Haber-Yorum: Muhsin AKIL
Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyet, 12 yıl aradan sonra Irak’ı ziyaret ederek (22 Nisan 2024’te) Bağdat ve Erbil’de Irak Merkezi Hükümeti ve Irak Kürt Bölgesi Yönetimi (IKBY) ile çok önemli tarihi görüşmeler yaptı. Türkiye ve Irak arasındaki gerçekleşen bu görüşmeler bölgenin kaderini değiştirmekle kalmayacak aynı zaman küresel ölçekte de çok büyük gelişmelere sebep olacak. Türkiye, bakanlar ve üst düzey yetkilileri ile birlikte gerçekleştirdiği bu görüşmeler bölge ülkeleri ile birlikte birçok Asya’dan Avrupa ülkesine siyasi ve ekonomik kazanımlar sağlayacak. Bu görüşmeler sonucunda yapılan anlaşmalar icraata konduğunda bölgede sorun yaratan (ABD, İsrail, İngiltere, Fransa vs. gibi) bazı ülkelerin artık (bölgede) eskisi gibi at koşturamayacak. Artık bölgenin gerçek sahibi ülkelerinin kuralları geçerli olacak!..
Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’a Irak ziyaretinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, MİT Müsteşarı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki heyet, Bağdat Uluslararası Havalimanı’nda Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ve diğer yetkililer tarafından resmi törenle karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Irak’a yapmış olduğu ziyarette Bağdat’ta Irak Başbakanı Muhammed Şisa es-Sudan ve Irak Cumhurbaşkanı Abdüllatif Reşid ile önemli görüşmeler yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak ile ortak tarihi ve kültürel bağlara sahip iki komşu ülke olduklarını hatırlattı. Türkiye, Irak ile ortak çıkarlar doğrultusunda yeni bir dönemde yeni anlaşmalar yaparak yeni bir yol haritası çizecek!..
Irak ve Türkiye arasında onlarca konu arasında üç önemli husus dikkat çekiyordu! Bölgenin güvenliği açısından terörle mücadele, bölgenin stratejik konumu açısından Kalkınma Yolu Projesi ve bölgenin ekonomik ekonomisi ve istikrarı açısından ‘ikili ilişkiler’ ve ‘ortak çözüm yolları’ üzerinde duruldu. Öte yandan bölgede terörün kökünü yerinde kurutmak ve PKK terör örgütünü Kuzey Irak’ta tehdit olmaktan çıkartmaya yönelik atılacak adımlar konusunda da önemli kararlar alındı. Ayrıca Irak hükümetinin tüm ülkeye hakim olması için Türkiye’nin Irak’a yapmış olduğu ziyaret büyük bir anlam ifade etmektedir. Türkiye, Irak, Katar ve BAE yeni oyun kurucular olarak mutabık kaldıkları Kalkınma Yolu Projesi ile bölgedeki dengeleri değiştirecekler! Yani, bölge ülkeleri olarak kendi menfaatleri doğrultusunda adımlar atılacak! Kalkınma Yolu projesi ile Asya ve Avrupa piyasasını birbirine bağlayacak yeni bir rota oluşturularak ekonomik ve siyasi sıkışmışlık hafifletilecek. Kalkınma Yolu Projesi maliyeti çok yüksek bir proje olduğu için elbet ki bazı sıkıntılar yaşanabilir! Bu sıkıntıların giderilmesi (ortadan kalkması) için Çin ve diğer körfez ülkeleri ile de gerekli görüşmeler yapılacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki heyetin 13 yıl aradan sonra yapmış oldukları Erbil ziyareti, aynen Irak Merkezi Hükümet’inde olduğu gibi Irak Kürt Bölgesi Yönetimi de (IKBY) heyecanla karşılandı. Bu tarihi ziyaret öncesi Erbil kent merkezi ve Serbasti, Gulan olmak üzere birçok cadde ve Erbil kalesi Türk bayrakları ve Erdoğan posterleri ile süslendi. Caddede billboardlara İngilizce “Hoş geldin Başkan Erdoğan” yazılı afiş asıldı. Bütün bunlar (aradan yıllar geçse de) Türkiye ve Irak arasında tarihi, kültürel ve kardeşlik bağlarının kopmadığının göstergesiydi. Ayrıca Türkiye’ye olan saygının, sevginin ve güvenin yeniden filizlenmesiydi… Türkiye’nin 13 yıl aradan sonra Irak’a yapmış olduğu bu tarihi ziyaret iki ülke arasında kopmuş olan siyasi ve ekonomik bağların yeniden kurulduğunu aleni bir şekilde gösteriyordu.
