Unuttuğumuz ya da hiç ibret almadığımız bir levha da şudur:
(56. Hükûmet zamanının) Genelkurmay Başkanı Org. H. Kıvrıkoğlu, dönemin başbakanı Ecevit’e; irtica ile hakkıyla mücadele etmediği, 28 Şubat postmodern darbe talimatlarını yerine getirmediği için zılgıt çekip, iddialı bir laf etmişti: “28 Şubat bin yıl sürecek..”
Kulağı çekilen Ecevit, bu fırçanın hakkını verecek ve başörtülü milletvekili Merve Kavakçı‘ya “bu kadına haddini bildirin” diye kükreyecek, CHP’li takım “dışarı dışarı” diye bağırarak TBMM’sinden kovalayacaklardı…
Dindarları böyle ezdikçe ezdiler ve bu mobbingin bin yıl sürmesi için yırtınıyorlar. Pekâlâ biz bunlara mukabil hamleler yapıyor muyuz?
* * *
Merhum şairler sultanı Necip Fazıl Kısakürek üstad, “Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana… / Yükseldik sanıyorlar alçaldıkça tabana…” demişti bugünkü serbestiyetin yarısı yokken… Onlar ne güzel insanlardı. İzlerinde yeni Necip Fazıllar, Şevket Eygiler çıkaramadık…
Gençliğin vasıflı, çalışkan ve hamiyyet sahibi olmasını sağlayacak bir millî eğitim sistemimiz hálâ yok. Okullarda Kemalist umdeler aşılanıyor, bidayette yüksek IQ’ye sahip çocukların zekâları “tahsille” geriletiliyor!..
Sonra müsebbipleri kalkıp bize «gerici» diyorlar. Onlardan yàni bu bozuk düzeni savunanlardan alâ gerici mi olur?
* * *
Muhterem okurlarım, her mücadele (sıcak harpler dahil) bir plan ve strateji üzerinde ilerler. Pekâlâ nedir strateji?
Savaş ve siyasetle meşgul olan herkes bilir ki, strateji, hedefe ulaştırıcı “esas tasarı” plan, yön, yol ve karardır. Strateji değişmez, taktikler ise, değişir, değiştirilebilir, hattâ yeri geldiğinde mutlaka değiştirilmelidir.
Rastgele laf değildi, “28 Şubat bin yıl sürecek..” Türkiye düşmanlarının stratejik hamlelerini ifşa eden ipuçlarına haizdi. Muhterem CB Erdoğan ve ekibi bunu gördü ve mücadelelye bu zaviyeye mâtuf bir strateji ile başladı. Tam tekmil olmasa da başarılarının sebeb-i hikmeti budur.
Türkiye düşmanlarının fevkalâde ehemmiyetli bir taktiği de sürekli baskı taktiğidir. Dikkat ediniz, II. Abdülhamid devri dahil, kullandıkları iki menhus yafta, irtica ve mürteci kelimeleridir.
* * *
Maalesef korkutma, yıldırma taktikleri işe yaradı. Hiç inanmadığı halde hálâ Kemalist görünmeye çalışan Müslümanlar böyle ortaya çıktı.
Gerçek tesettürü atarak, merhum Eygi üstadın tâbiriyle (Müslümanlıktan) “süslüman”lığa evrilen genç kızlar bu taktiğin kurbanıdırlar.
Kuruluş Osman… Büyük iddialarlarla sahiplendiğimiz umdeleri terk edip modern görünme ezikliğimizin tarihîni anlatıyor gibi…
Tv dizisini hazırlayanlar da ezik. Baksanıza o devirlerde edebsizlik (hayásızlık) olan halk içinde mahremine sarılma sahneleri bile var!..
* * *
Düşman stratejisi Türkiye’yi işgal planıdır amma ve lâkin, Türkiyelileri kendilerine benzeterek emellerini savaşmadan; ezik ve yoz “gönüllü” Türkiyelilerin gerçekleştirmesi de stratejilerinin mihveridir.
Bidon şöyle demiş böyle demiş.. ABD bize yaptırım kararı almışmış…
Geçiniz bu bir taktiktir: Korkutma, yıldırma taktiği.
AB, “Türkiye Avrupa’da yer almak istiyorsa siyasî mahkûmları serbest bırakmalıdır” diyormuş…
Geçiniz bu da taktik: Muhatabının ezikliğinden istifade taktiği…
* * *
Muhterem okurlarım, her şeyin telafisi mümkün, fakat vaktin telafisi yok.
Muhterem Cumhurbaşkanımız mevcut stratejinin taktikleri üzerinde daha fazla mesai sarfettirmeli, dikkati (düşmanın heybetine, çokluğuna değil), zaaflarına (yumuşak karnına) yoğunlaştırıp bu minvalde taktikler bulunup geliştirilmelidir..
Allah yâr ve yardımcıları olsun. 21 Şubat 2021
YORUMLAR