İngiliz’lerin ünlü The Guardian gazetesinin araştırmasına göre, İstanbul, Barselona ve New York’tan sonra kokain dahil dünyanın en yüksek ikinci madde tüketimine sahip şehir imiş.
Merhum üstad Mehmet Şevket Eygi “Fâhişe Değilsiniz Ama” başlıklı yazısında “Ülkenin bütün şehirleri dijital kameralarla donandı, devlet gecenin köründe karşıdan karşıya geçen kedileri bile biliyor da; uyuşturucu kaçakçılığını, dağıtımını nasıl göremiyor, bilemiyor, büyük suçluları niçin kıskıvrak yakalayamıyor?” diye yazmıştı…
Daha iki sene önce, Çorum gibi temiz ve sakin bir şehrimizde bile uyuşturucu tacirleri yakalanmış, bunların beşi tutuklanmış, hapishaneler haddinden fazla dolu olduğu için ötekiler serbest bırakılmıştı. Bu uyuşturucu işiyle nasıl mücadele edilecek?
Her yerde kameralar George Orwell’in 1984 Romanındaki gibi izleniyoruz, lâkin uyuşturucu işiyle uğraşanların elebaşları yakalanamıyor? Üstelik istihbarat kameralardan ibaret de değil.
O mafya babasının anlattıklarının binde biri bile doğruysa yandı gülüm keten helva. Mafya ile en mahrem işlerde kol kola çalışanlar onların birinci geliri olan uyuşturucuyu englelleyebilir mi?
Türkiye, Asya ile Avrupa arasında bir köprü ve bu köprülerden en ziyâde uyuşturucu geçiyor ama gören duyan yok?? Arada birkaç kamyon yem atılıyor, onların ardından büyük kervan geçiriliyor diye yazıyorlar.
Son zamanlarda iş biraz sıkı tutuldu da uyuşturucu tacirleri trafiği Kıbrıs üzerinden çevirmeye başladılar. Lâkin İstanbul da ehemmiyetinden bir şey kaybetmiş değil. Üstelik Şehri’stanbul, artık bizzat uyuşturucu kullananlar açısından ikinci sıraya oturmuş bir şehir. Bir İslâm şehri!..
Uyuşturucu konusunda ricâl-i devlet yanında, yegan yegan bütün Türkiyeliler de sorumlu. Ana babalar, muhtarlar, kaymakamlar, valiler, emniyet ve jandarma teşkilatı.
Ve ilk tedbir yine eğitimden geçiyor. Sigara konusunda büyük yaygara koparan devlet ne hikmetse uyuşturucu için böyle bir seferberlik yapmıyor!..
Sigara paketlerinin üzerine müstehcenlik çağrışımlı resim ve sloganlar bile koydular da içki şişelerinin üzerine neden bir şey yazmadılar, çizmediler? Dinimizde “tütün bütün kötülüklerin anasıdır” mı diyor yoksa “içki bütün kötülüklerin anasıdır” mı? Kendinize gelin yahu…
Ben ne diyorsam odur mantığı büyük vebáldir, sünnete ve akl-ı selime aykırıdır, günahtır. Dinimiz istişareyi emrediyor, diktatörlüğü değil. Dinimiz meşvereti esas kabul ediyor, keyfe má yeşâ hareketi değil.
Danışan dağlar aşmış, danışmayan düzde şaşmış atasözü bir ölçüdür. El elden üstün, benim elim herkesten üstün kafası Şeytanîdir, Rahmanî değil. Nefis atına binmeyelim, büyük uğursuzluktur.
Türkiye’nin güçlü beyinlere ihtiyacı var. Biz beyin göçü veriyoruz. En kıymetli beyinlerimizi elâlem kapıp götürüyor!. Kalanları da başka bir biçimde ziyan oluyor:
Ergenlik çağında bunalıma giren evlâtlarımız uyuşturucu bataklığına ve/veya fuhuş tuzağına çekiliyor oralarda da yitip gidiyorlar. Haberlerde izliyorsunuz, her Allah’ın günü bir sürü vaka peş peşe sıralanıyor.
Neden vicdanlarımız sızlamıyor? Yoksa tuzumuz kuru da, adaamm sende bana mı kaldı memleketi kurtarmak, dünya var imiş yaki yok olmuş ne umurun diyenlerden mi olduk toptan?
Uyuşturucu mafyalarının ve çetelerinin çökertilmesini istiyorum. Hem düşünmez misiniz? Para için karı, uyuşturucu satanlar vatanı satmaz mı? Bu vatan kimsenin babasının çiftliği değil, akıllı olun, namuslu olun, vatan için ölmeyi en büyük paye ve şeref bilin. 08.06.2021
YORUMLAR