Toplumsal Mutabakat Derneği Başkanı Mahmut Şimşek: “Demokratik entegrasyonun ön şartı zihniyet değişimidir”
İstanbul’da Barış Vakfı tarafından 05 Aralık 2025’te düzenlenen “Uluslararası Hukuk ve Demokratik Entegrasyon ve Riskleri” Çalıştayı, çok uluslu devlet deneyimlerinden Türkiye’nin demokratik entegrasyon ihtiyacına uzanan kapsamlı tartışmalara sahne oldu. Çalıştaya katılan Toplumsal Mutabakat Derneği Başkanı Mahmut Şimşek, konuşmasında başkanlık sisteminin eksik yasalar nedeniyle işleyemediğini, demokratik entegrasyonun ancak zihniyet değişimi, yerinden yönetim ve kültürel hakların güvence altına alınmasıyla mümkün olabileceğini söyledi.
İstanbul’da bir otelde gerçekleştirilen Barış Vakfı’nın “Uluslararası Hukuk ve Demokratik Entegrasyon ve Riskleri” başlıklı çalıştayında, Türkiye’nin demokratikleşme süreci ve çok uluslu devlet modellerinin hukuki deneyimleri ele alındı. Çalıştaya katılan Toplumsal Mutabakat Derneği Başkanı Mahmut Şimşek, konuşmasına Diyarbakır merkezli dernek üyeleri adına katılımcıları selamlayarak başladı.
“Topu taca atarak demokrasinin oyun kurucusu olamıyoruz”
Şimşek, siyasetçilerin ve akademik çevrelerin uluslararası örnekleri metodolojik olarak incelemekte geciktiğini belirterek, “İç demokrasi konularında topu sahada tutmak yerine taca atıyoruz.” dedi. Türkiye’de demokratik entegrasyon tartışmalarının dış modellerden çok yerel ihtiyaçlara odaklanması gerektiğini vurguladı.
Başkanlık sistemi eleştirisi: “Ne deve oldu ne kuş”
Şimşek, Türkiye’nin üç seçimdir “Altı Şişhane parlamenterizm, üstü Tophane başkanlık sistemi” olarak tanımladığı bir yapıyla yönetildiğini ifade ederek, “Bu sistem ne başkanlık oldu ne parlamenterizm.” sözleriyle mevcut yönetim modelinin eksikliklerine dikkat çekti. Sistemin halktan onay almış olsa da gerekli yasalarla desteklenmediğini ve KHK düzenlemelerinin sürdüğünü dile getirdi.
“Ulus devlet yapısı kültürel eşitliği tam karşılamıyor”
Ulus devletlerin tüm vatandaşlarını eşit kabul ettiğini ilan etse de, egemen kültürün diğer kültürler üzerinde belirleyici olduğu gerçeğini hatırlatan Şimşek, demokratik entegrasyonun ancak kültürel ve dilsel hakların güvence altına alınmasıyla güçlenebileceğini söyledi.
Sivil Ombudsmanlık Platformu çağrısı
Toplumsal Mutabakat Derneği’nin orta ve uzun vadeli hedeflerinden bahseden Şimşek, STK’lar, kanaat önderleri ve akademisyenlerin katılımıyla Sivil Ombudsmanlık Platformu (SOP) oluşturularak hukuki tabanlı toplumsallaşmanın desteklenmesi gerektiğini belirtti.
“Silahsızlanma sonrası entegrasyon psikolojik ve ekonomik destek ister”
İç demokratik entegrasyonun sürdürülebilir olması için güvenlik sonrası dönemin planlanması gerektiğini dile getiren Şimşek, “Psikolojik ve ekonomik istihdam projeleri üretilmezse gençlerin karanlık odakların eline düşme ihtimali uzak değildir.” ifadelerini kullandı. Ana dil ve kültürün anayasal güvence altına alınmasının önemine dikkat çekti.
Yerinden yönetim vurgusu: “Vatandaş seçtiğini temsilci olarak görmeli”
Şimşek, yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin demokratik entegrasyonun temel koşullarından biri olduğunu söyleyerek, emniyet müdürü, savcı veya vali seçmenin “bölücülük” olarak görülmeyeceğini belirtti. Bu adımların yeni Anayasa ile başkanlık sistemine eklenmesi hâlinde “gerçek demokratik entegrasyonun” inşa edilebileceğini ifade etti.
“Demokrasi geliştikçe entegrasyon çoğalacak, riskler azalacak”
Konuşmasını, demokratik entegrasyonun barış ve dayanışma için “tutkal görevi” gördüğünü belirterek tamamlayan Şimşek, “Zemin ıslak ve ince, dikkatli yürümek gerek.” dedi ve katılımcıları tekrar selamladı.