Bu tarihi ziyaret daha şimdiden iki ülke arasındaki güvenlik, terörle mücadele, siyasi ve ekonomik ilişkiler de çok önemli gelişmeler yaşanacağının müjdesini veriyordu. Bilindiği gibi komşu ülkelerimiz olan Irak ve İran PKK’yı terör örgütü olarak ilan etmemişlerdi. Bu ziyaret neticesinde bu konuda da olumlu sonuçlar çıkacak olması her iki ülkenin lehine olacaktı. Bilhassa önümüzdeki dönemde bölgede PKK’ya yönelik operasyonların Bağdat, Erbil ve Haşdi Şabi işbirliği ile yapılacak olması PKK/PYD’ye destek ver ABD ve müttefiklerini bir hayli şaşırtacaktı! Irak’ın terörle mücadele konusunda Türkiye’ye destek vereceğini açıklaması geleceğe yönelik yönündeki umutları artırmıştı. Daha açıkçası, Türkiye Irak’a yapacağı ziyaretin önemli sebepler arasında PKK terör örgütüne karşı ortak hareket etme planı yatmaktaydı. Yani, terörle mücadelede ortak harekat merkezi kurmak… 30-40 km derinlikte üs bölgesi kurulması… Hakurk, Metina, ZAp ve Gara’nın güvenli bölgeler haline getirilmesi… PKK ve YPG’nin etkinliğinin azaltılması konusunda somut adımlar atılması…
Maalesef PKK’nın Suriye kolu YPG’nin sözde elebaşı Salih Müslüm bütün bu gelişmelerden son derece rahatsız oldu ve KDP’yi yanına alarak YNK’yi tehdit etmeye başladı. Şayet onlar da kabul ederse Beşûr’un elden gideceği telaşı ve korkusu başladı. Türkiye’nin sadece dağlarda değil düzlük alanlarda da 100 civarında askeri üssü olduğunu belirterek Erbil’i de ele geçirdiğine değindi. Ve Türkiye’yi buralardan kimsenin çıkaramayacağını ifade etti…
Görüldüğü gibi Türkiye’nin Irak’a yapmış olduğu bu ziyaret, terör örgütü PKK’nın Suriye Kolu YPG üzerinde büyük bir korku ve paniğe yol açtı. O yüzden Salih Müslüm feryat etmeye başladı. Elbet ki asıl korku (çok yakında) ABD ve müttefiklerinde de belirgin bir şekilde zuhur edecek! O yüzden de daha şimdiden Türkiye-Irak ilişkilerini baltalamaya çalışacaklar. Kalkınma Yolu Planı projesi ortağı olan iki ülkeyi (Katar ve BAE) abluka altına alarak ya tehdit edecekler ya da aba altından sapa göstererek etkilemeye çalışacaklar. Ya da Irak’tan pırı-pırtılarını alıp defolup gidecekler. Çünkü geriye başka da bir yol kalmıyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan beraberindeki heyet Erbil’i de ziyaret ederek Irak Kürdistan Bölgesi Yönetimi ile önemli görüşmeler yaptı. Türkiye’nin Irak Kürdistan Bölgesi Yönetimi ile de görüşmesi neticesinde önemli stratejik anlaşmaların altına imzalar atıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Erbil’de, IKBY Başkanı Neçirvan Barzani ile biraraya gelerek ortak sorunların giderilmesi konusu üzerinde durdular. Cumhurbaşkanı Erdoğan Erbil yönetimine PKK ile mücadele de desteğini daha da artırması talebinde bulundu. Türkiye, Irak merkezi yönetimi ile yapmış olduğu görüşmelerdeki talepleri gibi gibi başta Türkiye’nin Irak Kürdistan Yönetimi’nden PKK ile mücadelede beklentileri dile getirildi. Sonra da Irak’ın terörden arındırılması, bölgesel ve küresel sorunlar ve terörle mücadele, Bağdat ile Erbil yönetimi arasındaki ilişkilerin rayına girmesi, Türkmenlerin istikrarı, doğal hakları ve Müslüman ülkelerin birlikte hareket etmeleri tartışıldı. Ayrıca Gazze’deki İsrail zulmünü durdurmak için ortak hareket etmeleri konusu ile birlikte iklim değişikliği ve su krizi üzerinde yoğun bir şekilde duruldu.
Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyet, Irak Cumhurbaşkanı Abdüllatif Reşid, Başbakanı Muhammed Şisa es-Sudani, Irak Hükümet Sözcüsü Basim el-Avvadi, Irak Ticaret Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Riyad Fahir el-Haşimi ve diğer Irak’ın diğer üst düzey yetkilileri ile gerek birebir ve gerekse heyetler halinde karşılıklı yapmış oldukları görüşmelerde bölgesel ve küresel sorunlar masaya yatırıldı. En önemlisi de Kalkınma Yolu Projesi ve terörle mücadele (PKK/PYD ve FETÖ) başta olmak üzere diğer sorunlar olan güvenlik, ekonomi, ticaret, enerji, ulaştırma, çevre, sınırı aşan sular (su krizi), sağlık, eğitim, iklim krizi, kuraklık, sanayi, bilim, turizm, Türk şirketlerinin Irak’taki yatırımları, Irak petrolünün Türkiye’ye getirilmesi ve komşuluk ilişkileri ve kardeşlik hukuku vs. daha birçok ortak çıkar, ortak sorun ve ileriye yönelik atılacak adımlar konusu ele alındı. Bütün bu bu görüşmelerde mutabık kalınarak alınan kararlar düzenledikleri basın toplantısında açıklandı. Ayrıca Türkiye ve Irak sınırında üs bölgeleri kurulması, Metina, Zap ve Gara’nın güvenli hale getirilmesi de gündeme getirildi. PKK/YPG terör örgütü konusunda istisnalar olsa da ortak Irak tarafından PKK’nın Irak’taki varlığının her iki ülkeye vermiş olduğu olağanüstü rahatsızlık üzerinde duruldu. Terör örgütü PKK’nın yasaklı örgüt ilan edilmesi gibi önemli kararlar alınması da Türkiye açısından çok önemli bir gelişmeydi.
Türkiye ve Irak arasında alınan kararların iki devlet olarak resmi statüde karşılıklı imzalar atılarak sonuçlandırılması da bir o kadar önemliydi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Irak Cumhuriyeti Hükümeti arasında (Her iki ülkenin Bakanlıkları, Kurum ve Kuruluşları) çok önemli 26 işbirliği anlaşmasına imza atıldı. Bunlardan en önemlisi Kalkınma Yolu Projesi, Su Alanında İşbirliği, Stratejik Çevreye İlişkin Mutabakat Zaptı, Dış İlişkiler, İstihbarat, Eğitim, Kültür, Turizm, Tarım, Ekonomi ve Ticaret İşbirliği, Güvenlik, Enerji, İslami İşler, Medya ve İletişim, Savunma Sanayii, İstihdam ve Sosyal Güvenlik, Sağlık/TIB, Askeri Eğitim, Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması, Gençlik ve Spor, Bilim, Teknoloji ve Yenilik, Ürün Güvenliği ve Ticarette Teknik Engeller, Hakim ve Savcı Yardımcılarının Yargısal Eğitimine Yönelik alanlarda İŞİRLİĞİ ve MUTABAKAT ZAPTI imzalandı.
Öte yandan Türkiye, Irak, Katar ve BAE arasında ülkelerin ticaret hacmini canlandırmak, büyütmek ve aktif hale getirmek için Kalkınma Yolu Projesi (işbirliğine yönelik 4’lü mutabakat) imzalandı. Böylesi büyük bir proje bölge ticaretini güçlendirebileceği küresel anlamda yeni bir kapı açacak. Dört ülke arasında (Türkiye, Irak, Katar ve BAE) arasında imzalanan ve stratejik ve ekonomik açıdan çok önemli olan böylesi büyük bir projenin getirisinin 20 milyar dolar civarında olacağı tahmin ediliyor. Bu projeye Yeni İpek Yolu olarak bakılıyor. Çünkü projenin Basra Körfezi’ndeki ilk ayağı Faw Limanı, Fırat ve Dicle nehirlerinin birleştiği Şattülarap’ın tam ağzında bulunmaktadır. Ayrıca Faw Limanı’ndan sonra Divaniye, Necef, Kerbela, Bağdat ve Musul’dan sonra Türkiye sınırına uzanacak demir yolu ve kara yolu ile birlikte Mersin Limanı’na, buradan da karayolu ile İstanbul üzerinden Avrupa’ya ulaşmasının öngörülmesi, projenin Yeni İpek Yolu olduğunun aleni/açık bir göstergesidir. Ayrıca projeyi gerçekleştiren ülkelerin kendi aralarında oluşacak olun güç-birliğinin büyüklüğünü de bir o kadar izah etmektedir. Avrupa’dan Körfez ülkelerine kadar etki alanı olacak böylesi devası bir projenin 2029 yılında tamamlanması bekleniyor.
