2. Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı adaylığını sağlaması.

Bu iki görüşün gerçekleri yansıtmadığını ve ideolojik bir bakış açısını temsil ettiğini düşünüyorum. Çünkü iktidar, yeterli sayıda milletvekilini yanına çekebilir ve Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığını sağlayabilir. Bu konuda iktidarın gücü vardır. Bu kadar kolay bir yol varken, neden işi zora soksun? Demek ki terörü yok etme konusunda bir samimiyet söz konusu.

Devlet Bahçeli’nin bu çıkışını CHP veya AKP yapsaydı, ortalık karışırdı. Zaten CHP ve AKP bu konuda cesaretli olamazdı. Ancak Cumhuriyet tarihinde Kürt vatandaşlarımızın kültürel haklarını verme konusunda Erdoğan’ın cesaretli bir lider olduğunu gördük.

Devlet Bahçeli, partisinin sıfırlanabileceğini bilmesine rağmen büyük bir sorumluluk üstlendi. Eğer bu sorumluluğun altından kalkamazsa, MHP seçmeni her an partisini terk edebilir.

Devlet Bahçeli ne dedi? Anlatalım:

Türk-Kürt kardeşliğini, yok eden PKK, YPG ve PYD gibi terör örgütleridir. Terör örgütleri ortadan kaldırıldığında sorun kendiliğinden yok olacaktır. Türkiye’de bir Kürt sorunu yok, bir terör sorunu vardır.

Bu nedenle PKK ve YPG terör örgütleri:

  1. Silahlarını bırakacak.
  2. T.C. Devleti’ne teslim olacak.

Bu iki konuda “İmralı’nın güçlü olduğunu görmek gerekir. Eğer güçlü değilse, gözler Kandil’e çevrilecektir. Terör örgütünün silah bırakmasını Kandil engellerse, Kandil’in yabancı istihbarat teşkilatları tarafından yönetildiği, Kürt vatandaşlarımızın da anlayacağı bir şekilde ortaya konacaktır.

Devlet Bahçeli başka bir şey daha söyledi:

  1. Süreç başlatmak gibi bir durum söz konusu değildir.
  2. Pazarlık yapılmayacaktır.
  3. Terör örgütleri silah bırakacak ve T.C. Devleti’ne teslim olacak.
  4. Bu işlemler çok kısa bir süre içinde sonuçlanmalıdır.

DEM Partisi’nin girişimleri önemlidir. Aslında DEM Partisi, bebek katiline gitmeden, “Terör örgütleri ile bir bağımız yoktur. PKK ve YPG gibi terör örgütleri Kürt vatandaşlarımızı temsil etmiyor, biz Türkiye partisi olacağız,” şeklinde bir açıklama yaparak sorunu çözebilirdi. Ancak bu konuda DEM Partisi sorumluluk almadı.

Bugüne kadar:

  1. Terör sorunun çözülmesi için DEM Partisi, MHP gibi bir sorumluluk almadı ve topu Kandil’e atmayı tercih etti.
  2. Kandil, terör örgütlerinin silah bırakması konusunda dolaylı da olsa bir işaret vermedi.
  3. Muhalefet, “PKK ve YPG gibi terör örgütleri Kürt vatandaşlarımızı temsil etmiyor” şeklinde ortak bir dil oluşturamadı…

Peki, köşe yazarları, gazeteciler, sivil toplum kuruluşları, odalar, dernekler, sendikalar, siyasiler, siyasi oluşumlar, vakıflar, şairler, hikâye yazarları, kısacası eli kalem tutanlar ve sözü geçen herkes; basında ve sosyal medyada ne yapmalıdır?  

 “PKK ve YPG gibi terör örgütleri, Kürt vatandaşlarımızı temsil etmiyor,” vurgusunu yapmalıdır…

Selam ve saygılarımla

YORUMLAR

Bir adet yorum var

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER