Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Fetoş öldü…

Bu haberin fotoğrafı yok

Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? (àyet)

Bir olmaz elbette. Bilmeyen câhil, bilen alimdir.

Lâkin bilmekle neyi kasdettiğimiz de fevkalâde mühim.

Kötülüğü bilmek marifet değildir. Belki iyiliği bildikten sonra değer kazanır kötülüğü ve kötüleri bilmek.

Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Bileceksin ki önlem alasın. Bileceksin ki düşmanlarından önde olasın. Bileceksin ki cehaletin getireceği tüm şerleri def’ü ref edebilesin.

Yàni kovalayabilesin, şerleri uzaklaştırıp onlardan emin olabilesin, iyiliğe sahip çıkıp kötülüğü savuşturabilesin.

Zümer Sûresi 9. Àyette geçen “De ki: “Bilenler ile bilmeyenler, hiç bir olur mu? Hiç şüphesiz ancak akıl sahipleri (bunu) idrâk edip anlar” hitabı, Müslümanlara akıllı olmayı ve böylece bilmenin üstünlüğünü idrâk etmelerini emreder.

Müslümanlara genel ve ahirete kadar hükümleri bàqî nice emir ve tavsiyeler ile doludur Kur’ân-ı Kerîm. Bunları hakkıyla biliyor ve idrâk edebiliyor muyuz? Böyle olsaydı İslâm dünyası bu halde mi olurdu?

Bir avuç zındık ve zalim siyonist kurdukları devlet müsveddesi ile bütün İslâm dünyasını tehdit edebiliyor. Oysa İslâm dünyası onları tükürükleriyle boğabilecek kapasitededir.

İsrail esasen bir devlet bile sayılmaz. Eti budu bellidir. Lâkin onu böyle pervasız hareket etiren kurduğu beynelmilel ilişkiler ve süper güçlerdeki adamlarıdır. Siyonizm hem ABD’de hem Rusya’da ipleri elinde tutuyor. Bunu hakkıyla idrâk edebilmiş kaç Müslüman var?

Bilenlerle bilmeyenler hiç bir olur mu? Bilseydik buna göre teşkilâtlı bir İslâm âlemi olur, gücümüzü entipüften nizalarla bölmez, fevkalâde güçlü bir tevhid cephesini oluşturmuş olurduk.

Kur’ân bize “lâ teferraku” der. Yàni bölünmeyin. Ve àyetin devamında “bölünürseniz rüzgarınız (gücünüz) gider” diye verdiği emrin hikmetini de açıklar Allah.

Biz Müslümanlar bu izaha rağmen “lâ teferraku” daki hikmeti hakkıyla kavrayabildik mi?

İran, Siyonist Terör Devleti İsrail’e bir şekilde karşı çıkıyor. Sahip çıkmak yerine laga luga yapıyoruz. Oysa dâva müşterek. Hattâ İran’ın yaptığının bir şov olduğunu bilsek bile sahip çıkmalıydık. İsrail’i ancak bu şekilde yıldırabilir, durdurabiliriz.

Bunları yapmıyor, yapamıyorsak beyhude «İsrail durdurulmalı» türünde kof açıklamalar yapmaya hacet yok.

İsrail böyle kenardan yapılan kof konuşmaları tezahürat gibi algılıyor, bir yerine beş Filistinliyi katlediyor.

FETÖ terör örgütünün başı timsah gözyaşlarıyla meşhur Fetulla Sırıtan geberdi. Alâ cehennem’ü zümera…

Muhiblerine diyeceğim tek şey, artık aklınızı başınıza alın da üzerinizde oynanan oyunları fark edin. Fetoş öldü yenisini bulur, bu sefer de onunla kullanırlar sizi. Akıllı olun akıllı.

Bendeniz tavrımı, inancımı pek gizlemem. Bugün de dün de bu Feto iblisinden hazzetmediğimi söyledim ve defalarca yazdım.

Tá gençlik yıllarımda bunun Hz. Hamza (radiyallahü anh) için sarfettiği cümleyi (“Rambo gibi güçlüydü…”) işittiğim günden beri bu herife notumu verdim “münafıklar” listeme koydum. Her yerde ve her fırsatta da anlattım çevremdekilere.

Hani “yağmasak da gürleyelim” derler ya. Bendeniz gökgürülsüyle yağarım. “Yağmasan da gürle…” belki bu da bir tavırdır, taktiktir. Fakat zamanı geçmiştir. Artık yağmak zamanıdır. Haydi ya Allah. 22.10.2024