Kalkınma Yolu Projesi’nin tasarımcısı ve uygulayıcısı ülkeler olarak Türkiye, Irak, BAE ve Katar için siyasi, askeri ve ekonomik işbirliğine katkısı olduğu kadar aynı zamanda bölgesel barışa da çok büyük etkisi olacaktır. Kalkınma Yolu Projesi’nin gerçekleştiği takdirde Türkiye ve proje ortağı diğer üç ülke arasındaki ticaretin önündeki tüm yapay engellerin ortadan kalkacaktır. Bu proje geleceğe yönelik bölgenin istikrarı, refahı/huzuruna ve güvenliği için de çok önemli bir adım olacaktır.
Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyetin Irak merkezi hükümet ve bölgesel yönetime yönelik gerçekleştirmiş oldukları ziyaretler neticesinde Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid ve Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani ve IKBY Başbakanı Mesrur Barzani ile yapmış olduğu görüşmelerde çok önemli anlaşmaların altına imza atılarak çok önemli kararların alınması bölgeye huzur, istikrar ve barış getirecektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapılan bu görüşmelerde Irak’ın her geçen gün şiddetten uzaklaştığına vurgu yapması, PKK sorunun artık gündemden çıkartılması gerektiğinin altını çizmesi ve terörle mücadele birlikte verilecek mücadeleyi ileriye seviyeye taşıyacaklarını belirtmesi Türkiye açısından büyük önem arzediyordu. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ovaköy-Fişhabur Hudut Kapısı’nın en kısa sürede açılmasını ve Derecik-Zeti Hudut Kapısı’ndan araç geçişinin başlatılması da her iki ülke için önemli adımlardı.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani de bu görüşmelerin halkların birbirini daha iyi anlamasını sağladığı gibi güvenlik ve istikrara da katkı sağlayacağına vurgu yaptı. Irak Başbakanı Sudani’nin “Cumhurbaşkanı Erdoğan ile güvenlik konusundaki engellerle mücadeleyi, terörist unsurların varlığı ile mücadeleyi görüştük. Daha fazla kontrol ve istikrar için Türkiye-Irak sınır bölgesi güvenliğini görüştük. Irak topraklarının hiçbir şekilde herhangi bir komşumuza karşı kötü niyetle kullanılmasına izin veremeyiz. Hiçbir grup Irak’ın topraklarının egemenliğini ihlal edemez” diyerek Türkiye’ye olan güvenini tescil ediyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Irak Başbakanı Sudani’nin ortak düşünlerinden Gazze ile ilgili olarak da İslam dünyasının kutsal topraklarında yaşananlara asla göz yumulmayacağı açık bir şekilde anlaşılıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Sudani ateşkes konusunda da aynı fikirdelerdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve beraberindeki heyetin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, IKBY Başbakanı Mesrur Barzani, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Başkanı Mesut Barzani ile yapmış oldukları gerek birebir ve gerekse heyet olarak yapmış oldukları görüşmelerde Irak’ı ziyareti hassas bir döneme denk gelmesinin önemine vurgu yapılarak Irak, IKBY ile Türkiye arasında güçlü bir siyasi, ekonomik ve dostluk bağlarının oluşacağı konusuna dikkat çekilmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani ve IKBY Başbakanı Mesrur Barzani ile yapmış olduğu görüşmede PKK meselesinin gündemden çıkarılmasının vaktinin geldiğine vurgu yaparak terörle mücadele birlikteliğin önemine değinerek bunu daha ileri bir seviyeye taşınması gerektiğini belirtti. Bu görüşmede terörle mücadele başta olmak üzere diğer bölgesel ve küresel konular üzerinde duruldu. Bilhassa Bağdat ve Erbil yönetimleri ile Türkiye arasındaki başlatılan böylesi sağlıklı ve bilinçli diyalogların başlamasına üçüncü tarafların araya girmesine müsaade edilmeyeceği vurgusu yapıldı.
