İnsan vücudunda oldukça az miktarlarda bulunmasına rağmen vitaminlerin vücuttaki etkinlikleri oldukça fazladır. Bunların bir bölümü (B grubu), besinlerle aldığımız karbonhidrat, yağ ve proteinden enerji ve hücrelerin oluşması konusunda biyokimyasal olayların tertip etmesine yardımcı olurlar. D vitamini, kalsiyum ve fosfor gibi minerallerin kemik ve dişlerde yerleşmesine yardımcıdır. Bilhassa sebze ve meyvelerde bulunan bir takım vitaminler de (A, E, C) vücut hücrelerinin hasarını önleyerek normal işlevlerini sürdürmeleri ve bir takım zarar veren maddelerin tesirlerinin azaltılmasında (Antioksidan tesir) yardımcıdırlar.
Sebzeler ve meyveler yeterli ve balanslı beslenmek için her gün düzenli olarak tüketilmesi şart olan besin gruplarından biridir.
Sebzeler ve meyveler;
Vitaminler ve mineraller itibariyle zengindir.
Büyüme ve gelişmede yardımcı, cilt, göz, diş ve diş eti sıhhatini savunucudurlar. Ayrı olarak hastalıklara karşı direncin oluşumunda etkindirler.
Doygunluk hissi vermeleri, bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olmaları sayesinde vücut ağırlığı denetiminde de yararlıdırlar.
Balanssız beslenmeye bağlı şişmanlık ve kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, bazı kanser türleri gibi kronik hastalıkların oluşma rizikonunu azaltırlar.
Çeşitli renk ve türlerde sebzelerin ve meyvelerin tüketilmesi ehemmiyetlidir. Meyveler de, içerdikleri besin ögeleri ve miktarı bakımından farklıdır. Bu yüzden tüketimlerinde çeşitlilik sağlanmalıdır. Ekseriyetle, turunçgil grubunda yer alan mandalina, portakal, geryfurt gibi meyveler ve çilekler vitamin C, kiraz, kara üzüm, kara dut diğer antioksidanlardan zengin iken; muz, elma gibi meyveler potasyumdan zengindirler.
Bu besinler tüketilirken aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir.
Olanaklar dahilinde günde en az 5 porsiyon sebze veyahut meyve tüketilmelidir. Bu grupta yer alan mandalina , greyfurt ve portakal gibi turunçgillerin tüketimi de çok ehemmiyetli olup günlük perhizimizde kesinlikle bulunmalıdır
Sabah kahvaltısı da dahil olmak üzere her öğünde bilhassa C vitaminin zengin kaynaklarından olan başta turuçgiller olmak sebze ve meyve tüketimine önem vermek gerekmektedir.
Günlük alınan sebze ve meyvenin en az iki porsiyonu yeşil yapraklı sebzeler veya portakal, limon gibi turunçgiller veya domates olmalıdır.
Tüm sebze ve meyveler besin değeri muhtevası ve ekonomik olması açısından mevsiminde, bol ve ucuz bulunduğu dönemlerde olasıysa çiğ olarak tüketilmesi seçenek edilmelidir.
Özellikle turunçgillerin sularını tüketmek yerine, tüm olarak tüketilmesi, ayrı olarak kabuklu yenilebilen meyvelerin kabukları ile yenilmesi posa tüketimini artırılmasını sağlar.
Ancak turunçgillerin içerdiği vitaminlerden özellikle C vitamini çok fazla kayba uğradığı için tüketiminde bazı hususlara dikkat edilmelidir.
Mesela satın alınırken ezilmiş , çürük olmamasına dikkat etmeli, serin ortamda saklanmalı, en ehemmiyetlisi de kesildikten sonra ya da suyu sıkıldıktan sonra bekletilmemelidir. Yoksa başta C vitamini olmak üzere vitamin değerlerinde ehemmiyetli azalmalar görülür. Hem de sıkılmış meyve suları buzdolabında bekletilse bile vitamin değerinin azaldığı unutulmamalıdır.
Hastalandıktan sonra değil hastalanmadan önce düzenli olarak portakal, mandalina, greyfurt gibi turunçgiller ve diğer meyve ve sebzelerin tüketilmesine dikkat edilmelidir.
kaynak: Türkiye Halk Sağlığı Kurumu – Obezite, Diyabet ve Metabolik Hastalıklar Daire Başkanlığı