Türkiye-Rusya arasındaki ilişkiler, Osmanlı zamanında 1497 yılında Karadeniz’den ulaşımı sağlanan ticaret yolları sayesinde gelişmeye başlamıştır.Bu dönemden sonra günümüze kadar bu ilişkiler, ittifaklar, savaşlar, yardımlar, dostluklar ve soğuk savaşla devam eden bir süreçte günümüze kadar ilerlemiştir.Osmanlı’nın hakimiyetinin devam ettiği süreçte iki ülke arasındaki ilişkiler, 1683-1699 yıllarında Rusya’nın da dahil olduğu Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşı, 1700 yılında imzalanan İstanbul Antlaşması, Prut Savaşı neticesinde imzalanan Prut Antlaşması, 1739 yılında imzalanan Belgrad Antlaşması ve 1774 yılında imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması vb. birçok süreçten ilerleyerek devam etmiştir.Daha sonra dönemde gerçekleşen Kurtuluş Savaşı sürecinde de Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkiler gelişerek devam etmiştir.Rusya, bu süreçte Türkiye’ye maddi olarak da emperyalist ülkelere karşı yardım etmiştir.Cumhuriyet döneminde ise Lozan Barış Antlaşması’nda Rusya, Türkiye’nin politikalarına yakın bir tavır takınmıştır.2.Dünya Savaşı sürecinde de Türkiye-Rusya ilişkileri olumlu bir seyirde ilerlemiştir.Bu dönemde de Türkiye, Rusya ile ilişkilerini bozmamak adına batılı emperyalist devletlerin de dahil olduğu bir antlaşma imzalamıştır.Soğuk Savaş döneminde ise 2.Dünya Savaşı sürecinde Rusya ile imzalanan 1925 tarihli Dostluk ve Tarafsızlık Antlaşması, savaşın bitmesiyle birlikte 1935 yılında feshedilmiştir.Daha sonra ki süreçte Türkiye, her iki ülkenin de çıkarına uygun olacak bir şekilde Rusya’yla yeni bir paktın imzalanması isteğini Rusya’ya bildirmiştir.Türkiye ile Rusya arasındaki bazı çekincelerin çözümlenmesi neticesinde, 23 Haziran 1978 yılında Bülent Ecevit’in, Sovyetler Birliği’ne gerçekleştirdiği bir gezi sırasında iki ülkenin uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunmasını içeren bir Siyasal Belge imzalanmıştır.1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Türkiye-Rusya arasındaki ilişkiler müteahhitik, ticaret vb yeni boyutlarıyla daha çok gelişmiştir.Bu gelişmeler ile birlikte Sarp Sınır Kapısı açıldı, 1980’lerden itibaren Türkiye, Rusya’dan doğalgaz almaya başladı.Daha sonra ki süreçte Mavi Akım Antlaşması imzalanmıştır.2009 yılından bu yana da iki ülke arasındaki ilişkiler gerek ortaklıklarla gerekse ziyaretlerle yoğun ilişkiler şeklinde gerçekleşmiştir.Bu süreçte Abdulluh Gül, Rusya’nın başkenti Moskova’yı ziyaret eden ilk cumhurbaşkanı olmuştur.Daha sonra ki süreçte ise iki ülke arasında gerek Başbakanlar gerekse diğer makamlar arasında yoğun ve önemli ziyaretler gerçekleşmiştir.Türkiye ile Rusya’nın birçok ortak ilişkileri bulunduğu gibi iki ülke arasında bazı farklılıklar da vardır.Mesela, Kıbrıs Sorunu’nda iki ülkenin soruna yaklaşımları biraz farklılık göstermekte idi.2015’te Kırım, Rusya tarafından ilhak edildiği zaman Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırım’da Türkiye’nin tarihi haklara sahip olduğunu söylemiştir ve Kırım’ın ilhakını tanımamıştır.Suriye sorununda ise Suriye, Türkiye ile komşu olduğu için Suriye’de yaşanan gelişmeler Türkiye’yi gerek Suriyeli mülteciler gerek coğrafi açıdan gerekse Suriye’deki çatışmaların Türkiye’ye de etki ederek bazı bombaların Türkiye tarafına düşmesi açısından doğrudan etkilemiştir.Bu noktada 9 Ekim 2019 yılında Türkiye, terör örgütü YPG’ye karşı Barış Pınarı Harekâtı operasyonunu başlattı.Harekatın ilerleyen süreçlerinde Türkiye ile Rusya arasında Soçi Mutabakatı imzalanarak iki ülke arasındaki ilişkiler, daha çok geliştirildi.Enerji konusunda da Türkiye, Rusya ile ilişkilerini arttırarak devam etmektedir.Bu hususta Türkiye ile Rusya arasında imzalanan antlaşma çerçevesinde Türkiye’nin ilk nükleer enerji santralini inşa etmek için Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi gerçekleştirilmiştir.Türkiye ile Rusya arasında enerji konusundaki işbirliği, 2015 yılında yılında yapılmaya başlanılan Türk Akım projesiyle daha da gelişmiştir. Yıllık 31,5 milyar metreküp doğalgaz taşıma kapasitesi bulunan yeni bir boru hattı ise 8 Ocak 2020’de açıldı.24 Şubat 2022 yılında ise Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı saldırılarda Türkiye, son derece titiz davranmakta, çıkarlarına yönelik olarak dengeli bir politika izlemekte ve her iki ülkeyle de barışçıl ve uzlaştırmaya dayalı bir tutum sergilemektedir.Bu noktada 3 Mart 2022 yılında gerçekleştirilen Türkiye-Ukrayna-Rusya Üçlü Toplantısı, Türkiye’nin bu saldırılarda her iki ülkeyle barışçıl bir politika ve uzlaştırıcı bir tutum sergilediğini göstermektedir.Bu toplantının gerçekleşmesi, Türkiye’nin her iki ülke içinde samimi olduğunu, çözüme yönelik çaba sarfettiğini ve her iki ülkenin de kendilerini burada güvende hissettiklerini göstermektedir.Nitekim 16 Mart’ta Moskova’yı ziyaret eden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile bir araya gelmeden önce Sergey Lavrov görüşmeye girerken, “Ukrayna ilgili birtakım görüş ayrılıklarımız var. Ancak Türkiye’nin dengeli tutumu bizim için çok kıymetli” dedi. Rus bakan, “Ankara’nın Montrö Sözleşmesi’nin yerine getirilmesine yönelik sorumlu yaklaşımına değer veriyoruz” dedi.Bu açıklama Türkiye’nin uluslararası sorunlarla ilgili ne kadar dengeli ve barışçıl bir politika sergilediğini göstermektedir.Bu vesileyle Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarının son bulmasını, Türkiye’nin hem Ukrayna hem de Rusya ile ilişkilerinin artarak devam etmesini ve Türkiye’nin söz konusu saldırılarla ilgili barışçıl ve uzlaştırmacı politikaları nedeniyle uluslararası alanda daha da önemli bir konuma gelmesini temenni ederim.
Diyaeddin ULUCAN
YORUMLAR