Türkiye’nin gerek Irak ve Bölgesel Yönetim ile yapmış olduğu ortak istişarelerde Filistin’deki İsrail zulmünün, İsrail-İran geriliminin Irak’ı da derinden etkilediği üzerinde durularak Filistin’de akan kanın durması, İsrail-İran gerilimi nedeniyle savaşın yayılma riskini önleyici adımlar atılması çalışmaların devam etmesi ve tüm imkanları Gazze halkı için seferber edilmesi üzerinde duruldu. Türkiye’nin etnik bir ayırım yapmadan Irak’ı bir bütün olarak gördüğünü belirtildi. Irak Türkmenlerine de vurgu yapıldı. Irak ile ilişkilerin komşuluk hukuku açısından önemi açısından bu ziyaretin yeni başlangıçlara vesile olacağı inancı olacağı izah edildi.
Türkiye’nin geçmişte Irak ile arasında önemli bir uluslararası mahkeme vardı. Irak, IKBY’nin çıkarmış olduğu Kerkük-Ceyhan ham petrol boru hattı üzerinden ithal etmesinin iki ülke arasındaki anlaşmayı ihlal ettiğini iddia ederek 2014 yılında tahkim davası açmıştı. Ayrıca Kerkük-Yumurtalık boru hattı 2023 yılından bu yana kapalı olması ve 25 Mart 2023’te uluslararası Tahkim Mahkemesi’ni Irak kazanmıştı. IKBY’den Türkiye’ye gelen günlük 450 bin varillik ihracat durmuştu. Uluslararası Mahkeme Türkiye’nin Irak’a 1,4 milyar dolar ödemesi talep etmişti. Bağdat Yönetimi ile Bölgesel Yönetim arasındaki sorunların devam etmesi nedeniyle bugüne kadar bu konuda herhangi bir adım atılamamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beraberindeki heyet ile birlikte Irak merkezi hükümeti ve bölgesel yönetimi ziyareti Türkiye-Irak arasında yaşanan bu önemli sorunun da çözülmesine vesile olacaktır.
Burada önemli bir dipnot düşmek istiyorum. Bundan iki yıl önce uluslararası önemli bir sorunu görüşmek için birisi sivil diğeri Yarbay iki dostum ile birlikte geçmişte Türkiye’yi ilgilendiren önemli bir konuyu görüşmek için TBMM Başkanlığı ve Başbakan yardımcılığı yapmış X ağabeyin yanına gitmiştik. O da bizi X bakan yardımcısına yönlendirmişti. X Bakan Yardımcımızla bir saate yakın yaptığımız görüşmede Yarbay dostumuz Irak’taki gücünü/etkinliğini Sayın X Bakan Yardımcımıza anlatmıştı. X Bakan Yardımcımız Yarbay dostumu çok iyi anladığı için Türkiye ve Irak arasında yıllarca süren mahkemeden ve tahkim konusundan bahsetmişti. Yarbay dostumuz da bu konuyu Irak hükümeti ile en kısa zamanda görüşeceğini söylemişti. Nihayetinde Yarbay dostumuz Irak’a giderek gerekli görüşmeleri başlatmıştı. Görüşmeler olumlu ve çok iyi geçiyordu. Çünkü Türkiye ve Irak arasında kangren olmuş bir sorun adeta çözülme aşamasına gelmişti! Fakat Yarbay dostumuz kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişti. Ve bu görüşmelerde yarım kalmıştı. Ben de durumu Sayın X Bakanımıza iletmiştim. Böylesi bir konuyu dipnot olarak anlatmamdaki gayem BİZ sadece yazmıyoruz! Yeri ve zamanı geldiğinde gerek siyasi, gerek istihbarı ve gerekse uluslararası konularda devletimize yardım için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Yıllardır yaptığımız gibi!..
