Ramazan Bayramı sevincimizi yok ettiler. Allah’ın, meleklerin, mü’minlerin ve lâ’net etmek şanından olan tüm mahlûkatın lâ’neti Terör Devleti İsrail’in ve arkasındaki tüm «kocabaş» siyonist Yahudiler üzerine olsun
Allah’a asi, kullara zalim, kâinata belâ siyonizmin şedîd zulmüne, mabed işgali ve direnen 40’ı aşan Filistinli gencin şehadetine rağmen hálâ üç maymunu oynamakta “medenî” Batı.
Demokrasileriyle, hukuklarıyla, teknolojiyi aşamamış (özde değil sözde) medeniyetiyle övünüp duran, dünyaya lâf ile nizâmât vermekten başka bir halt yiyemeyen, üstüne bir de insâniyet dersi vermeye kalkan Batı, zulme sessiz kalmanın da zulm olduğunu bir türlü idrâk edemiyor!.
Bile isteye, siyonizme hizmet ediyorlar. Artık yeryüzünde hiçbir Batı insànının, “soykırıma, faşizme, işkenceye, hukuk ihlâllerine karşıyız” deme hakkı kalmamıştır! Ve bilsinler ki, onları da saracak «fitne»[1] çok yakındır!.
Kur’ân’ı bilenler; zalimler üzerine inmiş, nice âyet-i celîlede misâlleriyle anlatılan fitneleri (Allah’ın asilere gazabını) ve sonuçlarını iyi bilirler.
Sanıyorum Terör Devleti İsrail siyonistlerinin ceddi Âd Kavminin zulmünü anlatan bir misâl kâfi gelecektir. Zulmün fevkalâde ibretamiz ve korkunç sonlu macerası…[2]
Nuh (a.s)’ın oğullarından Sam’ın torunu Âd’ın neslidir bu kavim. Kur’ân’da da geçen bu kavim, kral Âd’ın iki oğlu; Şedîd (şiddetli, güçlü) ve Şeddâd’la (şeddādî=Şeddâd tarzında gösterişli ve yüksek bina) türeyen ve bunların emirlerini köpek gibi yerine getiren akrabalarının isimdir.
Babalarından sonra tahta geçen bu iki zalim karındaş babalarını aratmayarak hattâ zulmü arttırarak halka işkence ederler. Ve bir zaman sonra taht kavgasıyla birbirine düşerler. Uzatmayım, Şeddâd, Şedîd’i öldürür. Tarihteki «şeddādî binalar, İrem Bağları» hadisesi. Bunlar tabiatı, ekolojik dengeyi bozmuş, günümüzde İstanbul’u mahveden şeddādî binalar gibi ucubeler inşá etmişlerdi.
Halkı cebren ve karın tokluğuna sayılmayacak şekilde inşaatlarında köle gibi çalıştırıp, en ağır hakaretleri ediyor, Terör Devleti İsrail’in Filistin’de yaptığı gibi keyfe má yeşâ öldürebiliyor, hukuk tanımıyorlardı.
Âdil-i mutlak olan Cenâb-ı Allah, seçtiği Hûd (a.s)’ı inecek azabını bildirmek, düzelme, tövbe fırsatı vermek için Peygamber olarak gönderdi. Azabın yakın olduğunu, işaretlerin güründüğünü söyledi Hûd (a.s) lâkin dinletemedi…
Neticede, Allah onların bu isyan, inkâr ve zulmünün cezası olarak önce yağmurları keserek kuraklık yaratmış ünlü İrem bağlarını kurutmuş, daha sonra kasıp kavuran bir rüzgârla hepsini helâk etmişti.
Kur’ân’ın bildirdiğine göre (sekiz gün süren bir acaib) kasırga, Âd Kavmini hurma kütükleri gibi bulundukları yerden söküp atmış, korkunç bir bulut zuhur etmiş, dondurucu bir soğuk ve kasırga dağı taşı, o devasa binalarını, insanları savurmuş, azgın Ad kavmini yok etmiştir. Hûd (a.s)’ın ümmeti hicret ettikleri için felâketten kurtulmuştu.
Âd Kavminin ahlâk soyundan kahpe zalim ve korkak siyonist Yahudi, Terör Devleti İsrail’in sonu da (şüphesiz ki) böyle olacak.
YARIN Ramazan Bayramı, mübarek olsun. Filistinliler, Osmanlı’yı arkadan vuran Şerif Hüseyin’lerin nesli ve bunun ilâhi tokadını yiyiyor olsalar da, biz yine de gıyablarında hayır duâ ve devlet olarak da inşá’allah fiilî yardım edelim. Müslüman mazlûma -kim olursa olsun- yardım eder çünkü. 12.05.2021
———————————————
[1] “Ve öyle bir fitneden (büyük musibetten, gazabımdan) sakının ki o, içinizden yalınız zulmedenlere çatmaz (bütün insanları da perişan eder). Hem bilin ki Allah, şübhesiz azabı çetin olandır. (Enfâl, 25)
[2] A’râf (7/65-72), Hud (11/50-60), İbrahim (14/ 9), Şu’arâ (26/123-139), Fussilet (41/13-16) ve ilâahir.
YORUMLAR