Kalkınma Yolu Projesi, , Basra Körfezi’ndeki Büyük Fav Limanı ile Türkiye’nin güney sınırı arasında 1200 kilometrelik proje bir tren yolu hattı kurulmasını içeriyor. Irak’taki FAV Limanı’ndan Londra’ya kadar kara ve demir yolu ile Avrupa’nın her ülkesine Türkiye’den kesintisiz ulaşım sağlayacak. Yani, küresel açıdan önemli ve büyük bir ticari koridor oluşturacak. Ayrıca bu büyük projenin bölgesel ticaretin genişlemesine ve büyümesine de yol açtığı gibi katılımcı ülkelerin de ticari açıdan ekonomilerini güçlendirecek. Bölgede barış, huzur ve güvencenin de gelişimini artıracak. Asya, Avrupa ve Körfez ülkeleri arasındaki siyasi ve ekonomik/ticari bağların güçlenmesine de vesile olacak. Asya, Avrupa ve Körfez ülkeleri arasındaki daha önceki koridorlara alternatif bir proje olacak. Yani, Yeni İpek Yolu Projesi de diyebiliriz buna. Hatta Yeni İpek Yolu Projesi icraata geçtiği zaman bölgede yıllanmış ve kronik hale gelmiş dış etkenli sorunların da ortadan kalkmasını sağlayabilir!
ABD askerleri 1991 yılından bu yana bölgeye yerleşmiş durumda. Şu anda yıl 2024… Yani, ABD tam 33 yıl bölgede… ABD’nin yıllarca bölgede olmasının vermiş olduğu rahatsızlık ve huzursuzluk kangren olmuş sorunlara yol açmıştır. Bilhassa Irak’ın ve Suriye’nin parçalanması ABD yüzünden değil midir?! Ve şu anda İsrail’in Filistin/Gazze halkı üzerindeki zulmü, vahşeti ve soykırımının ana sebebi de ABD değil midir? Ve diyoruz ki bölgenin huzura/refaha kavuşması için mutlak surette Kalkınma Yolu Projesi’nin kesinlikle gerçekleşmesi gerekiyor. Ve ABD’nin de bir an önce bölgeyi terk etmesi lazım. Türkiye’nin PKK/PYD terör örgütüne karşı vermiş olduğu mücadelenin önündeki en büyük engel de ABD’dir. Şu anki Irak yönetiminin terörle mücadelede hassas davranması Türkiye açısından olumlu/pozitif bir adımdır. İnanıyoruz ki Irak hükümeti ve IKYB mutlaka PKK/YPG’ya yönelik baskı kuracaktır. Zaten bu konuda yapmış oldukları açıklamalarda PKK’ya baskı yapacaklarını kendileri söylüyorlar. Yani, PKK mensupları Irak’ta siyasi mülteci olarak kabul edilecekmiş. Ayrıca askeri faaliyette bulunamayacaklar. Siyasi faaliyet yapamayacaklar. Silah taşıyamayacaklar. Aynı zamanda Irak topraklarından başka bir ülkeye saldırılmasına da izin verilmeyeceği konusunda da Türkiye ve Irak olarak ortak karar alındı. Böylece Türkiye ve Irak’ın istikrarını sağlayacak güvenlik işbirliği de yürürlüğe girmiş oluyordu. Türkiye’nin Irak’ın toprak bütünlüğünü ve güvenliğinin sağlanması yönündeki açıklamaları Irak tarafından da olumlu karşılanmıştır. Bunların gerçekleşmesi bile hem Türkiye’ye hem de Irak merkezi hükümeti ile birlikte Irak yerel yönetimine rahat bir nefes aldıracaktır. En azından Türkiye’nin bölgenin istikrarı için yapacağı askeri operasyonların önündeki engelleri ortadan kalkmış olacak. Sonunda Türkiye ve Irak için çok önemli olan terör sorunun da büyük bir mesafe katedilecek. Kısaca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telaffuz ettiği gibi PKK TERÖR ÖRGÜTÜ HEM TÜRKİYE İÇİN HEM IRAK İÇİN HEM DE BÖLGE İÇİN TEHDİT OLMAKTAN ÇIKARILACAK… TÜRKİYE ve IRAK ARASINDA YAPILAN GÖRÜŞMELER ELBET Kİ MEYVESİNİ VERECEKTİR! ÇOK YAKIN BİR ZAMANDA IRAK MERKEZİ HÜKÜMETİ ve BÖLEGESEL YÖNETİMİNİN VERECEĞİ DESTEK SAYESİNDE TÜRKİYE’NİN IRAK TOPRAKLARINDAKİ TERÖR ÖRGÜTÜ PKK/PYD TERÖR ÖRGÜTÜNE YÖNELİK YAPACAĞI ÇOK GENİŞ/KAPSAMLI HAREKAT HER ŞEYİ İZAH EDECEK!..